Translation of "Gelmiş" in Portuguese

0.003 sec.

Examples of using "Gelmiş" in a sentence and their portuguese translations:

Yine biraz evrilerek gelmiş

volte mais alguns evoluíram

Onların başına gelmiş miydi?

Isso aconteceu com eles?

Belkide başarı bunu sayesinde gelmiş olabilir

talvez o sucesso possa ter vindo disso

Burada zaten dünyanın sonu gelmiş demektir

isso significa que o fim do mundo já está aqui

O, gelmiş geçmiş en iyi partiydi.

Foi a melhor festa da história.

Bu gelmiş geçmiş en iyi metottur.

Este é de longe o melhor método.

Tom şimdiye kadar buraya gelmiş olmalıydı.

A esta hora, Tom já devia ter chegado aqui.

Birinin aklına cep telefonlarına kamera koymak gelmiş.

É que alguém teve a ideia de pôr uma câmara nos telemóveis.

Aman canım bugüne kadar böyle gelmiş böyle

oh meu querido, tem sido assim até agora

Onun, o çocukken buraya gelmiş olması muhtemel.

É possível que ele tenha vindo aqui quando era criança.

Burdan çıkmış efendim sürekli batıya gitmiş dönmüş gelmiş

Fora daqui, senhor, ele foi para o oeste o tempo todo, voltou

Az önce çiftlikten gelmiş olan birkaç taze yumurtayı aldım.

Comprei alguns ovos frescos que acabaram de chegar da fazenda.

Büyük, kuvvetli ve ateş turuncusu. Asya'nın simge hâline gelmiş orangutanı.

Grande, forte e dum laranja resplandecente, o icónico orangotango da Ásia.

Aman canım ne olacak 3-5 insan bir araya gelmiş yapmıştır

oh querido, o que vai acontecer? 3-5 pessoas se uniram

- Üzgünüm ama durum bundan ibaret.
- Üzgünüm ama böyle gelmiş böyle gidiyor.

Desculpe-me, mas é assim que são as coisas.

- Gelmiş geçmiş en büyük filozof kimdi?
- Bugüne kadar yaşamış en büyük filozof kimdi?

Quem foi o maior filósofo que já passou pela face da Terra?

- Kendimi daha önce burada bulunmuş gibi hissediyorum.
- Daha önce buraya gelmiş gibi hissediyorum.

Sinto como se já tivesse vindo aqui.

Ve birçok işçinin ölümüne neden olan bir patlamanın ardından içerisinde çalışılamayacak bir hâle gelmiş.

após de uma explosão que fez ruir o túnel, matando muitos dos trabalhadores.

Victor Hugo'nun da söylediği gibi: "Dünyada, zamanı gelmiş bir fikirden daha güçlü olan hiçbir şey yoktur."

Como disse Victor Hugo, "não há nada no mundo mais poderoso do que uma ideia cujo tempo chegou".

- Kendisi yaşamış en cesur askerdir.
- O gelmiş geçmiş en cesur askerdir.
- O, şimdiye kadar yaşamış en cesur askerdir.

Ele é o soldado mais valente que já existiu.

- "Tom nerede?" "Bilmiyorum. On dakika önce burada olmalıydı."
- "Tom nerede?" "Bilmiyorum. 10 dakika önce buraya varmış olmalıydı."
- "Tom nerede?" "Bilmiyorum. On dakika önce buraya varmış olmalıydı."
- "Tom nerede?" "Bilmiyorum. On dakika önce buraya gelmiş olmalıydı."

- "Onde está o Tom?" "Eu não sei. Ele deveria estar aqui faz dez minutos."
- "Onde está o Tom?" "Eu não sei. Ele deveria ter chegado aqui faz dez minutos."