Translation of "Geldi" in Chinese

0.008 sec.

Examples of using "Geldi" in a sentence and their chinese translations:

Geldi.

他来了。

Sonunda, geldi.

最终,他来了。

Taksi geldi.

出租车到了。

Birisi geldi.

有人来了。

Bahar geldi.

春天了

Polisler geldi!

是警察!

Tren geldi.

這班火車已經到了。

Kim geldi?

誰來了?

Doktor hemen geldi.

医生立刻就到了。

Mary hastaneye geldi.

瑪麗到了醫院。

Tren zamanında geldi.

火车准时到了。

Çocuk eve geldi.

男孩到家了。

O derhal geldi.

Tā lìkè jiù láile. 她立刻就来了。

O bizzat geldi.

他亲自来了。

Bak! Tren geldi!

看!火車來了!

Onların hepsi geldi.

他们全都来了。

O nereden geldi?

- 从哪里而来?
- 它从哪里来?

Eve henüz geldi.

他刚回到家。

Bay Smith geldi.

史密斯先生來了。

Betty sonuncu geldi.

貝蒂是最後一個來的。

O henüz geldi.

他刚到。

O zamanında geldi.

- 他及時趕到。
- 他准时来了。

O defalarca geldi.

他来了很多次了。

Gitme zamanım geldi.

我该走了。

Tom erken geldi.

汤姆还早。

Tom geri geldi.

湯姆回來了。

Mary içeri geldi.

瑪麗進來了。

Randevuya zamanında geldi.

他及時赴約了。

Neredeyse herkes geldi.

几乎每个人都来了。

Babam eve geldi.

爸爸回家了。

2014 yılı geldi.

2014年要到來了。

Oğlan eve geldi.

男孩到家了。

- Sen gittikten sonra geldi.
- Sen ayrıldıktan sonra geldi.
- Sen gittikten sonra o geldi.

你走了他才來。

Çocuk odaya koşarak geldi.

小男孩跑進了房間。

Niçin eve erken geldi?

為什麼她早回家了?

O çoktan geldi mi?

他已经来了吗?

Tom tam zamanında geldi.

汤姆刚好准时到了。

Gözleri bir araya geldi.

他們目光相接。

Kapıyı kapatma zamanı geldi.

是关门的时候了。

Kütüphanede olabileceği aklıma geldi.

我突然想到,他可能在图书馆 。

Akşam eve geç geldi.

他晚上很晚回家。

Üç yaşında Tokyo'ya geldi.

他三岁就到东京了。

Mary tek başına geldi.

Mary自己一個人來。

O beni almaya geldi.

他來接我走。

Babasının tavsiyesini görmezden geldi.

他不顧他父親的忠告。

O beni görmeye geldi.

他來看我了。

Saat beşte geri geldi.

他五点钟回来的。

Aklıma bir fikir geldi.

我想到了一个主意。

Okula tam zamanında geldi.

他刚好准时到校。

Yatağa yatmanın zamanı geldi.

你早该睡了。

Bir polis bana geldi.

有個警察走了過來。

Odaya bir fare geldi.

一隻老鼠跑過房間。

Bu noktada, o geldi.

在這時候,他到了。

Onlar dün buraya geldi.

他們昨天到這裡的。

John dün Japonya'ya geldi.

約翰昨天來到了日本。

Kate otobüsle eve geldi.

凱特坐公共汽車回家。

Ann alt kata geldi.

安下樓來了。

O benim başıma geldi.

那就發生在我身上。

O araba ile geldi.

他开车来的。

Postacı önceden geldi mi?

郵差已經來過了嗎?

Bir çocukken Japonya'ya geldi.

他在他還是小孩的時候就來到日本。

Buraya bu sabah geldi.

他上午来过这里。

- O dün seni görmeye geldi.
- O dün seni görmek için geldi.

他昨天來看你。

- O dün bizi görmek için geldi.
- O dün bizi görmeye geldi.

她昨天来看我们。

Aklıma iyi bir fikir geldi.

我有好主意。

Volkan tekrar aktif hale geldi.

這座火山又開始活動了。

O ne amaçla buraya geldi?

他来这里的目的是什么?

Linda gece eve geç geldi.

琳達深夜回家。

Mary daha yeni eve geldi.

瑪麗剛剛回家。

Bob eve çok geç geldi.

鮑勃很晚回家。

Helen, geçen sene Japonya'ya geldi.

海倫去年來日本。

Otobüs iki dakika erken geldi.

巴士早了兩分鐘。

Tom dün eve erken geldi.

湯姆昨天提早回來了。

Bebek doğumda yedi paund geldi.

婴儿出生时7磅重。

Kaza ne zaman meydana geldi?

這意外是何時發生的?

Köpek koşarak bana doğru geldi.

狗向着我跑了过来。

Üç gün sonra cevap geldi.

我在三天之後收到了回覆。

O çok geçmeden odama geldi.

過了一會,她就走進了我的房間。

Küçük bir dağ kasabasından geldi.

他來自一個小山城。

O konuşurken, resimler aklıma geldi.

他说的时候,我脑中浮现出了画面。

O dün seni görmeye geldi.

昨天他来见你。

Bazı erkek çocukları sınıfa geldi.

有些男孩走進了教室。

- O İngilterelidir.
- O İngiltere'den geldi.

- 他从英国来。
- 他来自英格兰。

Ona iyi bir fikir geldi.

他想到一个好主意。

O mevcut yasaları görmezden geldi.

他无视现行法律。

Partiye sadece altı kişi geldi.

- 只有六個人參加了派對。
- 这次聚会只来了六个人。

Dorenda gerçekten geri geldi mi?!

多連達真的回來了?!

O 30 dakika geç geldi.

他晚了30分鐘才到。

O benim tavsiyemi görmezden geldi.

他不顧我的忠告。

Cüzdanı evde unuttuğum aklıma geldi.

我突然想起錢包好像放在家中,忘了帶了。