Translation of "Londra'da" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Londra'da" in a sentence and their japanese translations:

Londra'da bulundum.

私はロンドンへ行ったことがある。

Londra'da hava iyidir.

ロンドンの天気は晴れです。

Birbirimizi Londra'da tanıdık.

私たちはロンドンで知り合った。

Londra'da bulundun mu?

あなたはロンドンへ行ったことがありますか。

O, Londra'da yaşıyor.

- 彼女は今ロンドンに住んでいる。
- 彼女はロンドンに住んでいる。

- Ben iki kez Londra'da bulundum.
- İki kez Londra'da bulundum.

私はロンドンに2回行ったことがある。

Londra'da kaç gün kalacaksın?

君はロンドンに何日残るつもりですか。

Şimdi Londra'da saat yedi.

ロンドンは今7時です。

Londra'da hava yağışlı mıydı?

ロンドンは雨でしたか。

Londra'da okuyacağın doğru mu?

- ロンドンに留学されるって本当ですか?
- ロンドンの大学に行かれるって本当ですか?

Daha önce Londra'da bulundum.

ロンドンに以前行ったことがある。

Onunla Londra'da kalırken tanıştım.

ロンドンに滞在中、私は彼に会った。

On yıldır Londra'da yaşıyorlar.

彼らはロンドンに住んで10年になります。

Londra'da kalırken onunla tanıştım.

ロンドンに滞在中、私は彼に会った。

- Savaş çıktığında o Londra'da yaşıyordu.
- Savaş patlak verdiğinde, o, Londra'da yaşıyordu.

戦争が起こったとき、彼はロンドンで暮らしていた。

Yaz mevsiminin çoğunda Londra'da idim.

- 夏の大半私はロンドンにいた。
- 夏のほとんど、私はロンドンにいた。

Daha önce Londra'da bulundun mu?

ロンドンへ行ったことがありますか。

Londra'da şu anda saat kaç?

ロンドンは今何時ですか。

Londra'da çok sayıda park vardır.

ロンドンには公園がたくさんある。

Londra'da eski bir öğrencimle karşılaştım.

ロンドンで昔の教え子に会ったよ。

Bell Londra'da yaşardı, değil mi?

ベルは以前ロンドンに住んでいましたね。

Londra'da yeni bir şirket kurdular.

彼らはロンドンで新会社を設立した。

O, bir süre Londra'da kaldı.

彼は一時はロンドンに滞在していた。

Ya Londra'da ya da Paris'tedir.

彼はロンドンかパリにいる。

Londra'da birçok güzel park vardır.

ロンドンにはたくさんの美しい公園がある。

Erkek kardeşim yıllardır Londra'da yaşıyor.

兄は何年もロンドンにずっと住んでいる。

Onun amcası Londra'da mı kalıyordu?

彼女のおじさんはロンドンに滞在していましたか。

Yarın bu zaman Londra'da olacak.

彼は明日の今ごろはロンドンにいるだろう。

Onunla son defa Londra'da gördüm.

私がこの前彼女に会ったのはロンドンだった。

Bir hafta sonra, Londra'da olacağım.

- 来週の今日、私は英国にいるでしょう。
- 来週の今日、私はイギリスにいるんだよ。

Londra'da yaşayan bir arkadaşım var.

私にはロンドンに住んでいる友人がいる。

Tom şimdi iş için Londra'da.

- トムは今仕事でロンドンにいる。
- トムはロンドンに出張中だよ。

Londra'da yoğun bir sisimiz vardı.

私達はロンドンで深い霧を体験した。

Londra'da kalışımız çok kısa idi.

私たちのロンドンでの滞在は短すぎた。

Londra'da çok sayıda park var.

ロンドンには公園がたくさんある。

Bir ay boyunca Londra'da kaldı.

彼は一ヶ月以上ロンドンにいた。

Londra'da Anderson Antik dükkanında bilgi arıyorum.

ロンドンのアンダーソン骨董店の情報を探しています。

Londra'da kaldığı sırada kuzenini ziyaret edecek.

ロンドンに滞在している間に、彼は彼のいとこを訪ねるつもりです。

Londra'da keyifli bir iki hafta geçirdim.

ロンドンで楽しく2週間を過ごした。

O Londra'da çok sayıda resim çekti.

- 彼はロンドンで多くの写真を撮った。
- 彼はロンドンでたくさん写真を撮った。

Ben onunla ilk kez Londra'da karşılaştım.

私はロンドンで初めて彼女に会った。

Yarın bu zamana kadar Londra'da olacağım.

明日の今ごろまでには、私はロンドンにいるでしょう。

Londra'da kalışım sırasında onunla arkadaş oldum.

- 私はロンドンに滞在中彼女と友達になった。
- ロンドンにいた時に彼女と友達になったんだ。

Londra'da bir komedi izlemek için gittik.

私たちはロンドンに喜劇を見に行った。

Niçin bu sıcakta Londra'da kalmak zorundasın?

この暑い最中になぜ、あなたはロンドンにいなければならないのですか。

O, Londra'da ne kadar süredir yaşamaktadır?

彼はどのくらいロンドンに住んでいるのですか。

O, yarın bu vakitte Londra'da olacak.

彼は明日の今ごろはロンドンにいるだろう。

Londra'da kalacak bir yer tavsiye edebilir misin?

ロンドンで滞在する場所を推薦してもらえますか。

O Londra'da iken sık sık tiyatroya giderdi.

彼女はロンドンにいたころよくその劇場に行ったものだ。

Yoko, şimdi Londra'da. O İngilizce eğitimi görüyor.

- 洋子は今ロンドンにいる。彼女は英語を勉強している。
- 洋子は今ロンドンにいる。英語の勉強だ。

Yarın yaklaşık olarak bu saatte Londra'da olacağız.

- 我々は明日の今ごろはロンドンにいるだろう。
- 明日の今頃って、私たちロンドンだね。

O, Londra'da kalırken, o onu görmek için gitti.

ロンドン滞在中に、彼は彼女に会いに行った。

Onun Londra'da birlikte yaşadığı insanlar beni görmeye geliyorlar.

ロンドンで彼が一緒に住んでいる人が近く私に会いに来ます。

Büyük şehirlerde, örneğin Londra'da, ağır dumanlı sis var.

大都会、たとえばロンドンでは濃いスモッグがある。

Londra'da, kalmam için bir yer tavsiye edebilir misiniz?

ロンドンで滞在する場所を推薦してもらえますか。

Kız kardeşim Londra'da Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçiliğinde çalışıyor.

姉はロンドンの合衆国大使館で働いています。

Taksi şoförü sayesinde, Londra'da çok harika bir zaman geçirdik.

そのタクシーの運転手さんのおかげで、私達はロンドンで大変素晴らしい時間を過ごしました。

Londra'da benim için kalacak bir yer tavsiye edebilir misin?

ロンドンで滞在する場所を推薦してもらえますか。

- O üç kez Londra'da bulundu.
- Üç kez Londra'ya gitti.

彼は三回ロンドンに行った事がある。

Üç oğlum var. Biri New Tork'ta ama diğerleri Londra'da.

私には3人の息子がいる。1人はニューヨークにいるが、他の2人はロンドンにいる。

Ben Londra'da iken haftada en az bir kez oyunlara giderdim.

ロンドンでは少なくとも週に1度は芝居を見に行ったものです。

Londra'da polisler her zaman trende ya da metroda bir bomba bulma konusunda endişeli.

ロンドンの警察はいつも電車や地下鉄の爆弾を探し出すのに躍起となっている。

Ama sonra o Londra'da dilleri çalışan bir öğrenci olan Jane Wilde'a aşık oldu.

しかし、その時、彼はロンドンで語学を学んでいる学生のジェーン・ワイルドを恋するようになった。

Benim bir oğlum ve bir de kızım var. Oğlum New York'ta ve kızım da Londra'da.

私には息子と娘がある。息子はニューヨークにいるが、娘はロンドンにいる。

2.Dünya Savaşı sona erdi ve Olimpiyatlar 1948'de Londra'da yeniden başladı, ama savaşın kaybeden ülkeleri olan Almanya ve Japonya davet edilmediler.

第二次世界大戦が終結し、1948年ロンドンでオリンピックが再開されたが、敗戦国のドイツ・日本は、招待されなかった。