Translation of "Düşünmüştüm" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Düşünmüştüm" in a sentence and their spanish translations:

Kazanacağımızı düşünmüştüm.

Pensé que íbamos a ganar.

Şans olduğunu düşünmüştüm

Yo pensé que era cuestión de suerte,

Seni bulmayacağımı düşünmüştüm.

Pensé que no te iba a encontrar.

Bunu yapmayacağımızı düşünmüştüm.

Pensé que no íbamos a hacer esto.

Benden hoşlanmayacağını düşünmüştüm.

Pensaba que no te caería bien.

Tom'un çalışmak isteyeceğini düşünmüştüm.

Pensé que Tom querría el trabajo.

Tom'un farklı olduğunu düşünmüştüm.

Pensé que Tom era diferente.

Senin bilmek isteyebileceğini düşünmüştüm.

- Pensé que a lo mejor querrías saber.
- Pensé que tal vez quisieran saber.
- Pensé que quizás quisieras saber.

Bir yere gideceğimizi düşünmüştüm.

Creía que íbamos a alguna parte.

- Senin gelmeyeceğini düşündüm.
- Gelmeyeceğini düşünmüştüm.

Pensé que no vendrías.

Dün geceki partide olacağını düşünmüştüm.

Pensé que ibas a estar en la fiesta anoche.

İşi bana teklif edeceğini düşünmüştüm.

Pensé que iban a ofrecerme el empleo.

Bunu bir daha yapmayacağını düşünmüştüm.

Pensé que no ibas a hacer esto otra vez.

Beraber kahvaltı yaparız diye düşünmüştüm.

Pensé que desayunaríamos juntos.

Şimdiye kadar burada olacağını düşünmüştüm.

Pensé que estaría aquí ya.

Onun acil olduğunu söylediğini düşünmüştüm.

Creí que dijiste que era urgente.

Tom'un bunun nasıl yapılacağını bildiğini düşünmüştüm.

Pensé que Tom sabría cómo hacer eso.

Tom'un Mary'ye birkaç soru soracağını düşünmüştüm.

Pensé que Tom le haría unas pocas preguntas a María.

Gittiğini ve beni terk ettiğini düşünmüştüm.

Pensé que que te habías ido y me habías dejado.

Muhtemelen çoktan eve gitmiş olduğunu düşünmüştüm.

Yo creía que usted, probablemente, ya se había ido a casa.

Dünyanın pek de iyi durumda olmadığını düşünmüştüm.

pensé que el planeta no estaba en un buen estado,

Ben onun yapmak için kolay olacağını düşünmüştüm.

Yo pensaba que sería fácil hacerlo.

Tom'a kendin söylersen daha iyi olacağını düşünmüştüm.

Pensé que sería mejor que tú mismo le dijeras a Tom.

Tom'un sizi bir daha asla göremeyeceğini düşünmüştüm.

Pensé que Tom jamás te vería otra vez.

Polisin bizi burada asla bulamayacağını söylediğini düşünmüştüm.

Pensé que habías dicho que la Policía nunca nos encontraría aquí.

Tom'un asla Mary'ye zarar vermeyeceğini söylediğini düşünmüştüm.

Pensaba que tú dijiste que Tom nunca haría daño a Mary.

Ben sadece gerçekten ilginç bir şey düşünmüştüm.

- Acabo de pensar en algo muy interesante.
- Se me acaba de ocurrir algo muy interesante.

Tom'la konuşmak için bir şans daha bulacağımı düşünmüştüm.

Creí que tendría otra oportunidad de hablar con Tom.

Tom'un bu gece sahnedeki en iyi şarkıcı olduğunu düşünmüştüm.

Yo pensaba que Tom era el mejor cantante en el escenario esta noche.

Bunun kolay olacağını düşünmüştüm, fakat bütün gün çalışıyoruz ve hâlâ bitirmedik.

Pensé que hacer esto sería fácil, pero hemos estado trabajando todo el día y aún no hemos terminado.

Evdeki her şeyi yediğimizi düşünmüştüm, fakat bir kutu kraker daha buldum.

Creí que habíamos comido todo lo que había en la casa, pero encontré otra caja de galletas.

Bir grup insanın bizimle birlikte su kayağına gideceğini düşünmüştüm. Fakat kesinlikle başka hiç kimse gelmedi.

- Pensé que un montón de gente iría con nosotros a hacer esquí acuático, pero no apareció absolutamente nadie más.
- Pensé que mucha gente iría a esquiar en el agua con nosotros, pero absolutamente nadie más apareció.