Translation of "Güneşin" in Portuguese

0.007 sec.

Examples of using "Güneşin" in a sentence and their portuguese translations:

Ve güneşin batmasını bekleyebiliriz.

e esperar o sol pôr-se.

Güneşin batıdan doğması acaba

Gostaria de saber se o sol nasce do oeste

Güneşin zararlı ışınlarından korunabilmek

para ser protegido dos raios nocivos do sol

Güneşin doğmasına az kaldı.

Não vai demorar muito antes do nascer do sol.

Kedi güneşin keyfini çıkarıyordu.

O gato estava se aquecendo ao sol.

Dünya güneşin etrafında döner.

A Terra gira em torno do Sol.

Dünya güneşin yörüngesinde döner.

A Terra orbita o Sol.

Fakat güneşin fazlası da öldürebilir.

Mas demasiado sol pode matar.

...güneşin sıcağının tadını çıkarma vakti.

... antes que anoiteça novamente.

Güneşin dağların ardında batışını izledik.

Contemplámos o sol a pôr-se atrás da montanha.

Güneşin dünyanın etrafında döndüğüne inanılırdı.

Acreditava-se que o Sol girava em torno da Terra.

Güneşin doğuşu genelde insanlara uyan işaretidir

O nascer do sol, normalmente, é o sinal para as pessoas se levantarem,

Güneşin batmasıyla faaliyetlerine son verdikleri sanılırdı.

Julgava-se que descansavam ao anoitecer.

Güneşin dünyadan daha büyük olduğunu biliyoruz.

Nós sabemos que o sol é maior que a terra.

Güneşin doğuşunu görmek için erken kalktım.

Nós levantamos certo para ver o nascer do sol.

Güneşin dünyanın etrafındaki hareketi bir yanılsamadır.

É uma ilusão o movimento do Sol ao redor da Terra.

Güneşin altında yeni bir şey yok.

Nada de novo sob o Sol.

Güneşin batmasıyla yoğun sıcaktan bir nefes alıyorlar.

O pôr-do-sol traz alívio do calor do dia.

Dünya'nın yağmur ormanlarında güneşin batmasıyla değişim tetiklenir.

Nas selvas de todo o mundo, o sol-poente provoca mudanças.

Kanyon yarığından çıktık. Şimdi yine güneşin sıcağındayız.

Saímos da ravina. E voltámos ao calor do Sol.

Biz güneşin dünyadan daha büyük olduğunu biliyoruz.

Sabemos que o Sol é maior do que a Terra.

Güneşin altında okumak için ne güzel bir Pazar.

Que belo domingo para ler ao sol.

Ve artık buraya sığınıp güneşin tam olarak batmasını bekleyebiliriz.

portanto agora vou abrigar-me e esperar que o sol se ponha.

Ayılar üç ay sonra ilk defa güneşin sıcaklığını hisseder.

Pela primeira vez em três meses, os ursos sentem o calor do Sol.

Saat güneşin konumuna göre bizim süreleri bölebildiğimiz bir olgudur

O relógio é um fenômeno que podemos dividir os tempos de acordo com a posição do sol

Güneşin güçlenmesiyle... ...yeni yaşamlar başlar ve zorluklar yavaş yavaş unutulur.

Com o aumento da temperatura, começa uma nova vida e, aos poucos, esquecem-se as dificuldades.

Sağa gitmeye karar verirsek parlak güneşin altına çıkma riskine gireriz.

Podemos escolher ir pela direita e sofrer com o sol abrasador.

Merkür'ün yanlış tarafından fırlattığımız için korku içinde güneşin yörüngesine yaklaştık.

Nós chegamos assustadoramente perto da órbita do Sol porque nós decolamos do lado errado de Mercúrio.

Güneşin etrafında dönüşü 30 milyon yılı bulan kuyruklu yıldızlar bile var

existem até cometas com o sol girando em torno de 30 milhões de anos

Güneşin Samanyolu etrafında tam bir tur atması yaklaşık 230 milyon yıl alır.

O Sol leva cerca de 230 milhões de anos para completar uma volta ao longo da Via-Láctea.

Bunun hakkında endişelenme. Bu, sadece güneşin ilk ışıklarıyla eriyecek kötü bir anı.

Não se preocupe com isto; é apenas uma má lembrança que se dissolverá nos primeiros raios de sol.

- Tom Güneş'in, Dünya'nın etrafında döndüğünü sanıyor.
- Tom güneşin dünyanın etrafında döndüğünü düşünüyor.
- Tom'a göre güneş dünyanın etrafında dönüyor.

Tom acha que o Sol gira em torno da Terra.