Translation of "İlgilendiğini" in Russian

İlgilendiğini bilmiyordum.

- Я не знал, что тебе не всё равно.
- Я не знал, что вам не всё равно.

Antikalarla ilgilendiğini bilmiyordum.

Я не знал, что ты заинтересован в антиквариате.

Tom'un ilgilendiğini sanmıyorum.

Не думаю, что Тому интересно.

Tom ilgilendiğini söyledi.

Том сказал, что ему интересно.

Onun seninle ilgilendiğini düşünüyorum.

Думаю, ты ей интересен.

Birinin ilgilendiğini bilmem gerekiyor.

Мне нужно знать, что кому-то не всё равно.

Tom bana ilgilendiğini söyledi.

Том сказал мне, что ему интересно.

Tom çok ilgilendiğini söyledi.

Том сказал, что ему очень интересно.

Onun hangi konuyla ilgilendiğini düşünüyorsun?

- В каком предмете, ты думаешь, он заинтересован?
- К какой области, по-твоему, он проявляет интерес?
- К какому вопросу, ты думаешь, у него интерес?
- Как вы думаете, каким предметом он интересуется?

Tom'un Mary ile ilgilendiğini düşünüyorum.

Я думаю, Том интересуется Мэри.

Tom'un yüzmekle çok ilgilendiğini biliyorum.

Я знаю, что Тому очень интересно плавание.

Tom Mary'ye sanatla ilgilendiğini söyledi.

Том сказал Мэри, что интересуется искусством.

Tom bana Mary'nin ilgilendiğini söyledi.

Том сказал мне, что Мэри интересно.

Onunla o kadar çok ilgilendiğini bilmiyordum.

Я не знал, что вас это так беспокоит.

Ben senin onunla ilgilendiğini fark etmedim.

Я и не представлял себе, что вы этим интересуетесь.

Senin ilgilendiğini düşündüğüm aynı şeylerle ilgilenmiyorum.

Я не заинтересован в тех же вещах, в которых, я думаю, заинтересованы вы.

Tom bir çiftlik almakla ilgilendiğini söyledi.

Том сказал, что заинтересован в покупке фермы.

Tom Mary'nin klasik müzikle ilgilendiğini bilmiyordu.

Том не знал, что Мэри интересуется классической музыкой.

Japon sanatı ile ilgilendiğini hiç fark etmemiştim.

Я и не знала, что ты интересуешься искусством Японии.

Tom sadece Mary'ye yardım etmekle ilgilendiğini söyledi.

Том сказал, что он просто заинтересован в оказании помощи Мэри.

Tom Mary'ye onun tablolarından birini almakla ilgilendiğini söyledi.

Том сказал Мэри, что заинтересован в покупке одной из её картин.