Translation of "Hayatını" in Japanese

0.012 sec.

Examples of using "Hayatını" in a sentence and their japanese translations:

Yavaşça hayatını kaybediyor

‎やがて力尽き

Kendi hayatını kur.

自分の人生は自分で決める。

Hayatını nasıl kazanır?

どうやって生計を立てているのですか。

Hayatını eğitime adadı.

彼女は一生を教育に捧げた。

Hayatını şirketine adadı.

彼はかれの会社に彼の人生をささげました。

- Hayatını gerçeğin peşinde geçirdi.
- Hayatını gerçeği aramakla geçirdi.

彼女は一生を真実を追い求めて過ごした。

...geri kalanının hayatını kurtarır.

‎仲間の命を救った

İlaç onun hayatını kurtardı.

その薬が彼女の命を救った。

Ertesi gün hayatını kaybetti.

その次の日に彼は死んだ。

Köpek kızın hayatını kurtardı.

その犬は少女の命を救った。

Hayatını yolsuzlukla mücadeleye adadı.

彼は不正との戦いに一生をささげた。

O, okul hayatını seviyor.

彼は学校生活を楽しんでいる。

Hayatını doğanın korunmasına adadı.

彼は一生を自然保護のためにささげた。

Hayatını tıp mesleğine adadı.

彼は医療に一生を捧げた。

O, hayatını çalışmasına adamıştır.

彼は一生を研究にささげた。

Keman çalarak hayatını kazanır.

彼女はバイオリンを弾いて生活費を稼いでいる。

Karısı kazada hayatını kaybetti.

彼の妻はその事故で死亡した。

O yazarak hayatını kazanır.

彼は書くことで生計を立てている。

O, hayatını barışa adadı.

彼は平和のため一生を捧げた。

Hayatını bilim çalışmasına adadı.

彼は科学の研究に一生をささげた。

O, hayatını müziğe adadı.

彼女は音楽に一生をささげた。

Babası hayatını bilime adadı.

彼女の父は科学に一生を捧げた。

Para onun hayatını değiştirdi.

お金が彼の人生を変えてしまった。

Televizyon aile hayatını mahvediyor.

テレビは家庭生活をダメにしている。

Hayatını İngilizce dersi vererek kazanıyor.

- 彼は英語を教えて生計をたてている。
- 彼は英語を教えて生活をしている。

Tom hayatını kurtarmak için koştu.

トムは必死に逃げた。

Yeni ilaç onun hayatını kurtardı.

新薬が彼の命を救った。

Bir araba kazasında hayatını kaybetti.

彼女は自動車事故で亡くなった。

Tom Mary'nin hayatını kurtarmaya çalıştı.

トムはメアリーの命を救おうとした。

Ben gerçekten şehir hayatını severim.

私は都会の生活が本当に好きだ。

Hayatını kolaylaştır. Anadillilerden öğüt al.

人生を楽にせよ。母語話者からの助言を受け入れよ。

Bir öğretmen olarak hayatını kazandı.

彼は教師として生計を立てた。

O, bir kazada hayatını kaybetti.

- 彼は事故で生命を失った。
- 彼は事故で命を落とした。

Birçok adam denizde hayatını kaybetti.

多くの人が海で命を落としている。

Öğrenciler onun hayatını mutlu etti.

生徒たちは、彼女の人生を幸福にした。

O şok nedeniyle hayatını kaybetti.

彼女はショック死した。

Hayatını sürüngen araştırmalarında öncülük ederek geçirdi

爬虫類研究の先駆者として 生涯を貫き―

Bir itfaiyecinin hayatını pahasına yangın söndürüldü.

火事は消防士の生命を犠牲にして消された。

Çocuğunu korumak için hayatını riske attı.

彼女は命を懸けて子供を守ろうとした。

O, hayatını fakirlerin arasında çalışmaya adadı.

彼女は貧しい人たちの間で働くことに一生を捧げた。

Kendi hayatı pahasına bebeğinin hayatını kurtardı.

彼女は自分の命をかけて子供の命を救った。

Bir bale dansçısı olarak hayatını kazanır.

彼女はバレエダンサーとして生計を立てている。

Kendi hayatını riske atarak köpeği kurtardı.

彼は命懸けでその犬を助けた。

Oğlu bir trafik kazasında hayatını kaybetti.

彼女の息子は交通事故で死んだ。

Bir milyon kişi savaşta hayatını kaybetti.

- 100万人の人々がその戦争で命を落とした。
- その戦争では百万人もの人命が失われた。

O, bir yazar olarak hayatını kazanıyor.

彼女は作家として生計を立てている。

Tom, bir trafik kazasında hayatını kaybetti.

トムは交通事故で死んだ。

Tom, bir uçak kazasında hayatını kaybetti.

トムは飛行機事故で亡くなった。

O bütün hayatını sözlük derlemeye adadı.

彼は生涯を辞書の編さんに費やした。

Sağlık sistemine sahip olamamanın sıradan insanların hayatını

人生を台無しに されてしまう人々を

Aptalca bir şey yüzünden hayatını tehlikeye atma.

ばかげたことで危険を冒してはいけない。

Ayı göründüğünde o, hayatını kurtarmak için kaçtı.

彼は熊が現れたとき必死で走った。

O, özürlülere yardım etmek için hayatını adadı.

彼女は身体障害者を助けることに人生を捧げた。

Tom, anti-nükleer enerji hareketine hayatını adadı.

トムは反原発運動に生涯を捧げた。

Bu virüs nedeniyle birçok fil hayatını kaybetti.

そのウィルスのために多数の象が命を失った。

O, hayatını fakir insanlara yardım etmeye adadı.

彼は生涯を貧しい人々を救う事に捧げた。

O, onu kurtarmak için hayatını riske attı.

彼女は彼を救うために命をかけました。

Hayatını kurtarmak için en ufak vücut teması yeterli.

‎くっついていれば ‎生き延びられる

Onlar eski gazeteleri toplayarak ve satarak hayatını kazanıyor.

彼らは古新聞を売り生計をたてている。

- Hayatını kazanmak için çok çalışır.
- Ekmeğini taştan çıkarıyor.

彼は生計を立てるために一生懸命働いている。

Büyükbabam seksen yaşında bir hastalık nedeniyle hayatını kaybetti.

祖父は80歳のときに病気で亡くなりました。

O tüm hayatını fakir insanlara yardım etmeye adadı.

彼は自分の全生涯を貧しい人々の救済に捧げた。

O, hayatını Hindistan'daki hastaları tedavi etmeye adamak istiyor.

彼は自らの生涯をインドでの病人の治療に捧げるつもりだ。

Fırtınanın bir sonucu olarak, birçok kişi hayatını kaybetti.

- 嵐によって多くの人が死んだ。
- 多数の人々がその嵐のために亡くなった。

Genç, çocuğun hayatını kurtardığı için övgüyü hak etti.

少年はこの子供の命を救ったことに対して賞賛に値する。

- Ülkesi için hayatını verdi.
- Ülkesi için canını verdi.

彼は国のために一生を捧げた。

- Tom kanser nedeniyle hayatını kaybetti.
- Tom kanserden öldü.

トムは癌で死んだ。

Büyük bir bomba düştü ve çoğu insan hayatını kaybetti.

大きな爆弾が落ちて、非常にたくさんの人が亡くなりました。

Hayatını yeniden yapacak olsan hangi yaşa geri gitmek istersin?

もしもう一度人生をやり直せるとしたら、何歳に戻りたい?

- Bu ona hayatını kaybettirdi.
- Bu onun hayatına mal oldu.

このため彼は命をうしなった。

Bu adam gerçekten karaktersiz. Hayatını kurtarmak için bir karar veremedi.

もうホントにこいつは優柔不断で、イジイジした奴だ。

O, arkadaşının hayatını kurtardığı için bir kahraman olarak kabul edildi.

彼は友人の命を救った事で英雄視された。

O bir tenis oyuncusu olarak hayatını bitiren bir kaza geçirdi.

彼女はテニス選手としては致命的な事故に会った。

Kocasının bir kazada hayatını kaybettiği haberi ona büyük bir şok oldu.

彼女の夫が事故で死んだというニュースは、彼女にとっては大変ショックであった。

Şirket, hayatını idame ettirmesi için, ona yetecek kadar bir emekli aylığı bağladı.

会社は生活するために十分な年金を与えた。

O çocuk, trafik kazasında hayatını kaybetmemiş olsaydı, şimdi bir üniversite öğrencisi olacaktı.

あの子が交通事故で死ななかったら、今ごろは大学生になっているだろう。

- İkinci Dünya Savaşı'nda birçok asker hayatını kaybetti.
- II. Dünya Savaşı'nda birçok asker öldürüldü.

多くの兵士が第二次世界大戦で亡くなった。

Onların hayatını da. Bu çetin kış gecelerinden sağ çıkmanın tek yolu sıkı sıkıya sarılmak.

‎お互いに ‎厳しい冬の夜を乗り切るには ‎助け合うしかない