Translation of "Konu" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Konu" in a sentence and their japanese translations:

Konu odur.

それが重要な点です。

Karmaşık bir konu

これは難題です

Konu tartışmaya değer.

その話題は話し合う価値がある。

Konu mahkemeye taşındı.

その事件は裁判ざたになった。

Konu hâlâ tartışılıyor.

そのことはまだ検討中です。

Konu o değil.

そういう問題じゃないよ。

Konu aramızda kalsın.

このことは人には話さないでおきましょう。

Konu henüz kararlaştırılmadı.

- あの件はあのままである。
- あの件はまだ解決してないんです。
- あの件はまだ決着がついてないんだ。

Bu konu tartışmalı olmamalı.

この点について 疑問はないでしょう

Konu etrafımızı çevreleyen havadır.

私たちを包むまさにこの空気

Diğer konu, etkinliğin zamanlaması,

もう一つの理由はこの イベントのタイミングです

Birçok konu hakkında konuştuk.

我々はいろいろの問題について話した。

Gülünecek bir konu değil.

それは笑いごとでない。

Konu hakkında birbirlerimizle tartışalım.

その問題について論じ合おうじゃないか。

Konu hakkında ona danıştım.

その問題について彼と相談した。

Konu hakkında onunla konuştum.

私はその件について彼と話し合った。

Konu onların aç olmasıdır.

- 要するに彼女たちは腹が減っているのだ。
- 要するに彼らは腹が減っているのだ。

Bu konu aramızda kalsın.

この話は内緒にしておこう。

O konu tartışılmaya değer.

その話題は話し合う価値がある。

Konu hakkında onlarla tartıştım.

私はその問題について彼らと議論した。

İngilizce zorunlu bir konu.

英語は必修科目です。

Bu önemsiz bir konu.

ささいな事だ。

Bu konu hafife alınmamalıdır.

この問題は軽々しく扱ってはならない。

Konu hakkında onunla konuşmalısın.

あなたはそのことについて彼と話し合う必要がある。

O konu hakkında düşünüyorum.

私はその問題を考えているところだ。

Umarım konu o değildir.

そうでないことを望む。

- Bu, çok önemli bir konu.
- Çok önemli bir konu bu.

- これはとても重要なことだ。
- これはたいへん重要な事柄である。

- O, o konu hakkında konuşmak istemiyor.
- Bu konu hakkında konuşmak istemiyor.

彼女はそのことについて話したくないんだよ。

çünkü biz sadece konu öğretmiyoruz

なぜなら 私達はただ科目を 教えているのではありません

Konu şu ki işe yarıyor.

これが効果的なんですよ

Konu çocuk sahibi olmaya geldiğinde

子供を持つことに関しては

Tamamen farklı bir konu için,

また別の事件で

Bir konu ilave edebilir miyim?

もう1点付け加えてもいいですか。

Niçin öyle bir konu seçtin?

なぜこのような科目を選んだの?

Bununla birlikte konu tartışmaya değer.

それでもやはり、その話題は話し合う価値がある。

Konu henüz tam olarak araştırılmadı.

その問題はまだ十分に探求されていない。

Konu hakkında bir tartışma başlattılar.

彼らはその問題に関する討議を始めた。

Konu onların çok genç olmalarıdır.

- 要するに彼らは若すぎるということだ。
- 要は、彼らがあまりに若すぎるということです。

Sürekli o konu hakkında düşündü.

寝ても覚めても彼女はそのことを考えていた。

Konu bizim için oldukça tanıdık.

私達はその問題をよく知っている。

Bu konu hakkında gerçekten mutsuzum.

私は非常に不愉快だ。

Konu hakkında onunla konuşmak istiyorum.

私はその事柄について彼と話がしたい。

Konu işte tam da bu.

おっしゃる通りです。

Telefonda onunla konu hakkında konuştum.

私はそのことについて彼と電話で話した。

- Konu hakkında hiçbir şey bilmiyor gibi.
- Konu hakkında bir şey bilmiyor gibi görünüyor.

彼はそのことについて何も知らないようだ。

Bu konu üzerinde 90 dakika harcamıştık

当時は この問題を扱ったのは たったの90分

Bu konu hakkında düşündüm, araştırmalarda bulundum,

このテーマについて これまで 考え 研究してきましたが

çünkü konu tamamen fizik kurallarından ibaret.

それは純粋に 物理法則によるものだからです

Konuşmada yeni bir konu gündeme geldi.

新しい話題が出た。

Bu konu hakkında iki kez düşünürdüm.

もう一度よく考えてみたら。

Böyle bir konu bugünlerde yaygın değil.

そんな例は今日では珍しいことではありません。

- Madde üzerinde konuşalım.
- Konu üzerinde konuşalım.

その問題を話し合いましょう。

Konu bir sonraki toplantıda gündeme getirilecek.

その問題は次の会合の時に出されるだろう。

Onun konu ile ilgisi olduğunu sanmıyorum.

彼はこのことには関係ないと思う。

Konuşmasının içeriği, konu ile ilgili değildir.

彼の話の内容は主題と一致していない。

Ben bu konu hakkında üzgün hissediyorum.

私はそのことで悲しんでいます。

Önemli bir konu olarak kabul edilir.

それは重要なことだと考えられる。

Bu konu ile bir ilgim yok.

- 私はその事件とは無関係である。
- わたしはその事件と何の関係無い。

Onun konu ile hiçbir ilişkisi yok.

彼女はその問題と何の関係もない。

Cevabımı vermeden önce konu üzerinde düşünmeliyim.

私は回答をする前にその問題をじっくり考えねばならない。

Konu eksiğim var ve sınavlar yaklaşıyor.

自分の勉強は後れてるし、テストも近いんだよ。

O benim en sevdiğim konu değil.

そういう話は苦手だ。

O, konu üzerine tanınmış bir otoritedir.

彼はその道の大家です。

Matematik benim en az sevdiğim konu.

私は数学がいちばん嫌いだ。

Bu son derece önemli bir konu.

これはとても重要なポイントです。

Bu konu bizim çalışma kapsamında değildir.

この課題は我々の研究範囲ではない。

Konu ile ilgili ne yapmak zorundasın?

あなたはその事とどんな関係があるのですか。

Öğretmen bile o konu hakkında konuşmadı.

先生さえその課題について話していなかった。

- Konu hakkında sizinle özel olarak konuşabilir miyim?
- Konu hakkında seninle özel olarak konuşabilir miyim?

- 二人だけでお話ししたいのですが。
- その件について二人だけでお話ししたいのですが。

- Bu konu ile ilgili düşüncelerini duymaya can atıyorum.
- Bu konu hakkındaki düşüncelerini duymaya can atıyorum.

これにつきまして、お考えをお聞かせ願えればと存じます。

Bence bu konu siyah ya da beyaz.

私にとって これは白か黒かの問題です

Ancak biraz daha tartışmalı bir konu var:

しかし少々議論の余地があります

Bu benim yılllardır üzerinde çalıştığım bir konu.

これまで 数年に渡って研究を行ってきました

Bunun bizim tartıştığımız konu ile ilgisi yok.

それは今私たちが話し合っている問題とは何の関係もない。

Konu hakkında onunla tartışmanın bir faydası yok.

- その事で彼と議論しても無駄だ。
- そのことで彼と論議しても無駄だ。

Konu bana birçok uykusuz gecelere mal oldu.

その件が気掛かりで、私は何日も眠れない夜を過ごさなければならなかった。

Konu kabül mü yoksa red mi edeceğimdir.

問題は私が受諾するか拒絶するかである。

O, konu ile ilgili bir rapor yazdı.

彼はその問題について論文を書いた。

Konu hakkında bir şey bilmiyor gibi görünüyor.

彼はそのことについて何も知らないようだ。

O, konu hakkında bir şey bilmediğini açıkladı.

彼はそのことについて何も知らないと説明した。

Onun huzurunda sana konu hakkında konuşmamanı söyledim.

彼女の前でそのことを話すなって言っただろう。

Onun fikrinin konu ile ilgili olduğunu düşünmüştüm.

彼の意見は適切だと思った。

O uzun bir süre konu üzerinde durdu.

彼女は長い間その件を考えた。

Bu konu bizim için son derece önemlidir.

この問題は、私たちには非常に重要である。

Bu kitapta o kadar çok konu yok.

この本は本文の部分はそんなに多くない。

Hiç kimse bu konu hakkında konuşmak istemedi.

誰もそれについて話したがらなかった。

Bugün bu konu hakkında konuşacağımızı asla düşünmedim.

今日この話題になるとは全く予期していませんでした。

Bana sormak istediğin bir konu var mı?

私に何か聞きたいことはありますか?

Aslında o kadar da tartışmalı bir konu değil.

それ自体 ほとんど議論を呼びません

Tartışma için yasaklı bir konu olmamasına karar verdik.

たとえ話題が友情を揺るがすような領域に 大きく割り込む場合においてもです

- Bu hassas bir konu.
- Bu hassas bir nokta.

それはデリケートな点です。

Konu hakkında hiçbir şey söylememeyi en iyi buldum.

そのことについては何も言わないのが一番いいと思った。

O, o konu hakkında birkaç belirsiz yorum yaptı.

彼女はその問題について2、3あいまいなコメントをした。

Zaman geçerken, insanlar konu hakkında daha çok endişelendi.

時が経つにつれて、人々はますますその問題が気掛かりになった。

- Bu acil bir mesele.
- Bu acil bir konu.

これは急を要する問題だ。

- Konuşman için alışılmamış bir konu ileri sürmek zorunda değilsin.
- Konuşman için tuhaf bir konu ileri sürmek zorunda değilsin.

スピーチの際に珍しい話題を出す必要はない。

Ve bizim bu konu üzerine olacak çalışmalarımızın yalnızca başı.

この分野の研究の物語の 始まりに過ぎないのです

Ve sonra insanlara sorduğunuzda "Bu konu hakkında hiç konuşuyor musunuz?"

そして 「このことについて 誰かと話をしたことがあるか?」

Bu konu ile ilgili olarak söyleyeceğin bir şey var mı?

この件に関して何か言うことはありますか。