Translation of "Kalmak" in Korean

0.004 sec.

Examples of using "Kalmak" in a sentence and their korean translations:

Kalmak,

떠나지 않겠다는 선택은

Hayatta kalmak zorundasın.

이겨내야 해.

Yalnız kalmak istiyordum...

개인 요가 수업도 받으면서 말이죠.

Hayatta kalmak isteyen kişinin

생존가에게 물고기는

Ormanda hayatta kalmak kolay değil.

정글 생존은 쉬운 일이 아닙니다만

Gün ve gece boyunca hayatta kalmak.

헬리콥터가 저를 후송하러 올 때까지요

Taze balık, hayatta kalmak için harikadır.

갓 잡은 물고기는 정말 훌륭한 생존용 식량이죠

...hayatta kalmak için süper duyular gerekir.

‎살아남으려면 초감각이 필요하죠

Bir ışık kaynağı olmadan  mahsur kalmak istemeyiz.

불빛 없이 오도 가도 못 하는 상황이 되면 안 됩니다

Tabii ki Eyfel Kulesi'nin uzunluğunda mutabık kalmak;

당연히 에펠탑의 높이에 대해 합의하는 것은

O anda kalmak için neredeyse zorlayıcı bir mekanizma.

거의 그 순간에 집중하라고 강요하는 거죠.

İnsan varlığımızın bu sonraki aşamasında hayatta kalmak için,

인간에게 닥친 다음 단계에서 생존이 가능하려면,

Hayatta kalmak isteyen için bu harika bir haber!

생존자에겐 이만한 희소식도 없죠!

İyi iş! Bu çölde hayatta kalmak kolay değil

잘하셨습니다! 이 사막에서 살아남기는 쉽지 않지만

Ama hayatta kalmak isteyen için yumurtalar harika enerji kaynağıdır.

하지만 생존가에게 알은 대개 훌륭한 에너지 공급원입니다

Bu, hayatta kalmak isteyenler için harika bir yiyecek kaynağı.

생존자에겐 훌륭한 식량이죠

Görevimiz bu acımasız iklime karşı sabaha kadar hayatta kalmak

우리 임무는 내일까지 혹독한 기후에서 생존하는 것인데

Görevimiz bu acımasız iklime karşı sabaha kadar hayatta kalmak,

우리 임무는 내일까지 혹독한 기후에서 생존하는 것인데

Ve ne zaman gebe kalmak istediğine karar vermek istiyor

임신의 여부와 시기를 계획하길 원하긴 하지만

Hayatta kalmak için protein kaynaklarını hiç pas geçmemeyi erkenden öğrendim.

제가 일찍이 배우기로 생존하려면 단백질을 섭취할 기회를 놓쳐선 안 되죠

Düşük gelirli ülkelerde 240 milyon kadın gebe kalmak isteyip istemediğine

저소득 국가에서는 2억 1400만의 여성들이

...minik erkek dişiyi kazanıyor. Gürültülü bir dünyada bazen sessiz kalmak iş görüyor.

‎작은 수컷은 짝을 얻었습니다 ‎시끄러운 세상에서 ‎때론 조용한 게 득이 됩니다