Translation of "Görünmüyordu" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Görünmüyordu" in a sentence and their spanish translations:

O, ilgili görünmüyordu.

No parecía interesada.

Hikaye doğru görünmüyordu.

La historia no parecía real.

Tom kaygılı görünmüyordu.

Tom no parecía preocupado.

Tom aç görünmüyordu.

Tom no parece estar hambriento.

Cevaplarından emin görünmüyordu.

No parecía estar seguro de sus respuestas.

Umurundaymış gibi görünmüyordu.

A ella no le parecía importar.

Çekilen fotoğraflarda yıldızlarda görünmüyordu

No apareció en las estrellas en las fotos tomadas.

Onlardan hiçbiri yaşlı görünmüyordu.

Ninguno de ellos lucía viejo.

Tom umursuyor gibi görünmüyordu.

A Tom no parecía importarle.

Tom'un planı aptalca görünmüyordu.

El plan de Tom no sonaba descabellado.

Tom çok coşkulu görünmüyordu.

Tomás no parecía muy entusiasmado.

Tom çok meşgul görünmüyordu.

Tom no parecía estar muy ocupado.

O kadar kolay görünmüyordu.

No se veía tan fácil.

Tom hiç mutlu görünmüyordu.

Tom no se veía para nada feliz.

Tom eğlenmiş gibi görünmüyordu.

Tom no parecía estar divirtiéndose.

O beni tanımış gibi görünmüyordu.

Parece que ella no me reconoció.

Bir problem var gibi görünmüyordu.

- No parecía ser un problema.
- No parecía haber un problema.

Yemek çok iştah açıcı görünmüyordu.

La comida no parecía muy apetitosa.

Tom, dikkatini veriyor gibi görünmüyordu.

Tom no parece estar prestando atención.

Bu o kadar önemli görünmüyordu.

No parecía tan importante.

Tom o kadar meşgul görünmüyordu.

Tom no parecía estar tan ocupado.

Hiç kimse duymuş gibi görünmüyordu.

Nadie parecía oír.

Tom kesinlikle paniğe kapılmış görünmüyordu.

Tom ciertamente no sonaba alarmado.

Tom da pek şaşırmış görünmüyordu.

Tom no parecía demasiado soprendido, tampoco.

Bu tam bir devrim gibi görünmüyordu

No parecía particularmente revolucionario,

O bir şey başarmış gibi görünmüyordu.

Él jamás parecía lograr nada.

Tom projenin amacını anlamış gibi görünmüyordu.

Tom no parecía comprender el propósito del proyecto.

Tom projenin amacını anlıyor gibi görünmüyordu.

Tom no parecía comprender el propósito del proyecto.

O seninle çok ilgileniyor gibi görünmüyordu.

Él no parecía prestarte mucha atención.

Hiçbir şey işe yarıyor gibi görünmüyordu.

Nada parecía funcionar.

Tom ne olduğunu anlıyor gibi görünmüyordu.

Tom no pareció entender lo que había pasado.

Tom arkadaş edinmekle ilgileniyor gibi görünmüyordu.

Tom no parecía interesado en hacer amigos.

Tom bir hilkat garibesi gibi görünmüyordu.

Tom no parecía raro.

Tanık duruşmada konuştuğu sırada gergin görünmüyordu.

El testigo no parecía estar nervioso cuando testificó en el juicio.

Tom Mary'nin söylediğiyle ilgileniyor gibi görünmüyordu.

Tom no parecía interesado en lo que decía Mary.

Tom beni gördüğü için mutlu görünmüyordu.

Tom no lucía feliz de verme.

Başka hiç kimse eğleniyor gibi görünmüyordu.

A nadie más pareció causarle gracia.

Çünkü hiç de hayal ettiğim gibi görünmüyordu.

Porque no se parecía en nada a lo que me había imaginado.

Tom'un Mary'nin doğum günü partisine gelmemesi olası görünmüyordu.

Parecía improbable que Tom no viniera al cumpleaños de Mary.

Hiç kimsenin cinayet için bir nedeni var gibi görünmüyordu.

Nadie parecía tener un motivo para el asesinato.

Tom Mary ve John'un evlendiğini duyduğunda şaşırmış gibi görünmüyordu.

Tom no parecía sorprendido cuando oyó que Mary y John se habían casado.

Tom herhangi bir sorun olduğunu fark etmiş gibi görünmüyordu.

Tom parecía no notar ningún problema.

Tom ve Mary John'un onların ne yapmasını istediğini anlıyor gibi görünmüyordu.

Tom y María no parecían entender lo que John quería que hicieran.