Translation of "Dışı" in Polish

0.004 sec.

Examples of using "Dışı" in a sentence and their polish translations:

Asansör hizmet dışı.

- Winda jest zepsuta.
- Winda nie działa.

Bu oldukça yasa dışı.

To jest wysoce nielegalne.

Sıra dışı konuşursam üzgünüm.

Przepraszam, jeśli wypowiedziałem się poza kolejnością.

Bu yasa dışı olmalı.

- To powinno być zakazane prawnie.
- To powinno być nielegalne.

Olağan dışı bir şey yok.

Nie ma nic nadzwyczajnego.

- Asansör bozuk.
- Asansör hizmet dışı.

Winda nie działa.

Oldukça sıra dışı şeyler görmeye başladım.

Zacząłem obserwować niezwykłe rzeczy.

Tom sınırı yasa dışı yollardan geçti.

Tom przekroczył nielegalnie granicę.

Programcılar henüz dünya dışı varlıkları ortaya çıkarmadı.

Programiści po prostu ukrywają istnienie obcych.

Amerika kıtasında çok sıra dışı kabul edildik.

uznawano nas za anomalię w Ameryce Południowej.

Sıra dışı bir şeyin eşiğinde olduğunu hissediyorsun.

I czujesz, że jesteś u progu czegoś niezwykłego.

Bu sitedeki hesabımı nasıl devre dışı bırakabilirim.

Jak mogę usunąć konto na tej stronie?

Dünya dışı medeniyetlerin yaz aylarında başlamış olması gerekirdi.

Cywilizacje pozaziemskie mogły powstać w miesiącach letnich.

Kimilerine göre gezegenimizi dünya dışı zekâyla paylaşıyoruz bile.

Zdaniem niektórych już teraz żyjemy u boku obcych inteligentnych form życia.

Keşke blogumdaki yorumları nasıl devre dışı bırakacağımı çözebilsem.

Chciałbym się dowiedzieć, jak zablokować komentarze na moim blogu.

Rüzgâr yüzünden ses duyamadığından sıra dışı gece görüşüne sarılmalı.

Wiatr uniemożliwia słyszenie, musi polegać na widzeniu w ciemności.

Gecenin sıra dışı zorluklar ve benzersiz fırsatlarla dolu olduğunu...

i odkryć, że noc jest pełna niezwykłych wyzwań...

O an sıra dışı bir şeye şahit olduğumu bilmiyordum.

Wtedy nie wiedziałem, że zobaczyłem coś niezwykłego.

Ama bacanın önemini kavrayan yerel halk bacayı devre dışı bırakmış.

Ale kiedy dostrzeżono to zachowanie, komin został wyłączony z eksploatacji.

Ve sıra dışı, titrek, dalgalı, elbiseli ve yaşlı bir kadın oluyor.

w niezwykłą, chwiejącą się, pływającą staruszkę w sukience.

Böyle müfredat dışı dersler yalnızca fende zorluk çeken çocuklar için geçerlidir.

Takie zajęcia dodatkowe dostępne są jedynie dla dziecka mającego trudności z nauką.

- Bu kitaptaki diyaloglar çok gerçekçi değil.
- Bu kitaptaki diyaloglar çok gerçek dışı.

Dialog w tej książce jest bardzo nierealistyczny.

- Mormonlar çok eşliliği yasa dışı ilan ettiler fakat bazı taraftarları onu hâlâ uyguluyor.
- Mormonlar çok eşliliği yasakladılar ama bazı yandaşları bunu hala uyguluyorlar.

Mormoni zdelegalizowali poligamię, lecz niektórzy wyznawcy wciąż ją praktykują.