Translation of "Baktı" in Arabic

0.007 sec.

Examples of using "Baktı" in a sentence and their arabic translations:

Askere baktı

قامتْ بالنّظر إلى ذلك العسكري،

Bana öylece baktı.

نظر إليّ

Merkez karaktere baktı

إذ نظر إلى الشخصية المحورية وقال:

O, bebeğe baktı.

اعتنى بالطفل أو رعاه.

Kız etrafına baktı.

- نظرت الفتاة حولها.
- نظرت البنت حولها.

Tom ajandaya baktı.

نظر توم الى محفظته

O, gökyüzüne baktı.

نظر إلى السماء.

Aynadaki yansımasına tekrar baktı.

نظرت إلى المرآة مجدداً

Dokundu, hissetti, tadına baktı.

‫تلمسها وتتحسّسها وتتذوّقها.‬

Mary aynada kendine baktı.

نظرت ماري إلى نفسها في المرآة.

O, benim köpeğime baktı.

اعتنت بكلبي.

O, şaşkınlıkla bana baktı.

نظر إلي بدهشة.

Tom dikiz aynasına baktı.

توم القى نظرة سريعة في مرآة الرؤية الخلفية .

Leyla pencereden dışarı baktı.

نظرت ليلى من النّافذة.

Leyla resme yakından baktı.

ألقت ليلى نظرة عن كثب على الصّورة.

Sami, Layal'in kapısına baktı.

نظر سامي إلى باب ليلى.

Sen uzaktayken köpeğe kim baktı?

من اهتم بالكلب في غيابك؟

Tom dikiz aynasında kendine baktı.

نظر توم لنفسه في مرآة الرؤية الخلفية.

David bana baktı ve şöyle dedi:

حينها رفع دايفيد ناظريه ليقول:

Tom buzdolabını açtı ve içine baktı.

فتح توم ثلاجته و نظر داخلها.

Diğer danışmanlardan biri dönüp bana baktı ve

استدارت أحد المرشدات نحوي ونظرت إلي

Ancak cenazeden bir hafta sonra bu resme baktı

لكن بعد أسبوع من الجنازة، نظرت إلى صورته

Neyse sonra kabin memuru geldi, biniş kartlarımıza baktı.

أخدت مضيفة الطائرة أرقام مقاعدنا.

Leyla pencereden dışarı baktı ve Sami'nin arabasını gördü.

نظرت ليلى من النّافذة و رأت سيّارة سامي.

Ve asistan birden Albert Einstein'a baktı ve dedi ki

وفجأة، نظر المساعد إلى أينشتاين وقال:

Baktı ki Google Video'ya rakip Youtube var,Youtube'u da satın aldı.

اتضح أن هناك منافسًا لـ Youtube لـ Google Video ، كما اشترى Youtube.

Etrafına sararak olağanüstü bir pelerin oluşturdu ve aradaki küçük boşluktan bana baktı.

‫ولفّتها حول نفسها كعباءة فريدة‬ ‫ثم بدأت تحدّق بي من تلك الفتحة الصغيرة.‬

Kate Chris'e baktı ve sonra onu görmezden geldi, bu onu perişan etti.

ألقت كايت نظرة على كريس ثم تجاهلته، الشيء الذي جعله يحزن.

Baktı ki herkes ona gülen adam diyor, oda gülen adam isminde bir film çekti

رأى أن الجميع يدعوه الرجل الذي يبتسم ، وقد صنع فيلمًا باسم رجل الغرفة

Baktı ki işler iyi ben neden dışarı ile anlaşıyorum ki dedi ve kendi tarayıcısını yaptı.

لقد نظر في الأشياء بشكل جيد ، لماذا أتعايش معه ، وقال وعمل متصفحه الخاص.