Translation of "Kaşık" in Portuguese

0.007 sec.

Examples of using "Kaşık" in a sentence and their portuguese translations:

Kaşık kirli.

A colher está suja.

Hiç kaşık yok.

Não há colher.

Bana kaşık verin.

Me dê a colher.

Bir kaşık eksik.

Está faltando uma colher.

Bu bir kaşık.

Isto é uma colher.

Bir düzine kaşık ve iki düzine kaşık aldım.

Comprei uma dúzia de colheres e duas dúzias de garfos.

Bu kaşık çorba içindir.

Esta colher serve para tomar sopa.

Bir kaşık suda fırtına!

Muito barulho por nada.

Bana bir kaşık verin.

- Me dê uma colher.
- Dê-me uma colher.

Bir kaşık alabilir miyiz?

Pode nos trazer uma colher?

Burada bir kaşık var.

Há uma colher aqui.

Çatalın yanındaki kaşık kirli.

A colher ao lado do garfo está suja.

Affedersiniz, bir kaşık alabilir miyim?

- Com licença; o senhor me traz uma colher?
- Com licença; a senhora me traz uma colher?
- Por favor, quer me trazer uma colher?

Ben bir tahta kaşık almak istiyorum.

Eu gostaria de comprar uma colher de madeira.

Tom bir kaşık dolusu fıstık ezmesi yedi.

Tom comeu uma colherada de manteiga de amendoim.

Ben her zaman çayıma bir kaşık dolusu bal eklerim.

Eu sempre adiciono uma colher de mel ao meu chá.

Bir kaşık, bir çatal ve bir bıçağa ihtiyacım var. Teşekkür ederim.

Eu preciso de uma colher, um garfo e uma faca. Obrigado.

Masanın üzerinde zaten tabak, bıçak, çatal, kaşık ve bir tuzluk var; Tencereyi getirin.

Na mesa já estão os pratos, facas, garfos, colheres e saleiro; traze a sopeira com a sopa.