Translation of "Aydınlık" in Portuguese

0.003 sec.

Examples of using "Aydınlık" in a sentence and their portuguese translations:

Dışarısı hâlâ aydınlık.

Ainda está claro lá fora.

Dışarı hâlâ aydınlık.

Ainda há claridade lá fora.

Çok aydınlık olursa kolayca görülürler.

Se houver luz a mais, são vistos com facilidade.

Tom'un aydınlık bir geleceği var.

Tom tem um futuro brilhante.

...aydınlık da o şekilde geri gelir.

... também a luz regressa.

Her ayda sadece birkaç aydınlık gece olur.

Há apenas algumas noites luminosas em cada mês.

Daha aydınlık olması dişi aslanın avlanmasını zorlaştırıyor.

Por haver mais luz, a leoa tem mais dificuldade em caçar.

ışık kullanmadan gazete okunabilecek kadar bir aydınlık vardı

havia luz suficiente para ler o jornal sem usar luz

Karanlık ve aydınlık bir elmanın iki yarısı gibidir.

Luz e escuridão são duas faces de uma mesma coisa.

Nisanda aydınlık soğuk bir gündü ve saat on üçü vuruyordu.

Era um dia claro e frio de abril e os relógios marcavam treze horas em ponto.

Daha aydınlık bir dünyaya adapte olmakta zorlandıkları pek çok noktadan biri bu.

É uma das muitas dificuldades que têm de adaptação a um mundo mais iluminado.