Translation of "Verdiği" in Polish

0.006 sec.

Examples of using "Verdiği" in a sentence and their polish translations:

Babamın bana verdiği saati kaybettim.

Zgubiłem zegarek, który dał mi ojciec.

O yapmaya söz verdiği şeyi yaptı.

Zrobił to, co obiecał.

Tom babasının ona verdiği gitarı sattı.

Tom sprzedał gitarę którą dał mu jego ojciec.

O, babasına verdiği sözü yerine getiremedi.

Nie był w stanie dotrzymać obietnicy danej ojcu.

Tom Mary'nin ona verdiği parayı paketledi.

Tom schował pieniądze, które dała mu Mary, do kieszeni.

Senin için yapmaya söz verdiği şeyi yaptı.

Zrobił to, co obiecał dla ciebie zrobić.

Bunu doğanın verdiği güzel bir döşek gibi yapacağız.

To będzie taki miły naturalny materac.

İlerleme, bik fikrin yön verdiği insan çabalarının sonucu,

To wynik ludzkich działań, popartych ideą

Bu, Tom'un bana yıllar önce verdiği bir şey.

To jest coś, co przed laty dał mi Tom.

Bana bir kitap verdiği için ona teşekkür ettim.

Podziękowałem mu za pożyczenie mi książki.

Tom Mary'ye yardım etmek için verdiği sözü tutmadı.

Tom nie dotrzymał obietnicy pomocy Mary.

Annesine kavuşmanın verdiği rahatlama... ...ve çok ihtiyaç duyduğu sütü.

Matka przynosi ulgę, pocieszenie... i długo wyczekiwane mleko.

Dr. Bonnie Bassler'ın verdiği bir seminere katıldım ve o

prowadzonym przez dr Bonnie Bassler z Uniwersytetu Princeton,

Tom yapacağına söz verdiği şeyi yapmadığı için özür diledi.

Tom przeprosił, że nie zrobił tego, co obiecał.