Translation of "Kal" in Japanese

0.020 sec.

Examples of using "Kal" in a sentence and their japanese translations:

Uyanık kal.

眠っちゃダメ。

Arabada kal.

車の中にいなさい。

Orada kal.

そこにいて。

Zayıf kal.

太らないように。

Hoşça kal.

- さようなら!
- さようなら。
- さよなら!

Sessiz kal.

黙ってて。

Arkamda kal.

後ろにいてね。

Yatakta kal.

寝てなさい。

İçerde kal.

中にいなさい。

Ondan uzak kal.

彼女に手をだすな。

Şimdilik hoşça kal.

さようなら。

Olduğun yerde kal.

今いるところにいなさい。

Bizimle burada kal.

我々と一緒にここにいなさい。

Hoşça kal dedi.

- 彼女はさようならと言った。
- 彼女は「さようなら」と言った。

Lütfen yakında kal.

近くにいてください。

Bu odada kal.

この部屋にいなさい。

Benimle burada kal.

私と一緒にここにいて。

Olduğun yerde kal!

- 動かないで!
- 待って!
- じっとして!

- Hoşça kal demeden uzaklaştı.
- Hoşça kal demeden yürüdü gitti.

彼女は別れを告げずに立ち去った。

Gerçekten hoşça kal demeliyim.

- もう本当においとましなければなりません。
- もう本当にさよならを言わないといけません。
- もう本当にさよならしないといけません。

- Kımıldama!
- Olduğun yerde kal!

動くな!

- Evde kalın.
- Evde kal.

君は家にいなさい。

Lütfen biraz daha kal.

もうちょっとだけいてくれない?

Rahatlayıncaya kadar görevinde kal.

交替するまで持ち場を離れるな。

Öğleye kadar evde kal.

正午まで家にいなさい。

- Kıpırdama!
- Kımıldama!
- Hareketsiz kal!

- 動かないで!
- じっとして!

Lütfen istediğin kadar kal.

どうぞごゆっくり。

Hoşça kal dememesi kabalıktı.

彼がさよならを言わなかったのは失礼だ。

Bir yere gitme, orada kal.

どこにも行くなよ

- Lütfen görüşelim.
- Lütfen temasta kal.

- 連絡して下さい。
- またお便りください。

Hoşça kal demeden odadan ayrıldı.

彼女は「さよなら」も言わないで部屋を出ていった。

Tom Mary'ye hoşça kal dedi.

トムはメアリーに別れを告げた。

Lütfen bu gece evimde kal.

今夜は私の家にお泊まりください。

Sadece kendi çizgine sadık kal.

自己の方針をあくまで守れ。

Hareket etme ve sessiz kal.

じっと立っていて、だまっていなさい。

Sabit kal ya da vurulacaksın.

じっとしてないと撃つぞ。

Burada kal ve onu bekle.

ここで彼を待ちなさい。

Hoşça kal demek için geldim.

お別れのあいさつに来ました。

Hoşça kal demeden telefonu kapadı.

彼女はさよならも言わずに電話を切った。

Hoşça kal demeden dışarı çıktı.

彼女はさよならも言わず出ていった。

Sanırım hoşça kal dememin zamanıdır.

もうお別れの時間だと思う。

O, gülümsedi ve hoşça kal dedi.

- 彼女は微笑んで、別れを告げた。
- 彼は微笑んで、別れを告げた。

O hoşça kal demeden evden ayrıldı.

彼はさよならも言わずその家を出た。

O, hoşça kal demeden çekip gitti.

彼はさよならもいわないで立ち去った。

Telefona cevap vermek istersen, evde kal.

電話に出られるように家にいなさい。

Sakin kal ve elinden geleni yap.

焦らずに頑張ってね。

Lütfen ben dönene kadar burada kal.

私が帰るまでは、ここにいてください。

O, hoşça kal demeden dışarı çıktı.

彼は挨拶しないで出ていった。

John hoşça kal bile demeden gitti.

ジョンはさよならも言わずに立ち去った。

- Hoşça kal, Sayoko.
- Güle güle, Sayoko.

さようなら、さよ子。

Burada kal ve onu bekle, lütfen.

ここにいて彼を待って下さい。

Sadece protokole bağlı kal, tamam mı?

プロトコルだけに固執すればいい、分かった?

- Hoşça kal demeden odadan ayrıldı.
- Veda etmeden ayrıldı odadan.
- Hoşça kal demeden odayı terk etti.

彼女は「さよなら」も言わないで部屋を出ていった。

Olduğun yerde kal, geleceğim ve seni alacağım.

- そこにいて下さい。迎えに行きますから。
- そこにいて。迎えに行くよ。

- Sana veda etmeliyim.
- Sana hoşça kal demeliyim.

さよならを言わなければなりません。

Ben sadece hoşça kal demek için uğradım.

お別れを言いにちょっと立ち寄ってみました。

Eğer acelen yoksa lütfen biraz daha kal.

お急ぎでなければ、もう少しいてください。

Hoşça kal bile demeden odayı terk etti.

彼はさよならを言うことさえもなく部屋を出て行った。

- Bana hoşça kal bile demedi.
- Benimle vedalaşmadı bile.

彼は私にさよならさえ言わなかった。

Ben onu ararken sadece bir dakika yerinde kal.

私が彼をさがしている間しばらく動かないでいて下さい。

Polis silahını Tom'a doğrulttu ve "öyle kal." dedi.

警官はトムに銃を向け、「動くな!」と大声を上げた。

Lütfen otobüs tam bir durağa gelinceye kadar oturmuş olarak kal.

バスが完全に止まるまで座席に座っていて下さい。

"Saate bak! Okula geç kalacağım! Hoşça kal!" "Görüşürüz. Dikkatli ol."

「もうこんな時間!学校に遅れちゃう!いってきます!」「いってらっしゃい。気をつけてね」

Muayene odasından tam ayrılırken doktor hoşça kal diyerek elini salladı.

診察室を出る間際、先生が「バイバイ」と手を振ってくださいました。

- Hoşça kalın.
- Hoşça kal.
- Güle güle.
- Allah'a ısmarladık!
- Allah'a emanet ol!

- さようなら!
- さようなら。
- さよなら!