Translation of "Gelmek" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Gelmek" in a sentence and their japanese translations:

Gelmek istemiyorsan gelmek zorunda değilsin.

来たくなかったら来なくていいからね。

- Gelmek ister misin?
- Gelmek ister misiniz?

いらっしゃいませんか?

Görmezden gelmek zordur.

無視することは難しくなります

Partinize gelmek istiyorum.

パーティーには是非伺いたく存じます。

Ben gelmek istiyorum.

到着したいものだ。

Benimle gelmek zorundasın.

あなたは私と一緒に来なければいけません。

Gelmek zorunda değildin.

来なくてもよかったのに。

Gelmek istiyor musun?

来たいですか。

Seninle gelmek istiyorum.

私は君と行きたい。

Zorlukların üstesinden gelmek zorundasın.

君はその困難を克服しなければならない。

Sadece buraya gelmek zorundasın.

- 君はここへ来さえすればよい。
- あなたはここに来さえすればよい。

Gelmek isteyen herkesi getirebilirsin.

来たい人は誰でも連れてきてよろしい。

O buraya gelmek zorunda.

彼女はここへ必ず来なければならない。

O bizimle gelmek istedi.

- 彼は一緒に来たがった。
- 彼は私たちと一緒に来たがった。

O hâlâ gelmek istiyor.

彼はまだ来たがっている。

Yarın gelmek zorunda kalacaksın.

明日は来なければいけませんよ。

Gelmek isteyen herkes karşılanacak.

- 来たい人は誰でも歓迎するよ。
- 来られたい方はどなたでもお越しください。

Birlikte gelmek istemez misin?

- 一緒に行かない?
- 一緒にくるかい。

Henüz en iyisi gelmek.

楽しいのはこれからだよ。

Partime gelmek ister misin?

私のパーティーに来ませんか。

Yarın gelmek zorunda değilsin.

- あしたは、来なくていいよ。
- 明日は来なくていいですよ。
- 明日は来なくてもいいですよ。

Kahretsin. Zaten gelmek üzereyim.

やばい。 俺、もう生きそう。

Buraya geri gelmek istiyorum.

私はここに戻って来たいです。

Neden bizimle gelmek istemiyorsun?

- どうして僕たちと一緒に来たいと思わないの?
- 私どもにご同行願えないのはなぜでしょうか。

Birlikte gelmek ister misin?

君も一緒に来たいですか。

Sen dün gelmek zorundaydın.

あなたは昨日来なければならなかったんですよ。

Buraya gelmek zorunda değilsin.

あなたはここへくる必要はない。

O bizimle gelmek istiyor.

- 彼は私たちと一緒に行きたいと思っている。
- 彼は私たちと一緒に行くことを望んでいる。

Geç gelmek onun huyuydu.

- 遅れてやってくるのは、いかにも彼のやりそうなことだった。
- 彼が遅れてくるのはよくあることだった。

- Gelmek isteyen herkesi davet edebilirsin.
- Her kim gelmek isterse davet edebilirsin.

- 来たい人は誰でも招待してよろしい。
- 誰でも来たい人を招待してよい。
- きたい人は、誰でも招待してよい。

Artık üstesinden gelmek de istemiyorum.

でももう 克服したいとは 思っていません

Durumun üstesinden gelmek gittikçe zorlaşıyordu.

- 状況は処理が次第に困難になりつつあった。
- 状況は次第に対処が難しくなっていった。

Ken gelmek için çok meşgul.

健はとても忙しくて来ることができない。

Gelmek ve seni görmek istiyorum.

貴社にお伺いしたいと思います。

Evime gelmek için zahmet etmeyin.

わざわざ家に来なくてもいいですよ。

Gelmek isteyen herkes partime gelebilir.

- パーティーに来たい人は誰でも来て良い。
- パーティーに来たい人はだれでも来てよい。
- パーティーにきたい人は誰でもきても良い。

Partiye gelmek isteyenleri hoş karşılayacağız.

パーティーに来たいと思う人は誰でも歓迎いたします。

O, benimle gelmek için özendirildi.

彼女は私のお供をするように仕向けられた。

Tekrar gelmek için söz verdi.

彼はまた来ると約束した。

Konsere gelmek için istekli görünmüyor.

彼はコンサートに喜んで来るようには見えない。

Bizimle gelmek istersen gel bizimle.

もし来たければ、私たちと一緒にきなさい。

Sakıncası yoksa birlikte gelmek istiyorum.

差し支えなければ同行したいのですが。

Gelmek isteyen herkesi davet edeceğim.

私は来たい人は誰でも招待するつもりだ。

Birçok zorluğun üstesinden gelmek zorundayız.

我々は多くの困難を克服しなければならない。

Eğer istemiyorsan gelmek zorunda değilsin.

来たくなかったら来なくていいからね。

Zayıflıklarının üstesinden gelmek zor değil.

自分の弱点を克服することは難しいことではありません。

- Benimle geleceksin.
- Benimle gelmek zorundasın.

君は僕と一緒に来るのだ。

Onların başına bela gelmek üzere.

これから悩むことになりそうだ。

Ebeveynlerimin evine gelmek ister misin?

- 両親の家にいらっしゃいませんか?
- 私の両親の家に行きたいですか?

Bu zor sorunların üstesinden gelmek zorundasın.

- 君はそれらの難問題に対処しなくてはならない。
- 君はそれらの難題に対処しなくてはならない。

Daha çok öğrencinin gelmek istediğini sanmıyorum.

- 学生達の中で来たいと思う者はもうこれ以上はいないと思う。
- 来たいと思う生徒はもうこれ以上いないと思う。

Sen bana yalnız gelmek istediğini söylemeliydin.

- ひとりで来てほしいと言ってくれればよかったのに。
- 一人で来て欲しいと私に言えばよかったのに。

Her durumda gelmek için kararımızı verdik.

ともかく来ることにした。

Gelmek isteyen herhangi birini davet edebilirsin.

来たがっている人なら誰でも招きなさい。

Benimle gelmek için karar verdin mi?

僕と一緒にくる決心はつきましたか。

O bizimle gelmek istediğini ima etti.

彼女は我々と行きたいのだとほのめかした。

John gelseydi, ben gelmek zorunda kalmazdım.

ジョンがきていたなら、私は来る必要はなかった。

Her yıl buraya gelmek zorunda kalacağım.

毎年ここに来なきゃ。

Her gün buraya gelmek zorunda değilsiniz.

君は毎日ここに来る必要はありません。

Önümüzdeki kış buraya tekrar gelmek istiyorum.

- 私は来年の冬ふたたびここに来たい。
- 来年の冬またここに来たいな。

Bu gece gelmek istemediğinden emin misin?

本当に今日の夜は来たくないの?

Buraya tekrar gelmek için söz vermedi.

彼女はまたここに来るとは約束しなかった。

Ben eve şimdi gelmek zorunda mıyım?

- 今帰らなければなりませんか。
- 今から家に帰らないといけないの?

O kadar erken gelmek zorunda değildin.

そんなに早く来る必要はなかった。

"Alışverişe gidiyorum. Gelmek istiyor musun?" "Kesinlikle!"

「買い物行くけどついて来る?」「行く!」

Siz de bizimle gelmek istemez misiniz?

- 私達と一緒にいらっしゃいませんか。
- あなたも私たちと一緒にいらっしゃいませんか。

''Ben'' dediğiniz şey bu görünüşe gelmek için

「私」はただの粒子の 集まりでしかありません

Sınıfınla aynı düzeye gelmek için çok çalışmalısın.

君はクラスのみんなに追いつくために、一生懸命勉強しなくてはならない。

En kısa sürede doktoru görmeye gelmek istiyorum.

なるべく早く診察を受けたいのですが。

Akşam yemeği için evimize gelmek ister misiniz?

- 夕食に家にいらっしゃいませんか。
- 夕食に家へいらっしゃいませんか。

O gelmek için söz verdi, ama gelmedi.

彼は来ると約束したが、来なかった。

O, erken gelmek için bana söz verdi.

彼は早く来ると私に約束した。

Gelecek hafta bir mülakata gelmek ister misin?

来週面接においでいただけますか。

O, buraya gelmek için bana söz verdi.

彼はここに来ると私に約束した。

Pijamayla okula gelmek, ne kadar da tembel!

パジャマ着たまま登校したって、だらしが無い。

Reenkarne olursam, kedi olarak geri gelmek istiyorum.

生まれ変わったら猫になりたい。

Evimizde yemek yemek için gelmek ister misin?

うちに夕食を食べにきませんか。

O, gelmek için söz verdi, ve gelmedi.

彼は来ると約束したが、来なかった。

Ölümle burun buruna gelmek eğitici bir deneyim olabilir.

死のふちに近づくことは 学びのある体験になり得ます

Sırası gelmişken, annemi görmek için gelmek ister misin?

ところで、家に来て私の母に会いますか。

Buraya gelmek için beni neyin motive ettiğini bilmiyorum.

どういうはずみでここに来たのか自分でもわからない。

O gelmek için söz verdi, ama henüz dönmedi.

彼はくると約束したが、まだ現れない。

Hava tahmini göre, daha fazla yağmur gelmek üzere.

天気予報によれば、途中でもっと雨が降るようだ。

Ben gelmek isterim, korkarım ki çok meşgul olacağım.

行きたいことはやまやまですが、あいにく忙し過ぎるのではないかと思います。

Boston iyi bir kent. Tekrar ziyarete gelmek isterim.

ボストンっていい街だね。また遊びに来たいな。

Bu akşam bizi görmek için gelmek ister misin?

今夜遊びにきませんか。

İnsanlardan önce gelmek zorunda olmak onun canını sıkıyordu.

公衆の面前に姿を見せなければならないのが厭だった。

Dick, saat üçe kadar geri gelmek için söz verdi.

ディックは3時までに帰ってくると約束した。

Gelmek için söz verdiği halde Bay Smith henüz dönmedi.

スミスさんは彼が約束した時間を過ぎてもまだ現れなかった。

Şirketin tepesine gelmek için, onun sıkı çalıştığını herkes biliyor.

彼が会社の社長になれたのは、彼の努力と勤勉の賜物です。

Veri açığının üstesinden gelmek için, basit bir yöntem geliştirdim.

データギャップを打開するように簡単な方法論を開発した。

Bu korku filminde, ölü için hayata geri gelmek mümkündür.

このホラー映画では死者が生き返ることが可能だ。

Büyümek ve karmaşık hale gelmek için yaşam oksijene ihtiyaç duyar.

生物が大きく複雑になるには 酸素が必要なのです

Tom bu gece eve erken gelmek için bir söz verdi.

トムは今夜早く帰ると約束した。

Ben eve geç gelmek zorunda kalabilirim. Bu durumda, sana telefon edeceğim.

帰宅が遅くなるかもしれない。その場合は電話する。

Gelecek yıl nasıl gelmek istersin ve bizimle bir hafta geçirmek istersin?

来年一週間泊まりにいらっしゃいませんか。

Buraya kadar gelerek harika bir iş çıkarttık, ama işler çok daha zor hâle gelmek üzere.

ここまでは順調だが ここからが大変になる

Buraya gelinceye kadar harika bir iş çıkarttık, ama işler çok daha zor hâle gelmek üzere.

ここまでは順調だが ここからが大変になる