Translation of "Kurtarmak" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Kurtarmak" in a sentence and their japanese translations:

Milyarlarca can kurtarmak,

何十億もの人命を救い

Seni kurtarmak istedim.

あなたを助けたかった。

Bizi rutin işlerden kurtarmak

単純労働から私達を解放し

Onu hemen kurtarmak zorundayız.

我々は彼を助けなければならない、しかも直ちに。

Dünyayı kurtarmak kolay bir şey.

世界を救うの 簡単です

Babalarını kurtarmak için acele ettiler.

彼らは父親を助けるために急行した。

Tom hayatını kurtarmak için koştu.

トムは必死に逃げた。

O, beni kurtarmak için geldi.

彼が私を助けに来た。

Doktor onu kurtarmak için zamanında geldi.

医者はちょうど間に合ったので彼女を救うことができた。

Çocuğu kurtarmak için elimizden geleni yaptık.

その少年を救うために我々はできる限りの事をした。

Onu kurtarmak için elinden geleni yaptı.

彼は全力を尽くして彼女を救った。

Gerçekten hayat kurtarmak için bir fırsat.

命を救うことにつながるのです

Doktor yaralı çocuğu kurtarmak için çok çalıştı.

医者は傷を負った少年を助けようと一生懸命に努力した。

Bill boğulan çocuğu kurtarmak için nehre daldı.

ビルは溺れている子供を助けるために川に飛び込んだ。

Ayı göründüğünde o, hayatını kurtarmak için kaçtı.

彼は熊が現れたとき必死で走った。

O, onu kurtarmak için hayatını riske attı.

彼女は彼を救うために命をかけました。

Hayatını kurtarmak için en ufak vücut teması yeterli.

‎くっついていれば ‎生き延びられる

Birinci görevimiz enkazı bulmak ve kayıp kargoyu kurtarmak.

任務は飛行機を捜し― 荷物を見つけること

Çocuğu boğulmaktan kurtarmak için onun cesareti övgü üstü.

子供の溺れるところを救った彼の勇気には賞賛の言葉もない。

Küçük oğlan kendini polis memurundan kurtarmak için uğraştı.

少年は警察官からのがれようとしてもがいた。

Eğer o köprüden düşseydin seni kurtarmak neredeyse imkansız olurdu.

- 君がもしあの橋から落ちたとしたら、救助することはほとんど不可能だろう。
- もし君がその橋から落ちるようなことがあれば、君を救うのはほとんど不可能だろう。

Doktor hastasını kurtarmak için mümkün olan her vasıtayı denedi.

医者はあらん限りの手段を尽くして患者の命を救おうとした。

Küçük kızı kurtarmak için onun suya atlaması ne cesaret!

その女の子を救おうとして水に飛び込むとは、彼は何と勇敢なんだろう。

Çevreciler geride kalan vahşi gergedanları kurtarmak için daha çok çalışıyor.

自然保護活動家たちは サイを救おうと必死です

Bu adam gerçekten karaktersiz. Hayatını kurtarmak için bir karar veremedi.

もうホントにこいつは優柔不断で、イジイジした奴だ。

Dana'yı kurtarmak için bu tepeden aşağı inmenin en hızlı yolu ne?

早く下りてデーナを 助けられるのは?

Doktorların yapması gereken şey hayatları kurtarmak ve ölüme karşı mücadele etmek.

医者のすべきことは、生命を救い、死と戦うことです。

kurtarmak için çok çalıştı ve 1813'te Almanya'daki sefer boyunca hizmet etti. Şimdiye kadar, Napolyon'un

サルベージするために懸命に働いた 、と、ナポレオンの 敵は、部分的にベルティエさんに触発され、自らの軍隊の一般的なスタッフを改質した

Iyi yönetilen birliklerle karşı karşıyaydı - San Sebastian'ın kuşatılmış garnizonunu kurtarmak için iki girişim başarısız oldu.

指導力のある軍隊に 対抗しました –サンセバスティアンの包囲された守備隊を救済する2つの試みは失敗しました。

Krasny'de kesilince Davout, intihara meyilli olsa bile onu kurtarmak için geri dönmediği için yaygın bir şekilde suçlandı.

ダヴーは自殺したとしても、彼を救助するために引き返さなかったと広く非難された。