Translation of "Belirsiz" in Spanish

0.003 sec.

Examples of using "Belirsiz" in a sentence and their spanish translations:

Tom belirsiz.

- Tom es inseguro.
- Tom es vacilante.

Yavrularının geleceğiyse... ...çok daha belirsiz.

Pero el futuro de sus crías es mucho menos seguro.

O, belirsiz bir yanıt verdi.

Le dio una respuesta vaga.

Tom belirsiz bir cevap verdi.

Tom dio una respuesta poco clara.

Hannibal sonucu belirsiz muharebeye katılmayarak akıllılığını gösteriyor.

Hannibal demuestra su astucia al no enfrascarse en una batalla incierta.

En önemlisi, Napolyon'un sözlü, bazen belirsiz emirlerini

Fundamentalmente, tenía el don de convertir los mandamientos verbales, a veces vagos, de Napoleón en órdenes claras,

O, o konu hakkında birkaç belirsiz yorum yaptı.

Ella hizo algunos comentarios vagos sobre el asunto.

Publius Scipio'nun akıbeti Ticinus'ta aldığı yaralardan dolayı hala belirsiz.

La vida de Publius Escipión aún pende de un hilo debido a las heridas que recibió en Ticinus.

- Oyunun sonucu belirsiz.
- Oyunun sonucu şüpheli.
- Maçın sonucu kuşkulu.

El resultado del partido es incierto.

Onun politikası hakkında soru sorulduğunda, aday sadece belirsiz cevaplar verdi.

Siendo cuestionado por sus políticas, el candidato solo dio respuestas vagas.

Esperantoda belirsiz artikel yoktur ve sadece bir tane belirli artikel vardır.

En esperanto no hay artículo indefinido y solo un artículo definido.

- Onun süresiz bir sözleşmesi var.
- Onun süresi belirsiz bir kontratı var.

Ella tiene un contrato indefinido.

Bir süreliğine savaşın gidişatı belirsiz gözükse de bu Hannibal'ın bir diğer tuzağıydı.

Por un tiempo la lucha parecía indecisiva, pero esto era otra treta de Hannibal.

Bu kez, sadece sınav zor değildi ama aynı zamanda sorular belirsiz idi.

Esta vez, el examen no era sólo difícil, sino que además, las preguntas eran ambiguas.