Translation of "Olduğun" in Japanese

0.013 sec.

Examples of using "Olduğun" in a sentence and their japanese translations:

Olduğun yerde kalabilirsin.

- 今いるところにいる方がいいだろう。
- 今いる場所にとどまった方がよさそうだよ。

Olduğun yerde kal.

今いるところにいなさい。

Hatalı olduğun ortada.

あなたが間違っているのは明らかです。

Olduğun yerde kal!

- 動かないで!
- 待って!
- じっとして!

Senin hatalı olduğun bellidir.

- 君が間違っている事は明らかだ。
- 君が間違っているのは明らかだ。
- 君が間違っていることは明白だ。

Yorgun olduğun için dinlenmelisin.

疲れてるので休んだほうが良い。

- Kımıldama!
- Olduğun yerde kal!

動くな!

Burada olduğun için mutluyum.

君がここにいて嬉しいよ。

Senin haklı olduğun inancındayım.

私が信じていることはあなたが正しいということだ。

Ne olduğun umurumda değil.

私は昔のあなたなど気にしない。

Güvende olduğun için rahatladım.

あなたがご無事なのでほっとしています。

Hazır olduğun zaman beni ara.

- 準備ができたら呼んで。
- 準備できたら電話して。

Bundan pişman olduğun zaman gelecek.

あなたがそれを後悔する時がきますよ。

Bizim sınıfta olduğun için memnunuz.

あなたをクラスに迎えてうれしい。

Her zaman olduğun gibi aynısın.

あなたは昔と全然変わっていない。

Sessiz olduğun sürece bu odada kalabilirsin.

- 静かにしていさえすれば、この部屋にいてもよろしい。
- 静かにしていられるんだったら、この部屋にいてもいいよ。

Ödevime yardımcı olduğun için sana minnettarım.

宿題を助けてくれて感謝しています。

Sen mutlu olduğun sürece umurumda değil.

君が幸せならそれでかまわない。

Sen burada olduğun sürece, ben kalacağım.

君がここにいる限り、僕はのこる。

Sahip olduğun her şeyi ona ver.

全力でやれ。

Senin sahip olduğun kameranın aynısını aldım.

- あなたが持っているのと同じカメラを買った。
- あなたと同じカメラを買った。

Yorgun olduğun için dinlensen iyi olur.

疲れてるので休んだほうが良い。

Senin sahip olduğun aynı sözlükten istiyorum.

私は君が今もっている辞書と同じ辞書がほしい。

Geçen gün birlikte olduğun kız kimdi?

昨日一緒にいた女の人誰?

Burada olduğun zaman benimle temasa geç.

ここに来た時は(必ず)連絡してくれ。

Yorgun olduğun için, dinlensen iyi olur.

あなたは疲れているので、休んだ方がよい。

Onunla beraber olduğun sürece mutlu olamazsın.

あなたは彼と一緒にいるかぎり、幸福にはなれません。

Ne olduğun neye sahip olduğundan daha önemlidir.

人柄のほうが財産よりも重要である。

Her zaman haklı olduğun konusunda ısrar ediyorsun.

君はいつも自分が正しいと言っている。

Olduğun yerde kal, geleceğim ve seni alacağım.

- そこにいて下さい。迎えに行きますから。
- そこにいて。迎えに行くよ。

O senin sahip olduğun aynı çantaya sahiptir.

- 彼女はあなたが持っているのと同じようなかばんを持っている。
- 彼女はあなたのと同じバッグを持っている。

Yaşamın en iyi zamanı genç olduğun zamandır.

人生で一番いい時は、若い時です。

Yapmak zorunda olduğun bütün şey zemini süpürmektir.

- お前は床を掃きさえすればよい。
- おまえは床をみがきさえすればよい。

Hangi üniversiteden mezun olduğun çok önemli değil.

- どの大学を卒業したかは大した問題ではない。
- どこの大学を出たかなんて、さほど重要なことじゃない。

Bana çok yetkili bir kişi olduğun söylendi.

あなたが大変有能な方だと伺っております。

"Olduğun yerde yağmur yağıyor mu? " " Hava açık. "

「碇さんの所は雨ですか?」「晴れています」

Sen küçük olduğun için girmene izin verilmez.

君は未成年だから入れません。

Ona çok şey borçlu olduğun gerçeğini unutmamalısın.

- 彼女にたくさんの借りがあるという事実を君は忘れてはいけない。
- きみは彼女に多くの借金があるという事実を忘れてはいけない。

Yapmak zorunda olduğun tek şey bize katılmak.

君はただ私たちと一緒に来ればよいのだ。

Çok şişman olduğun için bir rejime başlamalısın.

太りすぎだから、あなたはダイエットをしなければいけません。

Yalnız olduğun zaman gelmeye ve benimle konuşmaya çekinme.

寂しくなった時はいつでも、気楽に私と話しに来て下さい。

Yapmak zorunda olduğun tek şey onun cevabını beklemek.

君は彼の返事を待ちさえすればよい。

Sen böyle iyi arkadaşlara sahip olduğun için şanslısın.

君はこんなによい友人を持って幸運だ。

Göz önünde bulundurmak zorunda olduğun ilk şey zamandır.

まず最初に考慮に入れなければならないのは時間です。

Senin sahip olduğun kadar çok sabra sahip değil.

彼女は君ほどしんぼう強くない。

Burada olduğun sürece, bir banyo yapsan iyi olur.

ここにいるからには風呂に入ったほうがいい。

Böylesine şefkatli bir aileye sahip olduğun için şanslısın.

あんなに愛情深いご両親がいらっしゃるなんてあなたは幸運です。

Yapmak zorunda olduğun bütün şey ona doğruyu söylemekti.

あなたは彼に本当のことを話さえすればよかったのだ。

Sahip olmadığın şey sahip olduğun şeyden daha iyidir.

隣の芝は青い。

Bu dünyadaki bütün insanlar sahip olduğun avantajlara sahip olmadı.

世の中のすべての人々が、あなたが与えられてきたような有利な条件に恵まれてきたわけではない。

Ne kadar meşgul olduğun önemli değil, ödevini yapmak zorundasın.

どんなに忙しくても、宿題はしなければならない。

Zaten bir şeye sahip olduğun zaman para kazanmak daha kolaydır.

既に元手があると金儲けがより容易になる。

Şu anda yapmak zorunda olduğun en önemli şey planı uygulamaktır.

あなたがすぐにしなければならない最も大切なことの一つは、その計画を実行することだ。

Önemli olan hangi üniversiteden mezun olduğun değil fakat oradayken ne öğrendiğindir.

大切なのはどの大学を出たかではなくて、大学で何を学んだかである。

Önemli olan hangi üniversiteden mezun olduğun değil fakat üniversitede ne öğrendiğindir.

大切なのはどの大学を出たかではなくて、大学で何を学んだかである。

- Bize yardımcı olduğun için teşekkürler.
- Bize yardım ettiğin için sağ ol.

手伝ってくれてありがとう。

- Seni olduğun gibi seviyorum.
- Seni sen olarak seviyorum.
- Seni kendi hâlinle seviyorum.

今のあなたを愛している。

- Raporu Fransızcaya çevirmeme yardımcı olduğun için sana teşekkür ederim.
- Raporu Fransızcaya çevirmeme yardım ettiğin için sana teşekkür ederim.

- レポートをフランス語に翻訳するのを手伝ってくださりありがとうございました。
- レポート、フランス語に訳すの手伝ってくれてありがとう。

- Aradığın anahtar bu mudur.
- Aradığın anahtar bu mu?
- Aradığınız anahtar bu mu?
- Aradığın anahtar bu mudur?
- Bu mu aradığın anahtar?
- Aradığınız anahtar bu mudur?
- Bu mu senin aradığın anahtar?
- Senin aradığın anahtar bu mu?
- Sizin aradığınız anahtar bu mu?
- Senin aradığın anahtar bu mudur?
- Sizin aradığınız anahtar bu mudur?
- Aramakta olduğun anahtar bu mu?

- これはあなたの探している鍵ですか。
- 探してる鍵って、これ?