Translation of "Karmaşık" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Karmaşık" in a sentence and their japanese translations:

- Karmaşık değil.
- Bu karmaşık değil.

難しくはない。

Karmaşık bir konu

これは難題です

Bu karmaşık değil.

難しくはない。

Ne kadar karmaşık?

どのぐらい複雑なのだろうか。

Karmaşık yaşamın ortaya çıkışı.

複雑系生命に進化するのは

Metastaz karmaşık bir süreçtir.

転移とは 複雑な過程です

Bu karmaşık bir sorun.

これは難問だな。

Dil bilgisi çok karmaşık.

- 文法はとてもややこしい。
- 文法は非常に煩雑だ。

İnsan karmaşık bir organizmadır.

人間は複雑な有機体だ。

Ama karmaşık hayatın gelişimi için

しかしひょっとすると 複雑系生命の進化は

Bu yüzden karmaşık bir durum.

だから良し悪しがあります

Sorunun ardında karmaşık durumlar vardır.

その問題の裏には複雑な状況がある。

Açıklama çok daha karmaşık olabilir.

- 説明は、もっとはるかに複雑なのかもしれない。
- その説明は、もっとはるかに複雑なものかもしれない。

Erkek kardeşim karmaşık sorunu çözemedi.

兄はその複雑な問題を解くことができなかった。

Fabrika birçok karmaşık makineleri kullanır.

工場では複雑な機械をたくさん使います。

O çok karmaşık bir soru.

それはとても難しい質問です。

O, çok karmaşık bir makinedir.

あれはとても複雑な機械だ。

Bizler karmaşık kimyasal reaksiyonların sonucu hayattayız.

私たちは複雑な化学反応によって生きています

Birincisi, karmaşık hayatın evrimleşmesine imkan sağladı.

まず 複雑な生物が 進化できるようになりました

Bu ölçümleri karmaşık bilgisayar modelleriyle birleştiriyorlar

集められた計測値は 複雑な数値計算モデルによって

Karmaşık bir kadro sistemini miras aldı

した複雑なスタッフシステムを継承しました 。

Onu yöneten karmaşık mekanizmaları hedef alarak,

転移を標的にする薬のカクテルを 思いついたのです

O meseleleri daha karmaşık hale getirecek.

- それは問題をより複雑にするでしょう。
- 余計問題が複雑になるだけだ。

Ben resimde bazı karmaşık desenler görebiliyorum.

その絵には複雑な模様が見える。

O, karmaşık matematiksel problemleri çözmede iyidir.

彼は複雑な数学の問題を解くことが得意だ。

Bilgisayarlar son derece karmaşık işleri yapabilirler.

コンピューターは極めて複雑な仕事をすることが出来る。

Bu hikaye çocuklar için çok karmaşık.

この話は子供には複雑すぎる。

Greg Gage: Ahtapot inanılmaz karmaşık davranışlar sergileyen,

(グレッグ・ゲイジ) タコは奇妙な姿をした生物で

Yıldızlar arası toz bulutlarında karmaşık organik moleküller,

宇宙に漂う塵雲では 複雑な有機分子が

O, karmaşık soruna müthiş bir çözüm buldu.

彼はその複雑な問題を解決するすばらしい方法を思いついた。

Bu, çok karmaşık bir hikaye haline geliyor.

出来事はとても複雑になってきています。

Onların iletişimi düşündüğümüzden çok daha karmaşık olabilir.

彼らのコミュニケーションは我々が考えてきたものよりはるかに複雑かもしれません。

Bu çocuk karmaşık matematik problemini kolaylıkla çözdü.

この子は複雑な数学の問題を簡単に解いた。

O kanji çok karmaşık, ben onu okuyamıyorum.

そんな漢字は僕が読めないほどたいへん複雑なんだ。

Birçok farklı unsuru içinde barındıran karmaşık bir bileşim.

うつ病は 様々な要因が 複雑に合わさって起こります

Fakat gerçek, bundan çok daha zor ve karmaşık.

しかし 現実は厳しく より複雑です

- Bilgisayar karmaşık bir makinedir.
- Bilgisayar kompleks bir makinedir.

コンピューターは複雑な機械だ。

Modern finans giderek karmaşık ve sofistike hale geliyor.

現代の金融は一段と複雑かつ高度になってきている。

Günün sosyal sorunları gittikçe daha karmaşık olma eğilimindedir.

現代の社会問題はますます複雑化する傾向がある。

Bu karmaşık meseleler, acı bir şekilde kişisel hâle geliyor

この複雑な問題が 痛ましいほどに 身近な問題になります

Ve müteahhitleri karmaşık Apollo uzay aracının tasarımını aceleye getirdi.

とその請負業者は複雑なアポロ宇宙船の設計を急いでいました。

Bu form biraz karmaşık görünüyor. Onu doldurmama yardım et.

この書式はやや複雑そうだ。書きこむのを手伝ってくれ。

Büyümek ve karmaşık hale gelmek için yaşam oksijene ihtiyaç duyar.

生物が大きく複雑になるには 酸素が必要なのです

Yırtıcılar, avlarını alt etmenin karmaşık yollarını bulmak için evrimleşmek durumunda.

‎獲物を出し抜こうと ‎捕食者は巧妙に進化する

Bu süre zarfında... ...hayvanlar âlemindeki en karmaşık görme yetisini geliştirdi.

‎長い時を経て‎― ‎動物界でも特に複雑に ‎目を進化させた

Fakat medeniyetler daha karmaşık hale gelirken, daha iyi iletişim metotları gerekliydi.

しかし文明が一層複雑になってくると、よりよい伝達方法が必要になってきた。

Bunun sebebi ise karmaşık bir dünyada, sevgi ve empati en güçlü öğretmenlerdir.

複雑な世界では 思いやりや共感の心は 強力な指導者です

Toptan satış tabakaları ile karakterize edilen Japon dağıtım sistemi karmaşık ve masraflıdır.

いく層もの卸業者の存在が特色である日本の流通機構は、複雑でコストもかかる。

Çok sıkıcı olduğunu düşündüğü Avrupa dillerinden sinirlenen Christopher Columbus Columbian dilini icat etti, öyle karmaşık bir dildi ki onu sadece o konuşabildi.

クリストファーコロンブスは、あまりにつまらないと見なしたヨーロッパの諸言語に不満を感じて、自分しか話せないほど複雑な「コロン語」を考案した。