Translation of "Hoşça" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Hoşça" in a sentence and their japanese translations:

Hoşça kal.

- さようなら!
- さようなら。
- さよなら!

Hoşça kalın.

- さようなら!
- さようなら。

Şimdilik hoşça kal.

さようなら。

Hoşça kal dedi.

- 彼女はさようならと言った。
- 彼女は「さようなら」と言った。

- Hoşça kal demeden uzaklaştı.
- Hoşça kal demeden yürüdü gitti.

彼女は別れを告げずに立ち去った。

Gerçekten hoşça kal demeliyim.

- もう本当においとましなければなりません。
- もう本当にさよならを言わないといけません。
- もう本当にさよならしないといけません。

Yarına kadar hoşça kalın.

さようなら、また明日。

Hoşça kal dememesi kabalıktı.

彼がさよならを言わなかったのは失礼だ。

- Hoşça kalın.
- Hoşça kal.
- Güle güle.
- Allah'a ısmarladık!
- Allah'a emanet ol!

- さようなら!
- さようなら。
- さよなら!

Hoşça kal demeden odadan ayrıldı.

彼女は「さよなら」も言わないで部屋を出ていった。

Tom Mary'ye hoşça kal dedi.

トムはメアリーに別れを告げた。

Bir kafede hoşça vakit geçirdik.

私たちは喫茶店で楽しく時を過ごした。

Hoşça kal demek için geldim.

お別れのあいさつに来ました。

Hoşça kal demeden telefonu kapadı.

彼女はさよならも言わずに電話を切った。

Hoşça kal demeden dışarı çıktı.

彼女はさよならも言わず出ていった。

Sanırım hoşça kal dememin zamanıdır.

もうお別れの時間だと思う。

O, gülümsedi ve hoşça kal dedi.

- 彼女は微笑んで、別れを告げた。
- 彼は微笑んで、別れを告げた。

O hoşça kal demeden evden ayrıldı.

彼はさよならも言わずその家を出た。

O, hoşça kal demeden çekip gitti.

彼はさよならもいわないで立ち去った。

Dün akşam partide hoşça vakit geçirdim.

昨晩のパーティーはたいへん楽しかった。

O, hoşça kal demeden dışarı çıktı.

彼は挨拶しないで出ていった。

John hoşça kal bile demeden gitti.

ジョンはさよならも言わずに立ち去った。

- Hoşça kal, Sayoko.
- Güle güle, Sayoko.

さようなら、さよ子。

Burada hoşça vakit geçirmiyorsun gibi görünüyor.

あまり楽しくされておられないようですね。

- Hoşça kal demeden odadan ayrıldı.
- Veda etmeden ayrıldı odadan.
- Hoşça kal demeden odayı terk etti.

彼女は「さよなら」も言わないで部屋を出ていった。

O, partide hoşça vakit geçirmiş gibi görünüyor.

彼女はパーティーを楽しんだようだ。

"Size hoşça kalın deme vaktidir." dedi birdenbire.

「もうおいとまします」と彼は出し抜けに言った。

- Sana veda etmeliyim.
- Sana hoşça kal demeliyim.

さよならを言わなければなりません。

Ben sadece hoşça kal demek için uğradım.

お別れを言いにちょっと立ち寄ってみました。

Hoşça kal bile demeden odayı terk etti.

彼はさよならを言うことさえもなく部屋を出て行った。

İşçiler hoşça vakit geçirebilecekleri bir barda toplanmak istiyor.

労働者たちはくつろげる酒場に集まることが好きである。

- Bana hoşça kal bile demedi.
- Benimle vedalaşmadı bile.

彼は私にさよならさえ言わなかった。

"Saate bak! Okula geç kalacağım! Hoşça kal!" "Görüşürüz. Dikkatli ol."

「もうこんな時間!学校に遅れちゃう!いってきます!」「いってらっしゃい。気をつけてね」

Muayene odasından tam ayrılırken doktor hoşça kal diyerek elini salladı.

診察室を出る間際、先生が「バイバイ」と手を振ってくださいました。