Translation of "Böylece" in Portuguese

0.007 sec.

Examples of using "Böylece" in a sentence and their portuguese translations:

Böylece konuyu değiştirdim.

Então eu mudei de assunto.

Böylece sahile çıkabilirler.

... e a subir o areal.

ısrar etti. , böylece

para ser decapitado, ele insistiu em se levantar e ser decapitado pela frente , para que as

Böylece diğer Jomsviking'ler kurtulur.

Assim, os outros Jomsvikings são todos poupados.

İpi sıkıca tuttum böylece düşmedim.

Segurei firme na corda para não cair.

Ölü rolü yap böylece öldürülmezsin!

- Faça-se de morto, para não ser assassinado!
- Faça-se de morta, para não ser assassinada!
- Finge-te de morto, para não seres assassinado!
- Finge-te de morta, para não seres assassinada!
- Finjam que estão mortos, para que não sejam assassinados!
- Finjam que estão mortas, para que não sejam assassinadas!
- Fingi-vos de mortos, para não serdes assassinados!
- Fazei-vos de mortas, para não serdes assassinadas!

Çok çalış böylece başarısız olmazsın.

Estude muito para não falhar.

Ve böylece çok fazla duman çıkacak

Isto criará imenso fumo.

Böylece günün en sıcak saatlerinden kaçınabilirsiniz.

para fugirmos à altura mais quente do dia.

Ve böylece babanın ölümü ve intikamın

E então você inventa uma história sobre a morte do pai e a forma como a vingança

Böylece Napolyon, General Sorbier'in Topçuları koruyun.

Assim, Napoleão ordenou que a artilharia da Guarda do General Sorbier avançasse.

O yavaşça yürüdü böylece çocuklar yetişebildi.

Ele andou devagar para que a criança conseguisse o acompanhar.

O onu not etti böylece unutmadı.

Ele o anotou para não esquecer.

Çocuklarımı yetiştireceğim böylece hurafeden korunmuş olacaklar.

Criarei meus filhos de modo que eles fiquem livres de superstição.

Ve böylece aslan koyuna aşık oldu.

E deste modo o leão se apaixonou pela ovelha.

Ve böylece... ...bir miktar panzehir elde edebiliriz.

recuperando parte do antídoto.

Erken geldim, böylece iyi bir koltuk alabildim.

Eu vim cedo para pegar um bom lugar.

Yine noktalar burada, böylece projeksiyonun şekli bozarken

Böylece kimseye bir şey sormak zorunda kalmayacak.

Dessa forma, ela não precisará pedir nada a ninguém.

Böylece çocukluğumdaki süper gücümü kullanıma sokmaya karar verdim,

Por isso, decidi que queria fazer uso do meu superpoder infantil

Böylece filmler çekmeye ve bu öyküleri anlatmaya başladım.

Por isso, comecei a fazer filmes, e comecei a contar essas histórias.

Böylece bir yere gidemez. Bu beni güvende tutar.

para não poder sair daqui. Isso manter-me-á seguro.

Böylece bir hayli geleneksel olan Koreli ailemin yanına,

Então, fui até meus pais coreanos muito tradicionais,

Böylece avının yerini ölümcül bir nokta atışıyla belirliyor.

o que lhe permite localizar as presas com uma precisão letal.

Ve böylece ultraviyole ışınlar sudaki birçok bakteriyi öldürecektir.

e os raios UV acabarão por matar muitas das bactérias,

Böylece kaktüsü çok daha kolay bir şekilde keseceğiz.

portanto vou cortar o cato ainda mais facilmente.

Böylece İskender’in ordusunda yüzleşmeye karar verdiler. Granicus Nehri.

Então eles decidiram enfrentar o exército de Alexandre em o rio Granicus.

Oraya erken gittim, böylece iyi bir koltuk alabildim.

Fui lá cedo para que pegasse um bom lugar.

Daha yüksek sesle konuşun böylece herkes sizi duyabilir.

Fale mais alto para que todos possam ouvi-lo.

Ve böylece, onlar hemen harekete geçmeye karar verdiler.

E assim, eles decidiram agir imediatamente.

Bunlar iyi izolasyon sağlamalı böylece zemin nedeniyle ısı kaybetmem.

Isto vai dar um bom isolamento, para não perder o calor pelo chão.

Ve böylece zehir, yılanın dişlerinden bu cam kavanoza akar.

e deixar o veneno escorrer para dentro do frasco.

Böylece günün en sıcak saatlerinden kaçınabilirsiniz. Hava şimdiden ısınıyor

para fugirmos à altura mais quente do dia. Já está a aquecer

Parlak yıldızlar ile takımyıldızlarının. Böylece nokta atışıyla yerini bulur.

... das estrelas e constelações brilhantes... ... para encontrar o caminho com precisão.

Önemli olan, alttan kaldırıp nazikçe tutmak, böylece toprak dağılmaz.

Temos de a empurrar de baixo para cima. E de a mover com cuidado, para o torrão não se partir.

Kuantum fiziği böylece evrenin temel bir birliğini ortaya koyar.

A física quântica revela, assim, uma unidade básica do universo.

Ve tüm bu odunlar... ...kuru ve böylece çıra görevi görecekler.

Temos aqui muita madeira, madeira seca que servirá de acendalha.

Ve böylece zehir, yılanın dişlerinden bu cam kavanoza akar. Tamam.

e deixar o veneno escorrer para dentro do frasco. Certo.

Ve böylece zehir, yılanın dişlerinden bu cam kavanoza akar. Tamam.

e deixar o veneno escorrer para dentro do frasco. Certo.

Herhangi bir cihaza aktarılabilir, böylece istediğiniz zaman, istediğiniz yerde izleyebilirsiniz.

pode ser transmitido para qualquer dispositivo, para que você possa assistir a qualquer hora e em qualquer lugar.

Geceyi birkaç kez izlemek için harcadığımı biliyorum, böylece rahatça uyuyabilirsin,

Sei que passei a noite de vigia diversas vezes para que pudésseis dormir tranquilos.

Çölde güne erken başlamak önemlidir, böylece günün en sıcak saatlerinden kaçınabilirsiniz

É importante começar cedo no deserto, para fugirmos à altura mais quente do dia.

Çölde güne erken başlamak önemlidir, böylece günün en sıcak saatlerinden kaçınabilirsiniz.

É importante começar cedo no deserto, para fugirmos à altura mais quente do dia.

Ve böylece üzerimizde siyasi hâkimiyet kurup ekonomik açıdan bizi sömürmek istediler.

para nos dominarem politicamente e, assim, nos roubarem em termos económicos.

Böylece pramitler hayatımızdaki gizemli olaylar arasında kendine en önemli yeri buldu

então os pramitas encontraram o lugar mais importante entre os eventos misteriosos em nossas vidas

- Tom üniversiteye girebilsin diye çok çalıştı.
- Tom çok çalıştı böylece üniversiteye girebildi.

Tom estudou duro para entrar na faculdade.

Devasa gözleri ışığı âdeta kana kana içiyor. Böylece karanlıkta çok çevik hareket edebiliyor.

Tem olhos enormes que absorvem luz... ... conferindo-lhe uma agilidade notável no escuro.

Bunu yapmanın iyi yanı, yüksekte kalmayı sağlaması. Böylece yön belirlemek daha kolay olur.

O bom desta escolha é que nos permite mantermo-nos no topo. É mais fácil mantermos a direção.

Tam fiyattan bir tane sandviç al böylece ikincisi bedavaya gelsin. Fakat bir müşteri...

Compre um sanduiche de café da manhã ao preço normal e ganhe outro. Mas um cliente

Böylece Vöggr'ü alırlar ve o yukarı çekilir, Hjorvard'a bağlılık yemini etmesi istenir ve Hjorvard

Então eles pegam Vöggr e ele é içado, convidado a jurar lealdade a Hjorvard, e Hjorvard