Translation of "Örneğin" in Korean

0.021 sec.

Examples of using "Örneğin" in a sentence and their korean translations:

Örneğin,

예를 들어서,

Örneğin, yemek.

음식을 예로 들면

Örneğin TED,

TED 덕분에요.

"Kh" sesi örneğin.

"kh" 같은 소리가 그래요.

Blok zinciri örneğin:

블록체인을 생각해 보세요.

Bu olay, örneğin

예를 들면, 오늘날 아시아 전역에서

Örneğin, maddi kayıp:

이 관행은 경제적 손실을 가져다 줄 수도 있습니다.

Birleşik Devletler'de örneğin,

예를 들어 미국에서는

Örneğin ağırlığı ne?

입자의 무게가 얼마나 나가는지

Örneğin, yaşadığım şehir Seattle'da

예를 들어, 제가 사는 시애틀에서는

Örneğin, atmosferdeki CO2 yoğunluğunu,

지구온난화의 주범인 대기 중 이산화탄소 농도를

Örneğin derin öğrenme ağına

예를 들어, 딥러닝 네트워크에

Lifestyle Heart Trial'ı düşünün örneğin,

1990년 영국 저널인 "더 랜싯"에 게재되었던

Bunu, örneğin Aslan Kral'da görebiliyoruz.

예를 들어 라이온 킹에서도 느낄 수 있는 부분이죠.

örneğin astıma neden olan genlerde.

천식을 일으키는 유전자 등에요.

Örneğin, bana görsel zekâyı hatırlatan

한 예로, 이 작품을 보면

Örneğin, şu buzulu ele alalım.

예를 들어, 이 빙하의 경우는

Örneğin entegre mahalle ve okullar.

말 그대로 연합된 이웃이나 학교 처럼 말이죠.

Örneğin burada Zimbabwe'den bir aile,

예를 들어 여긴 짐바브웨

Larry Page, örneğin, Jeff Bezos--

예를 들어 래리 페이지, 제프 베조스

Örneğin, eğer muhafazakar değerleri savunuyorsam,

예를 들어 제가 보수적 가치관을 가진 사람이라면

Örneğin: Neden Apple çok yenilikçi?

예를 들면, 애플사는 왜 그렇게 혁신적일까요?

Örneğin, yaygın anksiyete bozukluğu olan kişiler

예를 들어, 불안장애를 가지고 있는 사람들은

Örneğin, "Belli ki başka bir casus

" 피카르트, 혹시 여기에 드레퓌스의 필체를 모방하도록

Örneğin Julio Castro, kendisi bir doktor

훌리오 카스트로를 예로 들게요.

Örneğin, Marie Watt'ın ''Battaniyeden Totem Direği''

마리 와트의 '담요로 만든 토템폴' 처럼요.

Örneğin herkese arkadaş canlısı olana "ahbap",

예를 들어, "Buddy(단짝)"라는 계급은 사람들에게 친절을 베푸는 사람에게

Örneğin burada Çin ve ABD arasındaki

중국과 미국을 비교해보죠.

Bir virüs böyle görünür örneğin koronavirüsü.

코로나바이러스와 같은 바이러스는 이와 같은 생김새를 갖습니다.

Ve bunu örneğin, size ve iklime faydalı

예를 들어 맛있는 식물성 버거는 건강에도 이롭고

Örneğin, robotlar tekrarlanan ve kısıtlı çalışmalarda mükemmeldir

예를 들어, 로봇은 반복적이고 얽매인 일을 잘하죠.

Örneğin, göğüs kanseri olan bir kadın hasta

예를 들어, 유방암에 걸린 여성 환자의 경우

İçinde çatışma unsuru bulunduran bir tema seçin örneğin

근본적인 갈등과 관련된 주제를 선택해서

Bir kiloluk bir şeyin, örneğin, ay yüzeyine götüreceğimiz,

1 kg을 달까지 싣고 가려면

Örneğin, gidip konut kredisi alsanız sizden bir ücret alınırdı.

예를 들면, 주택담보 대출을 받을 때 수수료를 지불해야 합니다.

örneğin, savaş alanındaki korku hissi ve korunmak için eğilmek -

처음에는 반응을 보이지만 나중에는 조정 능력이 생깁니다.

Örneğin, bir Perşembe sabahı saat 7'de bahçenizi biçmeye başlamayın.

이를테면 토요일 오전 7시에 잔디를 깎지 마세요.

Örneğin, LG TV'leri ve cep telefonlarıyla meşhur. Ancak Güney Kore'de

예를 들아, LG는 TV랑 모바일폰으로 유명한 기업인데, 한국에서는

örneğin Silikon Vadisi şirketi Theranos'u kan testi için birçok patent almadan

실리콘 벨리의 회사 테라노스가 혈액검사로 많은 특허권을 획득하고

Örneğin, 2008'de, SONY, Japon firması, ilk OLED TV'leri yapmak istedi

예를 들어서, 2008년에 일본의 SONY(소니)가 세계 최초로 OLED TV(올레드 TV)를 만들어 내려고 했어