Translation of "Görünmüyordu" in Italian

0.009 sec.

Examples of using "Görünmüyordu" in a sentence and their italian translations:

Mutlu görünmüyordu.

- Non sembrava felice.
- Lei non sembrava felice.

Memnun görünmüyordu.

- Non sembrava compiaciuta.
- Lei non sembrava compiaciuta.

Gerekli görünmüyordu.

- Non sembrava necessario.
- Non sembrava necessaria.

Hikaye doğru görünmüyordu.

La storia non sembrava vera.

O, ilgili görünmüyordu.

Non sembrava interessata.

Tom ilgili görünmüyordu.

Tom non sembrava interessato.

O doğru görünmüyordu.

- Non sembrava giusto.
- Non sembrava giusta.

Tom aynada görünmüyordu.

- Tom non ha guardato nello specchio.
- Tom non guardò nello specchio.

Tom öfkeli görünmüyordu.

Tom non sembrava arrabbiato.

O mutlu görünmüyordu.

- Non sembrava felice.
- Lui non sembrava felice.

Tom aç görünmüyordu.

Tom non sembrava essere affamato.

Tom şaşırmış görünmüyordu.

Tom non sembrava sorpreso.

O uygun görünmüyordu.

- Non sembrava appropriato.
- Non sembrava appropriata.

Tom hasta görünmüyordu.

Tom non sembrava malato.

Tom kaygılı görünmüyordu.

Tom non sembrava preoccupato.

Tom keyifli görünmüyordu.

Tom non sembrava compiaciuto.

Tom meşgul görünmüyordu.

Tom non sembrava impegnato.

Tom mutlu görünmüyordu.

Tom non sembrava felice.

Cevaplarından emin görünmüyordu.

- Non sembrava sicuro delle sue risposte.
- Lui non sembrava sicuro delle sue risposte.

Umurundaymış gibi görünmüyordu.

Lei non sembrava in mente.

Tom yalnız görünmüyordu.

Tom non sembrava solo.

Tom sarhoş görünmüyordu.

Tom non sembrava ubriaco.

Tom hazır görünmüyordu.

Tom non sembrava preparato.

Tom utangaç görünmüyordu.

Tom non sembrava timido.

Tom sıkılmış görünmüyordu.

Tom non sembrava annoiato.

Tom uykulu görünmüyordu.

Tom non sembrava assonnato.

Tom korkmuş görünmüyordu.

Tom non sembrava spaventato.

Tom çok iyi görünmüyordu.

Tom non aveva un bell'aspetto.

Tom özellikle mutlu görünmüyordu.

Tom non sembrava particolarmente felice.

Tom'un planı aptalca görünmüyordu.

Il piano di Tom non sembrava stupido.

Tom çok şaşırmış görünmüyordu.

Tom non sembrava molto sorpreso.

Tom çok mutlu görünmüyordu.

Tom non sembrava molto felice.

Tom ikna olmuş görünmüyordu.

Tom non sembrava convinto.

Tom önemsiyor gibi görünmüyordu.

A Tom non sembrava dispiacere.

O kadar kolay görünmüyordu.

Non sembrava così facile.

Tom doktor gibi görünmüyordu?

Tom non assomigliava a un dottore.

Tom çok aç görünmüyordu.

Tom non sembrava molto affamato.

Tom çok meşgul görünmüyordu.

- Tom non sembrava essere così occupato.
- Tom non sembrava essere così impegnato.

Tom bıkkın gibi görünmüyordu.

Tom non sembrava essere disgustato.

Tom çok korkmuş görünmüyordu.

Tom non sembrava molto spaventato.

Tom çok gergin görünmüyordu.

Tom non sembrava molto teso.

Tom özellikle meşgul görünmüyordu.

- Tom non sembrava particolarmente impegnato.
- Tom non sembrava particolarmente occupato.

Tom çok yorgun görünmüyordu.

Tom non sembrava molto stanco.

Tom çok endişeli görünmüyordu.

Tom non sembrava essere troppo preoccupato.

O beni tanımış gibi görünmüyordu.

- Non sembrava riconoscermi.
- Lei non sembrava riconoscermi.

Tom o kadar mutlu görünmüyordu.

Tom non sembrava così felice.

Tom Mary kadar hevesli görünmüyordu.

Tom non sembrava entusiasta come Mary.

Tom Mary kadar sıkılmış görünmüyordu.

Tom non sembrava annoiato come Mary.

Tom Mary kadar heyecanlı görünmüyordu.

Tom non sembrava emozionato come Mary.

Tom Mary'nin haberine şaşırmış görünmüyordu.

Tom non sembrava sorpreso dalla notizia di Mary.

Tom bunun hakkında mutlu görünmüyordu.

- Tom non sembrava felice a riguardo.
- Tom non ne sembrava felice.

Tom bütünüyle ikna olmuş görünmüyordu.

Tom non sembrava completamente convinto.

Tom kazanmak istiyor gibi görünmüyordu.

Tom non sembrava volere vincere.

Tom o kadar şaşırmış görünmüyordu.

Tom non sembrava così sorpreso.

Tom Mary'yi hatırlıyor gibi görünmüyordu.

Tom non sembrava ricordare Mary.

Tom o kadar yoğun görünmüyordu.

- Tom non sembrava così impegnato.
- Tom non sembrava così occupato.

Tom Mary'yi tanıyor gibi görünmüyordu.

Tom non sembrava riconoscere Mary.

Tom bizi görmekten mutlu görünmüyordu.

Tom non sembrava felice di vederci.

Tom kesinlikle paniğe kapılmış görünmüyordu.

Tom di sicuro non sembrava allarmato.

Tom o kadar akıllı görünmüyordu.

Tom non sembrava così intelligente.

Bu tam bir devrim gibi görünmüyordu

Non sembrava molto rivoluzionario,

Tom projenin amacını anlıyor gibi görünmüyordu.

Tom non sembrava capire lo scopo del progetto.

O seninle çok ilgileniyor gibi görünmüyordu.

Non sembra facesse molta attenzione a te.

Tom kesinlikle bizi bekliyor gibi görünmüyordu.

Tom sicuramente non sembrava aspettarci.

Tom, konserde Mary'yi görmekten şaşırmış görünmüyordu.

Tom non sembrava sorpreso di vedere Mary al concerto.

Tom bir hilkat garibesi gibi görünmüyordu.

Tom non sembrava un tipo strano.

Tanık duruşmada konuştuğu sırada gergin görünmüyordu.

Il testimone non sembrava nervoso quando ha parlato al processo.

O, saatini kaybettiğinde umursamış gibi görünmüyordu.

Quando perse l'orologio, non sembrò preoccuparsene.

Tom çok yorgun görünmüyordu, değil mi?

Tom non sembrava molto stanco, vero?

Tom çok kızgın görünmüyordu, değil mi?

Tom non sembrava molto arrabbiato, vero?

Çünkü hiç de hayal ettiğim gibi görünmüyordu.

Perché non somigliava a niente di quello che avevo immaginato.

- Hiç kimse memnun görünmüyordu.
- Herkes mutsuz görünüyordu.

- Tutti sembravano infelici.
- Sembravano tutti infelici.

Tom bizimle konsere gitmeye çok ilgili görünmüyordu.

Tom non sembrava molto interessato ad andare al concerto con noi.

Tom çok hayal kırıklığına uğramış gibi görünmüyordu.

Tom non sembrava troppo deluso.

- Sami bugün çok meşgul gözükmüyordu.
- Sami bugün çok meşgul görünmüyordu.

- Sami non sembrava molto impegnato oggi.
- Sami non sembrava molto occupato oggi.