Translation of "Gitmiş" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Gitmiş" in a sentence and their japanese translations:

Onların hepsi gitmiş.

- 彼らはみんないなくなってしまった。
- 全部なくなってしまっていた。

Döndüğünüzde gitmiş olacağım.

君が戻る前に私はここを出てしまっているだろう。

Bazılarının şansı yaver gitmiş.

幸運な者もいた

O, dışarı gitmiş olmalı.

彼女は出かけたにちがいない。

O, okula gitmiş olamaz.

彼が学校に行ったはずはない。

Yoko nereye gitmiş olabilir?

洋子は一体どこへ行ってしまったのだろう。

İstasyona vardığında, trenini gitmiş buldu.

駅へ着いた時、彼の乗る列車は行ってしまっていた。

O, henüz yatağa gitmiş olamaz.

彼女が寝てしまったはずがない。

O, paraya gitmiş gözüyle baktı.

彼はその金をなくなったものと考えた。

Tom çok uzağa gitmiş olamaz.

トムはそう遠くへは行っていないはずだ。

Sen gelmeden önce o gitmiş olacak.

- 君が帰る前に彼女はいなくなっているだろう。
- 君が戻る前に彼女は帰ってしまっているよ。

İstasyona vardığımda, benim treni gitmiş buldum.

駅に着いた時、乗るつもりの電車が出てしまったことに気付いた。

Arabası burada değil; öyleyse gitmiş olmalı.

彼の車がここにないから、きっと行ってしまったのでしょう。

Dün gece tiyatroya gitmiş olmayı diliyor.

彼は昨晩劇場へ行っていたらなあと思っている。

Bugün pazar. O, okula gitmiş olamaz.

日曜日だから、彼が学校に行ったはずはない。

Sen dönünceye kadar o gitmiş olacak.

- 君が帰る前に彼女はいなくなっているだろう。
- 君が戻る前に彼女は帰ってしまっているよ。

O geri dönmeden önce gitmiş olacağım.

彼女が帰ってくるまでには、私はここを去ります。

Muhtemelen çoktan eve gitmiş olduğunu düşünmüştüm.

あなたはもう家に帰ってしまったのだろうと思っていました。

Tom ailemizde Boston'a gitmiş tek kişidir.

私たちの家族の中で、トムだけボストンに行ったことがあります。

Tom'un çalıştığı mağazaya hiç gitmiş miydin?

トムが働いているお店に行ったことある?

O eski arkadaşını görmek için gitmiş olmalı.

彼は昔の友達に会いに行ったにちがいない。

O, başka bir şekilde eve gitmiş olabilir.

彼はちがう道を通って家に帰ったかもしれない。

Sen geri dönünceye kadar, ben gitmiş olacağım.

きみがもどって来るころには、ぼくは出かけてしまっているよ。

Sen dönmeden önce ben muhtemelen gitmiş olacağım.

君が戻る前に私はここを出てしまっているだろう。

Sen geri dönünceye kadar ben gitmiş olacağım.

きみがもどって来るころには、ぼくは出かけてしまっているよ。

Çantası burada, demek ki okula gitmiş olamaz.

彼の鞄はここにあるから、彼はまだ学校に行ったはずがない。

Onlar yarın sabah sekize kadar okula gitmiş olacaklar.

明朝8時までには彼らは学校に行ってしまっているでしょう。

O, birçok kez oraya gitmiş gibi Paris'ten bahsetti.

彼女はパリについて何回も行ったことがあるように話した。

O biraz alışveriş yapmak için dışarı gitmiş olabilir.

彼女は買い物をしに外出したかもしれない。

Sanki o defalarca oraya gitmiş gibi Paris'ten bahsediyor.

彼女はまるで何度も行ったことがあるかのようにパリの話をする。

Sadece treni az önce gitmiş bulmak için istasyona gittim.

- 駅へ着いてみたら、列車は出たばかりのところだった。
- 駅に着くと、電車は出たばかりの所だった。

Allah aşkına o, günün bu saatinde nereye gitmiş olabilir.

こんな時間にかれはいったい何処に行ってるんだろう。

O Fransa'yı tekrar ziyaret ederse, oraya üç kez gitmiş olacak.

もし彼女がもう1度フランスを訪れるなら、彼女はそこに3度行ったことになる。

- Araba uçuruma gitmiş olsaydı onlar ölmüş olacaktı.
- Araba uçuruma düşseydi hepsi ölecekti.

車ががけから落ちていたなら彼らは死んでいただろう。

O gitmiş olmasına rağmen ben hala onu her şeyden daha çok seviyorum.

たとえいなくなってしまっても、私は何ものよりも彼女を愛している。

Eğer Afrika kıtasına gitmiş olsaydım en güvenli ve en temiz yer neresi olurdu?

アフリカ大陸のどこかへ行くとしたらどこが一番衛生的で安全ですか?

- Babanın nereye gittiğini biliyor musun?
- Babanın nereye gitmiş olduğunu biliyor musun?
- Baban nereye gitti, biliyor musun?

あなたのお父さんが何処に行ったか知っていますか。

- Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan tropikal yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyor ki 2000 yılına kadar % 80'i yok olabilir.
- Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan,tropik yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyorlar ki 2000 yılına kadar onların yüzde sekseni gitmiş olabilir.

赤道近くの狭い地域にある熱帯雨林は、急速にその姿を消しつつあり、2000年までにはその80%が消滅してしまうかもしれない。