Translation of "Duman" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Duman" in a sentence and their spanish translations:

Duman tüttürelim.

Granada de humo.

Bacadan duman yükseliyordu.

- Había humo saliendo de la chimenea.
- Salía humo de la chimenea.

Oda duman doluydu.

La habitación estaba llena de humo.

Duman kokusu alıyorum.

Yo huelo humo.

Duman ortaya çıktı.

Apareció humo.

Bacadan siyah duman çıktı.

Un humo negro salió de la chimenea.

Duman pencereden dışarı geliyordu.

Se vertía humo de la ventana.

Asansörde duman kokusu alıyorum.

Huelo humo en el ascensor.

O duman nereden geliyor?

¿De dónde viene el humo?

Ve küçük salonumuzdaki duman yüzünden

y a veces, apenas veía la pantalla

Tıpkı siyah bir duman gibi.

como humo negro.

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.

- Cuando el río suena, agua lleva.
- No hay humo sin fuego.
- Donde hay humo, hay fuego.

Duman rüzgarla birlikte yok oldu.

Con el viento, el humo se desvaneció.

Ve böylece çok fazla duman çıkacak

y eso hará un montón de humo.

İlin üzerindeki bir duman bulutu var.

Hay una nube de humo sobre la provincia.

Lanet olsun! Sen bana duman attırdın!

¡Joder! ¡Me has dado un susto de muerte!

Tamam, acil durumda kullanılacak duman işareti bombaları.

Bien, algunas granadas de humo de emergencia.

Motor hararet yaptı ve şimdi duman yayıyor.

El motor se recalentó y ahora está echando humo.

Onun purosundan bir duman halkası havaya doğru uçtu.

Un anillo de humo flotó desde su cigarro hasta el aire.

Tren hareket ederken havaya siyah duman bulutları püskürttü.

El tren arrojaba nubes de humo negro al aire mientras se iba traqueteando.

Ve sonra 10 dakika kadar bekleyeceğiz, duman mağarayı dolduracak

Lo dejaré diez minutos, el humo llenará la cueva,

- Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
- Armut dalının dibine düşer.

La manzana no cae lejos del árbol.

- Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
- Dumanın olduğu yerde ateş vardır.

Donde hay humo, hay fuego.

Üç saatten kısa süren muharebede, koca Roma ordusu darma duman oldu.

En menos de tres horas de lucha, un ejército romano entero es virtualmente aniquilado.

- O sigara içmiyor.
- O, sigara içmez.
- O, tütmez.
- O, duman tütmez.

- No fuma.
- Ella no fuma.

Güney İtalyan adası Sicilya büyük bir duman ve kül bulutuyla kaplandı.

La isla sureña italiana de Sicilia se cubrió de una gran columna de humo y ceniza.

Barbekü yaparsak benim için sorun değil fakat gözlerime duman kaçtığında ondan hoşlanmıyorum.

Me parece bien si hacemos una barbacoa, pero no me gusta cuando el humo se mete en mis ojos.

Hükümet aslında skandalı örtbas etmede başarılı oluncaya kadar hâlâ kaç tane duman bombası atılmak zorunda?

¿Cuántas bombas de humo se deben aventar aún para que el gobierno pueda realmente encubrir el escándalo?

Çok geçmeden, yanmakta olan köy ve arazilerden çıkan duman bulutları ve kömüre dönmüş Batı Arretium toprakları...

Pronto, columnas de humo de la quema de las villas y campos manchan la tierra al oeste de Arretium,