Translation of "Bitirmek" in Spanish

0.013 sec.

Examples of using "Bitirmek" in a sentence and their spanish translations:

Doktoramı bitirmek üzereyken,

Cuando casi había terminado mi doctorado,

İşi bitirmek zordu.

- Fue duro terminar el trabajo.
- Fue difícil terminar el trabajo.

Başladığımı bitirmek istiyorum.

Quiero terminar lo que empecé.

Ve şimdi bitirmek üzereyken,

Y ahora, al finalizar,

Görevi bitirmek size kalmış.

Depende de ti terminar el trabajo.

Ev ödevimi bitirmek zorundayım.

Necesito terminar mi tarea.

İşi bitirmek sizin göreviniz.

- Es tu deber terminar el trabajo.
- Es tu obligación terminar el trabajo.

Bitirmek istediğine emin misin?

¿Estás seguro de que quieres terminar?

Seninle ilişkimi bitirmek istemiyorum.

No quiero romper contigo.

Biz bunu bitirmek zorundayız.

Tenemos que terminar esto.

- İşi tek başıma bitirmek istiyorum.
- İşi kendi başıma bitirmek istiyorum.

Yo quiero terminar el trabajo por mi cuenta.

Ev ödevini hemen bitirmek zorundasın

Tienes que terminar tu tarea de inmediato.

İşi bitirmek beş saatimi aldı.

- Me llevó cinco horas terminar el trabajo.
- Tardé cinco horas en terminar el trabajo.
- Me tomó cinco horas para terminar el trabajo.

İşi bitirmek uzun süre almayacaktır.

- No nos tomará mucho tiempo terminar el trabajo.
- No llevará mucho tiempo acabar el trabajo.

İşi bitirmek ne kadar sürer?

- ¿Cuánto se tardará en terminar el trabajo?
- ¿Cuánto tiempo llevará terminar el trabajo?

Bir haftada raporu bitirmek imkansız.

Es imposible terminar el informe en una semana.

İşi bitirmek bir haftasını aldı.

Le llevó una semana terminar el trabajo.

Ödevimi bitirmek üç saatimi aldı.

Tardé tres horas en acabar los deberes.

O, kitabı okumayı bitirmek üzere.

Él está apunto de terminar el libro.

Bunu bitirmek birkaç saatimi aldı.

Terminarlo me tomó varias horas.

Yazıyı bitirmek 2 saatimi aldı.

Tardé dos horas en terminar la redacción.

İşimi bitirmek için gayret ettim.

Hice un esfuerzo para terminar mi trabajo.

Çamaşır yıkamayı neredeyse bitirmek üzereyim.

Acabo de terminar de lavar la ropa.

İşi kendi başıma bitirmek istiyorum.

- Me gustaría terminar el trabajo por mi cuenta.
- Quiero terminar el trabajo solo.

Raporumuzu bitirmek için zamanımız yok.

No tuvimos tiempo para terminar nuestro informe.

Tek istediği resmini bitirmek için zamandı.

Todo lo que él quería era tiempo para terminar su pintura.

İşi bitirmek onun iki saatini alır.

Le tomará dos horas terminar el trabajo.

Her şeyden önce, ödevi bitirmek zorundayız.

Antes de nada, tenemos que acabar los deberes.

Onu bitirmek için elimden geleni yapacağım.

Haré mi mejor esfuerzo para terminarlo.

Tom hâlâ çiti boyamayı bitirmek zorunda.

Tom aún debe terminar de pintar la cerca.

O, işini bitirmek için çok çalıştı.

Le costaba mucho terminar su trabajo.

Evini bitirmek Tom'un on yılını aldı.

Le tomó 10 años a Tom terminar su casa.

Sadece bunu bitirmek ve gitmek istiyorum.

- Sólo quiero acabar esto y salir.
- Solo quiero acabar esto e irme.

Üzerinde çalıştığım kitabı yazmayı bitirmek zorundayım.

Tengo que terminar de escribir el libro en el que estoy trabajando.

Bunu bitirmek için bir haftan vardı.

Tenías una semana para terminar esto.

Sunumumu bitirmek için yeterli zamanım yoktu.

No tuve suficiente tiempo para terminar mi presentación.

İki gün içinde bunu bitirmek imkansız.

Es imposible terminar esto en dos días.

Kate ona kadar ödevini bitirmek istiyor.

Kate quiere terminar su tarea para las diez.

Tom'un raporunu bitirmek için zamanı yoktu.

Tom no tuvo tiempo para acabar el informe.

Hakem maçı bitirmek için düdüğünü çaldı.

El árbitro sopló su silbato para terminar el partido.

Onu zamanında bitirmek için elimden geleni yapacağım.

Haré todo lo posible por acabar a tiempo.

Bunu bitirmek tatilimin en güzel kısmını aldı.

Requerí la mayor parte de mis vacaciones para completarlo.

İşi bitirmek onun bütün öğleden sonrasını aldı.

Le llevó toda la tarde terminar el trabajo.

İşi zamanında bitirmek için hiçbir ihtimal yoktu.

No había chance de terminar el trabajo a tiempo.

İşi salıya kadar bitirmek çok kolay olacak.

Será fácil acabar este trabajo antes del martes.

Saat beşe kadar bu işi bitirmek istiyorum.

Quiero terminar este trabajo a las cinco.

- Senden ayrılmak istemiyorum.
- Seninle ilişkiyi bitirmek istemiyorum.

No quiero romper contigo.

Bunu bitirmek için ne kadar zamanımız var?

¿Cuánto tiempo tenemos para terminar esto?

- İşi saat dörde kadar bitirmek zorundayım.
- İşi dörde kadar bitirmek zorundayım.
- Saat dörde kadar işi bitirmem gerekiyor.

Tengo que terminar el trabajo para las cuatro.

O bitirmek için zamanımızın olmadığı zor bir sınavdı.

Era un examen tan difícil que no tuvimos tiempo de terminarlo.

Bu projeyi bitirmek en azından bir yıl sürer.

Este proyecto tardará al menos un año en terminarse.

Bunu bitirmek için bana yarına kadar süre verildi.

Me han dado hasta mañana para terminar esto.

İyi bir başlangıç, işi yarı yarıya bitirmek demektir.

- Quien ha comenzado, ha hecho la mitad.
- Obra empezada, medio acabada.

Mary Tom uyanmadan önce kahvaltı hazırlamayı bitirmek istedi.

María quería terminar de preparar el desayuno antes de que Tom despertara.

- Sanırım evimizi yapmayı bitirmek bir yıldan daha fazla alacaktır.
- Sanırım bizim evimizi yapmayı bitirmek bir yıldan daha fazla sürecektir.

Creo que va a llevar más de un año para terminar de construir nuestra casa.

- Seninle ilişkiyi bitirmek bir hataydı.
- Seninle ayrılmak bir hataydı.

Terminar contigo fue un error.

Ev ödevimi bitirmek için daha fazla zamana ihtiyacım var.

Necesito más tiempo para terminar mi tarea.

Ev ödevinizi bitirmek için hepinize biraz daha zaman vereceğim.

Os daré un poco tiempo más para terminar los deberes.

Bu kitabı okumayı bitirmek zorunda olduğum için dışarı çıkmıyorum.

- No voy a salir porque tengo que terminar de leer este libro.
- No salgo porque tengo que terminarme el libro.
- No salgo porque tengo que acabar de leerme el libro.

- Tom Mary'den ayrılmak istiyor.
- Tom Mary ile ilişkiyi bitirmek istiyor.

Tom quiere terminar con María.

İşi hazirandan önce bitirmek istiyorsan çok daha iyi çalışmak zorunda kalacaksın.

Si debes terminar el trabajo antes de junio, tendrás que trabajar mejor.

Tom evi bitirmek için ne kadar çok paraya ihtiyacı olacağını hesaplıyor.

Tom está estimando cuánto dinero va a necesitar para terminar la casa.

- Tom Mary ile ilişkiyi bitirmek istemiyor.
- Tom Mary ile ayrılmak istemiyor.

Tom no quiere romper con Mary.

Tom hava kararmadan önce çiti boyamayı bitirmek için çılgınca bir girişim yaptı.

Tom hizo un intento desesperado de terminar de pintar la cerca antes que oscureciera.

- İşin bir ay içinde tamamlanması kesinlikle imkansız.
- Bir ay içinde işi bitirmek tamamen imkansız.

Es completamente imposible terminar el trabajo en un mes.

- Tom Mary'nin neden ondan ayrılmak istediğini bilmediğini söyledi.
- Tom Mary'nin neden onunla ilişkiyi bitirmek istediğini bilmediğini söyledi.

Tom dijo que él no sabía por qué María quería terminar con él.