Translation of "Koştu" in Japanese

0.018 sec.

Examples of using "Koştu" in a sentence and their japanese translations:

Mary koştu.

メアリーは走った。

O koştu.

- 彼は走った。
- 彼が走った。

Durmadan koştu.

彼はどんどん走り続けた。

Kim koştu?

誰が走ったの?

Tom koştu.

トムは走った。

O, trene koştu.

彼はその列車にかけこんだ。

At tarlalarda koştu.

馬は野原を走り抜けた。

Alice odasına koştu.

アリスは自分の部屋に飛び込んだ。

O, odasına koştu.

彼は部屋に駆け込んだ。

Bob sınıfa koştu.

ボブは教室にかけこんできた。

Tom eve koştu.

トムは家に走りました。

O, sınıfa koştu.

彼は教室に駆け込んだ。

Hırsız hızla koştu.

その泥棒はすばしっこく走った。

- Erkek kardeşinden daha hızlı koştu.
- Kardeşinden daha hızlı koştu.

彼は兄よりも速く走った。

Öğretmen merdivenlerden yukarı koştu.

先生は階段をかけ上がった。

Çocuklar, sınıfa doğru koştu.

教室に向かって子供たちは走った。

Doktor hastasına doğru koştu.

医者は患者のところへ急いだ。

Koşabildiği kadar hızlı koştu.

彼女はできるだけ速く走った。

Çocuk, evine doğru koştu.

その少年は家のほうに走っていった。

İyi haberle eve koştu.

彼女はよい知らせを持って、家に飛んで帰った。

O, kapıya doğru koştu.

彼女はドアの方へ走った。

Okula koştu, zamanında vardı.

彼は走って学校に行き間に合った。

Onun atı Derbi'de koştu.

彼の馬はダービーに出走した。

Tom merdivenlerden yukarı koştu.

トムは駆け足で階段を上っていった。

O beş mil koştu.

彼は5マイル走った。

O en hızlı koştu.

彼はみんなのなかで最も速く走った。

Ken tepeye kadar koştu.

ケンは坂を駆け上った。

O tam hızda koştu.

- 彼は全力で走った。
- 彼は全速で駆けた。

O, göle doğru koştu.

彼は湖のところまで駆け下った。

Herkes Tom'a doğru koştu.

全員がトムに向かって駆けつけた。

Köpek bana doğru koştu.

その犬は私のほうに走ってやって来た。

O, can havliyle koştu.

彼は必死に逃げた。

Kalabalık çıkışa doğru koştu.

人々が出口へ殺到した。

Tom son sürat koştu.

トムは全速力で走った。

Niye o uzağa koştu?

なぜ彼は逃げたのですか。

Tom eve doğru koştu.

トムは家に走りました。

John odaya doğru koştu.

ジョンは部屋にかけ込んだ。

Babam otobüs durağına koştu.

お父さんはバス停まで走っていった。

İtfaiyeci yanan eve doğru koştu.

消防士は燃えている家へ飛び込んだ。

Heyecanlı izleyici konser salonuna koştu.

興奮した観客はコンサートホールになだれこんだ。

Mike dün çok hızlı koştu.

マイクは昨日とても速く走った。

Kimura, her gün parkta koştu.

木村は毎日、公園でジョギングした。

O sevgili hayatı için koştu.

彼女は必死になって走った。

O, mümkün olabildiğince hızlı koştu.

彼女はできる限り速く走った。

O, öfkeyle odadan dışarı koştu.

彼は怒って部屋を飛び出した。

Erkek kardeşine yetişmek için koştu.

彼は兄に追いつこうと走った。

İstasyona koştu ve trene yetişti.

彼は駅まで走り、その列車に乗った。

Ceketi üzerinde odaya doğru koştu.

彼はコートを着たまま部屋に駆け込んできました。

Yetişemeyeceğimiz kadar çok hızlı koştu.

彼はあまりに速く走るので私たちは彼に追いつけなかった。

11 saniyede 100 metre koştu.

彼は100mを11秒フラットで走った。

Oraya zamanında varmak için koştu.

時間どおりに着くために彼は走った。

İtfaiyeciler yanan eve doğru koştu.

消防士たちは燃えている家の中へ飛び込んだ。

Tom hayatını kurtarmak için koştu.

トムは必死に逃げた。

O, zamanında varmak için koştu.

時間どおりに着くために彼は走った。

O elinden geldiğince hızlı koştu.

- 彼は一生懸命走った。
- 彼はできる限り早くはしりました。
- 彼はできるだけ速く走った。
- 彼は全速で駆けた。

Paul eli saçının arasında koştu.

ポールは手で髪を梳きました。

Köpek etrafında ve çevresinde koştu.

犬はぐるぐる駆け回った。

Tom koşabildiği kadar hızlı koştu.

トムは全速力で走った。

O, merdivenlerden aşağı hızla koştu.

彼女は階段を駆け下りた。

Köpek bir ağacın etrafında koştu.

犬は木の周りを走った。

Tom aceleyle evinden dışarı koştu.

トムは慌てて家を飛び出した。

- Köpek etrafında ve çevresinde koştu.
- Köpek bir o tarafa bir bu tarafa koştu.

犬はあちこち走った。

Fare koştu ve kedi onu kovaladı.

ネズミは走り、ネコはそれを追いかけた。

- Hırsız hızlı koştu.
- Hırsız hızla kaçtı.

その泥棒は走るのが速かった。

Son trene yetişmek için hızlı koştu.

彼は最終列車に向かって全速力で急いだ。

Bir kedi odadan dışarıya hızla koştu.

猫が部屋から飛び出した。

Kedi otobüsün önüne koştu ve ezildi.

- 猫がバスの前に走ってきて轢かれた。
- 猫がバスの真正面に走ってきてひかれた。

Hırsız kaçtı ve polis peşinden koştu.

泥棒が逃げたので、警官が追いかけた。

Tom korkmuş bir tavşan gibi koştu.

トムは怯えたうさぎのように走った。

O, korkmuş bir tavşan gibi koştu.

彼は脱兎のごとく逃げた。

Tom elinden geldiği kadar hızlı koştu.

トムは全力で走った。

O, elinden geldiği kadar hızlı koştu.

- 彼女は一生懸命に走った。
- 彼女はできるだけ速く走った。

Otobüsten indi ve ona doğru koştu.

彼女はバスから降りて彼の方に走った。

O, evinin sarsıldığını hisseder etmez bahçeye koştu.

家が揺れるのを感じたとたんに、彼は庭に飛び出した。

O, onu yalnız bırakarak caddenin karşısına koştu.

彼は彼女をのこしたままとおりを走ってわたった。

O kadar ürkmüştü ki yalınayak dışarı koştu.

彼はびっくりして裸足で外に飛び出した。

John son treni yakalamak için istasyona koştu.

ジョンは終電に間に合うように駅へ走った。

John son trene yetişmek için istasyona koştu.

ジョンは終電に間に合うように駅へ走った。

- Tom, Mary'yi kovaladı.
- Tom, Mary'nin peşinden koştu.

トムはメアリーを追いかけた。

Köpek beni görür görmez bana doğru koştu.

犬は私を見るなり私に走り寄った。

Polis hırsızın peşinden "Dur!" diye bağırarak koştu.

警官は「止まれ!」と叫びながら、泥棒を追いかけた。

Tom kapıyı açtı ve köpek dışarı koştu.

トムが扉を開けると、犬が走り出てきた。

O kadar hızlı koştu ki ona yetişemedik.

彼はとても速く走ったので、私たちは追いつけなかった。

Her zamanki gibi sabah erkenden kalkıp koştu.

いつものように彼は朝早く起き、ジョギングをした。

O, bacakları onu taşıyabildiği kadar hızlı koştu.

彼は全速力で走った。

Elinden geldiğince hızlı bir şekilde bana doğru koştu.

- 彼はできるだけ速く私の方へ走ってきた。
- 彼はできるかぎり速く私の方へ走ってきた。

O, takımdaki herhangi bir çocuk kadar hızlı koştu.

彼はチームの誰にも劣らず足が速かった。

O, diğer üyelere yetişmek için çok hızlı koştu.

彼女は他のメンバーに追いつこうととても速く走った。

O kadar hızlı koştu ki nefes nefese kaldı.

彼はあんまり速く走ったので息が切れた。

O, o kadar hızlı koştu ki ona yetişemedim.

彼はあまり速く走ったので私は追いつけなかった。

Ben Carl ile bir 100 metre yarışında koştu.

ベンは100メートル競争をカールと走った。

Jane geyiğin arkasından elinden geldiği kadar hızlı koştu.

ジェーンは一生懸命鹿を追いかけました。

Tom'u tokatladıktan sonra, Mary odadan dışarıya doğru koştu.

トムをひっぱたいた後、メアリーは部屋から駆けだした。

O diğerlerine yetişmek için elinden geldiği kadar hızlı koştu.

彼女は他の人に追いつくためにできるかぎり速く走った。

O, o kadar hızlı koştu ki onlar onu yakalayamadı.

彼は非常に速く走ったので、彼らは追いつけなかった。

- Kedi, bir farenin peşinden koştu.
- Bir kedi bir fareyi kovaladı.

猫がネズミを追いかけた。

Ancak Napolyon'un 10 mil kuzeyinde, Auerstedt yakınlarında, Davout doğruca Prusya ordusuna koştu.

しかし、ナポレオンの北10マイル、アウエルシュテットの近くで、ダヴーはプロイセンの主要な軍隊にまっすぐ走りました。