Translation of "Yoksulluk" in Portuguese

0.004 sec.

Examples of using "Yoksulluk" in a sentence and their portuguese translations:

Yoksulluk onu çalmaya zorladı.

A pobreza o fez roubar.

Çavdara yoksulluk tahılı denirdi.

O centeio foi chamado de grão da pobreza.

Yoksulluk bütün kötülüklerin kaynağıdır.

A pobreza é a raiz de todo o mal.

Yoksulluk bütün ahlaksızlıkların anasıdır.

A pobreza é a mãe de todos os vícios.

Tom yoksulluk içinde yaşıyor.

Tom vive ao deus-dará.

Yaklaşık %39 yoksulluk oranı vardı.

tínhamos uma taxa de pobreza de cerca de 39 %.

yoksulluk cahillik hepsi vardı bu filmde

ignorância da pobreza tinha tudo neste filme

Yoksulluk bazen insanları suç işlemeye tahrik eder.

- A pobreza, por vezes, leva as pessoas a cometer crimes.
- Às vezes, a pobreza leva as pessoas a cometer crimes.

Yoksulluk ön kapını çaldığında sevgi arka kapıdan kaçar.

Quando a pobreza bate na porta da frente, o amor foge pela porta dos fundos.

Kanada'daki her yedi kişiden biri yoksulluk içinde yaşıyor.

Uma entre sete pessoas vivem na pobreza no Canadá.