Translation of "Gördüğü" in Portuguese

0.003 sec.

Examples of using "Gördüğü" in a sentence and their portuguese translations:

Gördüğü şeyden şaşırmıştı.

Ele ficou surpreso com o que viu.

- Beni gördüğü gibi kaçtı gitti.
- Beni gördüğü an, kaçtı.

Assim que ele me viu, saiu correndo.

Gördüğü rüyayı bize anlattı.

Contou-nos o sonho que tinha tido.

Yani gördüğü her şeyi yiyen

então quem come tudo o que vê

O, polisi gördüğü an kaçtı.

No instante em que viu o policial, ele fugiu.

Gördüğü her şey onun merakını uyandırıyor.

- Tudo o que ele vê atiça a sua curiosidade.
- Tudo o que ele vê atiça a curiosidade dele.

Tom beni gördüğü için mutlu görünmüyordu.

Tom não parecia feliz em me ver.

Tom bizi gördüğü için çok mutlu görünmüyor.

Tom não parece muito feliz em nos ver.

O gözlerini açtığında onun gördüğü ilk kişi bendim.

Quando ela abriu os olhos, eu fui a primeira pessoa que ela viu.

Mary, Tom'un şimdiye kadar gördüğü en büyüleyici yaratıktı.

Maria era a criatura mais encantadora que Tom já tinha visto.

Şimdilerde rakip gördüğü şirketleri hemen bünyesinde satın alıyor onu geliştiriyor.

Atualmente, ele compra as empresas que vê imediatamente e o desenvolve.

Yine de 1811'de toplanmaya başladı. Avrupa'nın gördüğü en büyük ordu…

No entanto, em 1811, ele começou a montar o maior exército que a Europa já viu ...

Tom Mary'nin çatının kenarında durduğunu gördüğü zaman neredeyse kalp krizi geçirmişti.

Tom quase teve um infarto quando viu Mary parada na beirada do telhado.

Düşman olarak gördüğü ve düşman olarak tüm dünyaya ilan ettiği adamla yan yana geliyor

Vem lado a lado com o homem que ele vê como inimigo e declarou ao mundo inteiro como inimigo