Translation of "Iki" in Korean

0.011 sec.

Examples of using "Iki" in a sentence and their korean translations:

İki:

둘째.

İki tahta çubuk: iki taraftan da

두 개의 나무 막대기입니다.

İki nedenle buradayım, iki mesaj vermek istiyorum.

저는 오늘 두 가지 이유로 왔습니다. 두 가지 메시지를 전달하고 싶군요.

Bir... İki... Üç.

하나... 둘... 셋

İki yıl içinde

2년 안에

İki türü var:

크게 두 종류의 뇌졸중이 있는데요.

İki yavrusu var.

‎새끼도 둘 있군요

iki şeyden ötürü:

두 가지 이유가 있었습니다.

Koğuş numaram iki.

남체 제2구에 살지요.

iki katına çıkarak patladı.

2006년과 2016년 사이에 수치가 두 배로 증가했습니다.

Bundan önce iki şey:

먼저 주의 2개가 있습니다.

İki katlı tuvalet kağıdını.

두 겹짜리 화장지

İki seçenek de riskli.

두 선택지 모두 모험입니다

iki bin tür şeftali,

2000종류의 복숭아가,

Size iki örnek vereyim.

두 가지 예를 들어 볼게요.

Tam tamına iki yıl --

정확히 말하면 2년 걸렸는데요

Pekâlâ, iki seçeneğimiz var.

선택지는 두 개입니다

Sen iki yüzlü değilsin.

판사님은 겉다르고 속다르지 않네요.

Kısım iki, ceza mahkemesi.

제2부, 형사 법정이었죠.

İki tip zihniyet vardır:

사고방식에는 두 가지 유형이 있습니다.

Ama iki durumda da umursamazsınız.

하지만 어쨌든 별로 신경쓰지는 않을 겁니다.

iki özdeş adede bölünmesini izleyin.

두 개의 유전복제된 공입니다. 섬유 조직과 실 가닥 모두요.

Yapmamız gereken iki şey var.

해야할 일이 두 개 있습니다.

Yemek yememizin iki sebebi vardır:

음식을 먹는 덴 두 가지 이유 있는데

İki milyonu aşkın yıl önce

2백만 년보다 더 오래전

Size "iki ayaklı hareket" desem

“두 발로 걷는 운동”이라고 말하면

İki ilmek, biri diğerinin önünde.

고리 2개를 겹친 다음

O yüzden iki şey yapmalıyız.

우리는 두 가지 일을 해야합니다.

Yaklaşık iki bin çeşit erik

2000종류 가까이 되는 자두가,

İki ya da üç yaşlarındaydı.

그 애는 두세 살 정도였으니까,

Size iki hikaye daha anlatayım.

두 가지 얘기를 더 해드리죠.

Neredeyse ABD nüfusunun iki katı.

미국의 경우 보다 거의 두 배입니다.

Evimde yaşayan iki robot var.

저희 집에는 두 대의 로봇이 있는데요.

Burnu, tazınınkinden iki kat hassastır.

‎후각이 블러드하운드의 ‎두 배 수준으로 예민해서

Bu jaguar neredeyse iki yaşında.

‎이 재규어는 거의 두 살이 다 됐죠

(MS) Tartışmak için iki dakika.

토론은 2분간 이루어집니다!

Bu programı iki kere yaptık

저희는 이 프로그램을 두 번 했습니다.

iki temsili evren örneğini görüyorsunuz.

가상의 우주가 두 개 있습니다.

Yaklaşık iki katı artış gösteriyor,

고작 그의 반 밖에 늘지 않았는데

Sıradaki kavram "İki-lik" kavramı,

다음 개념이 이 "두가지"입니다.

MR: İki televizyon programı sunuyoruz.

MR: 프로그램을 두 개 진행합니다.

iki elime de birer topu alıyorum.

한 손에 공을 하나씩 잡을게요.

Dizlerimden aşağı her iki bacağımı aldı.

무릎 아래의 양 다리를 잃게 된 병을 걸렸습니다.

iki metrelik bir artıştan söz edebiliriz.

2m 상승이라는 결과가 나옵니다.

İki dal bu dönüşüme rehberlik edecek.

두 개의 분야가 이 변화를 이끌어줄 것 입니다.

Yalnızca şu iki şeye ihtiyacımız var:

PTSD 치료 시 필요한 건,

En başarılı iki projemizi sizlerle paylaşacağım:

현재까지 저희가 가져온 변화를 확인하실 수 있습니다.

Benim hakkımda şimdiden iki şey biliyorsunuz:

여러분은 저에 대해 이미 두 가지를 알고 있죠.

Bu iki grubu zekice birbirine bağlamak.

이 두 집단을 연결시켜주는 일을 효과적으로 할 수 있지요.

Bu iki taraflı çalışıyor, değil mi?

그건 반대 입장에서도 마찬가지죠.

İki kez Birleşmiş Milletler elçişi oldum.

저는 유엔 대사를 두 번 역임했습니다.

Erkekler şu iki tepkiden birini veriyor.

남성들의 반응은 두 가지에요.

Buna ilişkin iki genel yaklaşım var.

대개 2가지 방법이 있습니다.

İki yaşındaki yavrular tam erişkinliğe yakın.

‎두 살배기 새끼들은 ‎거의 다 자랐습니다

Çin ve Nijerya'daki iki evi karşılaştıralım.

이제 중국과 나이지리아의 두 가구를 비교해 봅시다.

Her iki taraf ertesi günü savaş.

다음날은 양측 모두 전투를 준비했다.

İki yıl boyunca çok sıkıntılar çektim.

‎2년 동안 끔찍한 시간을 보냈어요

Ama bazen ortaya iki bacak çıkıyor.

‎두 다리가 밖으로 ‎나올 때가 있어요

Bunun için, bu gece iki numara yapacağım.

자 그러기 위해, 오늘 밤 두 개의 마술을 선보이겠습니다.

1999'da, iki psikolog olan Daniel Simons

1999년 두 심리학자인

Motive edilmiş davranışlar iki genel kategoriye ayrılır:

동기화된 행동은 일반적으로 두 가지 부류로 나뉩니다.

İki ay sonra, 21 Ocak 2017'de,

2개월 후인 2017년 1월 21일에

Çoğunlukla iki hapı bir tanede birleştirmek gibi

대부분 우리가 몇십 년 간 이미 알고 있던 것들,

Yorgunluktan bitap düşmüş ve iki mor gözle.

기진맥진했고, 부딪쳐서 눈은 멍들었어요.

İki hafta sonra duygusal durumu normale döndü

2주 후 그녀의 감정 상태는 정상으로 돌아왔고

Tamam, iz sürmek için iki yol var.

방법은 두 가지입니다

Tamam, burada yapılacaklar için iki seçeneğimiz var.

여기선 두 가지 방법이 있습니다

Helikoptere işaret vermek için iki seçeneğimiz var.

헬리콥터에 신호를 보낼 두 가지 방법이 있습니다

İki hafta boyunca Costa Rica’da arabayla dolaştık,

그래서 저희는 코스타리카 전체를 2주 동안 돌면서,

Söylemeye çalıştığım şey iki tür zihniyet vardır.

제가 여기서 설명하고자 하는 것은 두 가지의 사고방식입니다.

Bir de iki parmaklı tembel hayvanlar var.

다른 하나는 두발가락 나무늘보예요.

Listedeki ilk iki fikir bir kalıp oluşturuyor.

목록에 있는 첫 번째 두 개의 개념은 하나의 패턴을 만들어내고,

Ve sinesti de iki yeni cisme bölünür,

시네스티아는 두 개의 천체로 나눠져

iki önemli olaydan ötürü Batı'nın dikkatinin dağılması.

집중을 할 수 없었기 때문이라고 저는 생각합니다.

Bunun için, bu iki güçlü dev ülkenin

그러기 위해서는 그 두 나라, 그 둘 힘 있는 거인들은

İki gözü de mesafeyi ayrı ayrı ölçümlüyor.

‎양 눈이 별개로 거리를 파악하므로

Daha iki nesil önce olmayan bu kasaba

‎단 두 세대가 지나는 동안

Vahşi doğadayken unutmamanız gereken iki şey vardır.

제가 야생에서 늘 마음에 새기는 두 가지가 있습니다

Bu ülkelerde önceden gördüğümüz iki ev seçtik,

각 국가에서 이미 보았던 가족들을 비교해 보겠습니다.

Hepinizle iki kısa deney yaparak başlamak istiyorum.

우선 여러분들께 두 개의 간단한 과제를 드리고자 합니다.

Bu bir sanatçının iki karadelik çarpışması yorumu,

저 그림은 두개의 블랙홀이 충돌을 어느 미술가 표현했습니다.

Ve bu iki şeyi de günlük hayatta

이 두 가지 모두를 이해할 수 있어요.

Burada, yan yana duran iki evrene bakıyoruz.

여기 두 개의 우주들을 나란히 놓고 보고 계신데요.

İşte iki farklı karanlık madde türü içeren

여기 두 개의 다른 종류의 암흑물질로 이루어진

çünkü bizi iki farklı şey olarak görmüyorum.

이유인즉, 저는 우리가 나눠져 있다 생각하지 않습니다.

Ocak ayında, iki Koalisyon ordusu Ren Fransa'ya:

1월, 두 개의 연합군이 라인 강을 건너 프랑스 땅으로 들어왔다.

İki ahtapotun birbirine yakın durması çok nadirdir.

‎문어 두 마리가 붙어 있는 건 ‎보기 드물어요

En az iki düzine insan göçmenlik gözaltısında öldü.

최소 24명이 이민국 유치장에서 사망했습니다.

Ayrıca kardiyak vaka oranı neredeyse iki katına çıktı,

이들은 거의 두 배 가까이 심장 문제를 겪었습니다.

Ekranda belirecek olan iki seçenek için tetikte olun.

화면을 잘 지켜보다가 두 개의 선택지가 나타나면

Bölgede ayılar varsa iki kat dikkatli olmanız gerekir!

부근에 곰이 있다면 두 배로 주의해야 합니다

Bunu iki şekilde yapabiliriz. Ya bir sopa kullanır...

두 가지 방법이 있습니다 하나는 나뭇가지를 이용해서

Ve aradığımız iki yaratığı bulmamda bana yardımcı oldunuz.

덕분에 우리가 찾던 생물 중 두 마리를 찾았습니다

1950'lerde bu kolonide iki milyon birey vardı.

1950년대에, 그곳엔 약 2백만 마리의 물개들이 살았습니다.