Translation of "Kalacaksın" in Japanese

0.014 sec.

Examples of using "Kalacaksın" in a sentence and their japanese translations:

Hayatta kalacaksın.

あなたは生き残ります。

Gitmek zorunda kalacaksın."

逃げるしか道はないのよ」

Sen evde kalacaksın.

君は家にいなさい。

Ne kadar kalacaksın?

- 滞在期間はどのくらいですか。
- 何日滞在する予定ですか。
- どれくらい滞在するのですか。
- どのくらい滞在しますか。

Kaç gece kalacaksın?

何泊されますか。

Boston'da nerede kalacaksın?

ボストンではどこに泊まるの?

- Burada ne kadar kalacaksın?
- Burada ne kadar süre kalacaksın?

- 君はどれくらいここに滞在しますか。
- 君はどのくらいここに滞在しますか。
- ここにはいつまで滞在していますか。
- いつまでここに滞在しますか。
- どれくらいここに滞在するつもりですか。
- あなたはここにどのくらいの間滞在するのですか。
- あなたはここにどれくらい滞在するのですか。
- どれくらいここにいるつもりなの?

Londra'da kaç gün kalacaksın?

君はロンドンに何日残るつもりですか。

Ne yemek zorunda kalacaksın?

何になさいますか。

Yarın gelmek zorunda kalacaksın.

明日は来なければいけませんよ。

Japonya'da ne kadar kalacaksın?

- どのくらい日本に滞在するか。
- いつまで日本にいるのですか。

Boston'da ne kadar kalacaksın?

ボストンにはどれくらいいる予定なの?

Tokyo'da ne kadar kalacaksın?

いつまで東京にご滞在ですか。

Koş, yoksa geç kalacaksın.

走らないと遅れますよ。

Şimdi başlamazsan, geç kalacaksın.

今出発しなければ遅刻しますよ。

Derhal başlamak zorunda kalacaksın.

すぐに出発しなければならないでしょう。

Projeye katılmak zorunda kalacaksın.

きみはその計画に参加しなければならないだろう。

Kyoto'da ne kadar kalacaksın?

あなたは京都にどれくらい滞在しますか。

Hakone'de ne kadar kalacaksın?

あなたはどのくらい箱根にお泊りですか。

Burada ne kadar kalacaksın?

- 何日ぐらい滞在しますか。
- どのくらいの滞在予定ですか。
- ここにはどのくらい滞在する予定ですか。

Acele et; yoksa geç kalacaksın.

- 急ぎなさい。そうしないと遅れるよ。
- 急がないと遅れるよ。

Acele et. Okula geç kalacaksın.

急げ、学校に遅れるよ。

Acele etmezsen okula geç kalacaksın.

- 急がなければ、学校に遅刻しますよ。
- 急がないと学校遅れるよ。

Gazete bayiinde sormak zorunda kalacaksın.

- ニューススタンドで聞いて下さい。
- 売店で聞いてください。

Yarın dişçiye gitmek zorunda kalacaksın.

明日は歯医者へいかねばならないでしょう。

Erken kalk, yoksa geç kalacaksın.

早起きしないと、遅れますよ。

Derhal başla, yoksa geç kalacaksın.

すぐに出発しなさい、さもなければ遅れますよ。

Başka birine sormak zorunda kalacaksın.

- 他の誰かに聞いて下さい。
- 誰か他の人に聞かなければいけないということだよ。

Oxford'ta ne kadar süre kalacaksın?

オックスフォードにはどのくらい滞在する予定ですか。

Derhal git, yoksa geç kalacaksın.

すぐ行きなさい、そうでないと遅れるよ。

Ne zamana kadar Japonya'da kalacaksın?

いつまで日本にいるのですか。

Acele et yoksa geç kalacaksın.

急ぎなさい、さもなければ遅れますよ。

Acele et, yoksa geç kalacaksın.

- 急ぎなさい。そうしないと遅れるよ。
- 急ぎなさい、さもないと遅れますよ。
- 急がないと遅れますよ。
- 早くしなさい! 遅刻するよ!
- 急がないと遅れるよ。

Bütün gün yatakta mı kalacaksın?

一日中ベッドの中にいるつもり?

Onu kendin yapmak zorunda kalacaksın.

自分ひとりでやらなきゃダメだね。

Onlar dönünceye kadar burada kalacaksın.

あなたは彼らが戻るまでここにいるべきです。

Bu gece evde mi kalacaksın?

- あなたは今晩家にいますか。
- 今日の夜って、家にいる?

Saat kaçta yatmak zorunda kalacaksın?

あなたは何時に寝なければならないのですか。

Acele et, yoksa okula geç kalacaksın.

急ぎなさい、そうしないと学校に遅れるよ。

Biz geri gelene kadar burada kalacaksın.

君は私たちが戻ってくるまでここにいなければならない。

Caddenin karşısındaki dükkanı denemek zorunda kalacaksın.

道の向こう側の店出聞いてみて下さい。

Hızlı koş, yoksa okula geç kalacaksın.

速く走りなさい、さもないと学校に遅れますよ。

Erken kalk, yoksa okula geç kalacaksın.

早く起きなさい、でないと学校に遅れますよ。

Yarın sabah altıda kalkmak zorunda kalacaksın.

君は明朝6時に起きなければならないだろう。

Kaç kez dişçiye gitmek zorunda kalacaksın?

何回くらい歯医者さんに診てもらいにいかなくてはいけないの?

Tüm öğleden sonra burada mı kalacaksın?

午後はずっとここにいるつもりなの?

Derhal git, yoksa okula geç kalacaksın.

すぐに行きなさい、さもないと学校に遅れるよ。

Derhal kalk, yoksa okula geç kalacaksın.

すぐに起きなさい。そうしないと学校に遅れますよ。

Yarın sabah erken kalkmak zorunda kalacaksın.

- あなたは明日の朝早く起きなくてはいけません。
- 明日の朝は早起きしてよ。

Gelecek yıl daha çok çalışmak zorunda kalacaksın.

- 来年はあなたはもっと勉強しなければいけませんよ。
- 来年はもっと頑張って勉強しないといけないね。

Seçilmek istiyorsan kamusal imajını geliştirmek zorunda kalacaksın.

当選したいなら、イメージアップするつもりでないとね。

En fazla, sadece otuz dakika geç kalacaksın.

君はせいぜい30分しか遅れないだろう。

Hoşlansan da hoşlanmasan da onu yapmak zorunda kalacaksın.

- 好もうと好むまいと、君はそれをしなくてはならない。
- どうであろうと、君はそれをしなくてはいけない。
- 好き嫌いに関わらず、君はそれをしなくてはいけないんだ。
- 否が応でも君はそれをしなくてはいけない。

Sen orada yaklaşık bir saat beklemek zorunda kalacaksın.

そこで1時間くらい待たなければならないでしょう。

Acele et, aksi halde öğle yemeğine geç kalacaksın.

急がないと昼食に遅れますよ。

- İçmek için ne alacaksın?
- Ne içmek zorunda kalacaksın?

- 何を飲みますか。
- 何が飲みたい?
- お飲み物は何にしますか。

Hastanedeki annen nedeniyle daha çok çalışmak zorunda kalacaksın.

お母さんが入院しているのだから、君はもっと頑張って働かなくちゃね。

Şu andan itibaren daha çok çalışmak zorunda kalacaksın.

あなたは今後もっと懸命に勉強しなければならないだろう。

Hoşuna gitse de gitmese de onu yapmak zorunda kalacaksın.

好きであろうとなかろうと、君はそれをしなければならない。

Bir müddet beni düzenli olarak ziyaret etmek zorunda kalacaksın.

しばらくあなたは通院する必要があります。

Bu işi yapmak için birini işe almak zorunda kalacaksın.

この仕事をする人を誰か雇わねばならないだろう。

Boş olsan da meşgul olsan da törene katılmak zorunda kalacaksın.

暇だろうが忙しかろうがあなたはその式に出なければならないでしょう。

Onu uygun hale getirmek için tablonun yüksekliğini değiştirmek zorunda kalacaksın.

合うようにテーブルの高さを修正しなければならない。

İşi hazirandan önce bitirmek istiyorsan çok daha iyi çalışmak zorunda kalacaksın.

もし6月前にその仕事を完成するつもりならばもっと努力が必要です。

Bir bilet almak için en azından bir saat beklemek zorunda kalacaksın.

切符を買うには少なくとも1時間待たなくてはなりません。