Translation of "Halkı" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Halkı" in a sentence and their spanish translations:

O, halkı şaşırttı.

Sorprendió al público.

Kasaba halkı alkışladı.

Aplaudieron los pueblerinos.

Japon halkı savaştan vazgeçti.

El pueblo japonés ha renunciado a la guerra.

Devlet başkanı halkı selamladı.

El presidente saludó al público.

- Halkı aldatıyorlardı.
- İnsanları aldatıyorlardı.

Engañaban a la gente.

Oranın halkı büyük gelişme kaydediyor.

la comunidad está prosperando.

çünkü televizyonda o halkı görüyorlar

porque ven a esas personas en la televisión

Ada halkı bizden yardım istedi.

La gente de la isla nos pidió ayuda.

O, halkı için bir tanrıydı.

Él era un dios para su gente.

Fransız halkı kurbağa yer ve kabadır!

¡Los franceses comen ranas y son maleducados!

Boston halkı, Britanyalı askerlerden nefret ediyorlardı.

La gente de Boston odiaba a los soldados británicos.

Amerika Birleşik Devletleri halkı İngilizce konuşur.

Las personas de Estados Unidos hablan inglés.

Güney Louisiana'da Birleşik Houma Halkı ile başladım.

Empecé en el sur de Louisiana con la Nación Unida de los Houma.

Bu yüzden biz halkı eğitme materyalleri geliştirdik.

y además hemos creado material de educación pública.

Kural olarak, Japon halkı yabancı dillerde iyi değil.

En general, a los japoneses no se les dan bien las lenguas extranjeras.

Halkı sömüren zenginleri ve ağaları anlatan bir filmdi yine

fue una película sobre riquezas y aghas que volvió a explotar a la gente

Bu adamı bu televizyona kim çıkardı? Halkı kim kandırıyor?

¿Quién tomó a este hombre en este televisor? ¿Quién engaña al público?

Japon halkı duygularını ifade etmek için hediyeleri takas eder.

Los japoneses intercambian obsequios para expresar sus sentimientos.

Kasaba halkı kaçakçıların ne olduğunu hakkında şaşılacak derecede toydu.

La gente de la ciudad era asombrosamente ingenua de lo que eran los contrabandistas.

Belçika'da Flaman halkı bir gün bağımsızlığını ilan etmek istiyor.

- En Bélgica, los flamencos quieren declarar su independencia algún día.
- En Bélgica, los flamencos quieren declarar su emancipación algún día.

O halkı için çok şey yaptı, ancak çok daha fazlasını yapabilirdi.

Él hizo mucho por su pueblo, pero podría haber hecho más.