Translation of "Gözüyle" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Gözüyle" in a sentence and their japanese translations:

Ona ölü gözüyle bakmalısın.

君は彼を死んだものとしてあきらめなければなりません。

Ona harika gözüyle bakmamalısın.

君は彼を偉大だとおもってはならない。

Katılacağına kesin gözüyle bakıyordum.

もちろん君は参加するものと思っていたよ。

Senin katılacağına kesin gözüyle bakıyorum.

君は当然参加するものと思っている。

Cevabı bildiğime kesin gözüyle bakıyordu.

彼は私が答えを知っているものと決めてかかっていました。

O, paraya gitmiş gözüyle baktı.

彼はその金をなくなったものと考えた。

Bize katılacağına kesin gözüyle bakıyorduk.

- 彼が私達に加わるのは当然だと思った。
- 私たちは彼が加わるのを当然だと思った。

Onların evleneceklerine kesin gözüyle bakıyorum.

- 二人が結婚するのは当然だと思う。
- 私は、あの二人は当然結婚するものと思っている。

Köylüler, yabancıya düşman gözüyle baktılar.

村人は、そのよそ者を自分たちの敵とみなした。

Onun geleceğine kesin gözüyle bakıyordum.

私は当然彼女は来るだろうと思っていた。

Partime geleceğine kesin gözüyle baktım.

君は勿論パーティーにくることと私は思っていた。

Bize katılacağına kesin gözüyle bakıyordum.

- あなたはもちろん参加するものと思った。
- てっきり参加してくれるものだと思ってました。

...sekiz gözüyle manzarayı iyice içine çeker.

‎8つの目に景色を焼き付ける

Bu ürkünç ışık, insan gözüyle görülmüyor.

‎この不気味な光は ‎人間には見えない

Benim tarafımda olduğuna kesin gözüyle baktım.

君は当然、僕の味方だと思っていたよ。

Bilim adamları keşfe önemli gözüyle bakıyor.

科学者たちはその発見を重大なことだと考えている。

Senin bizimle geleceğine kesin gözüyle baktım.

てっきりあなたが我々といっしょに来られるものと思っていました。

Ona bir ulusal kahraman gözüyle bakıyorlardı.

彼らは彼を国民的英雄と考えた。

Biz onun cezalandırıldığına kesin gözüyle baktık.

彼が罰せられたのは当然のことだと思った。

Bize yardım edeceğine kesin gözüyle bakıyorduk.

彼が助けてくれるのを当然のことと思った。

Onun razı olacağına kesin gözüyle baktım.

彼が承諾するのはもちろんのことだと思った。

Bana destek olacağına garanti gözüyle bakıyordum.

彼は当然私の味方になると思った。

Onun bize katılacağına kesin gözüyle bakıyorum.

私は彼女が私たちに加わってくれるのを当然だと思っている。

Onun yarışı kazanacağına kesin gözüyle baktım.

私は彼が競争に勝つのは当然だと思った。

Tehlikenin farkında olduğuna kesin gözüyle baktım.

私は当然君がその危険に気がついているものと思った。

Bir sanatçı gözüyle,bu değerlidir, duyarım.

芸術家の眼識によると、これは価値があるそうだ。

Onun mutlu olduğuna kesin gözüyle bakıyordu.

彼は、彼女が幸せだと思いこんでいた。

Onun bizim düğünümüze geleceğine olmuş gözüyle bakıyorum.

彼女は当然私たちの結婚式にくるものと思っていた。

Biz onun bizimle geleceğine kesin gözüyle baktık.

私たちは彼が突然、私たちに同行すると思っていた。

Tom kazadan beri sol gözüyle sorun yaşıyor.

トムはその事故以来ずっと左目に問題がある。

Çitalar, gündüz gözüyle avlanan... ...yalnız avcılar olarak bilinir.

‎チーターは昼間に ‎単独で狩りを行う動物だ

Onlar ona kasabadaki en iyi doktor gözüyle görüyorlardı.

皆は彼を町で一番の医者だと考えている。

Biz hepimiz profesörün İngilizce konuşabileceğine kesin gözüyle baktık.

わたしたちはみんな教授は当然英語が話せるものと思っていた。

Eğer bir tişört giyersen bir genç gözüyle bakılırsın.

Tシャツを着たら10代で通るよ。

Biz, ona takımın en iyi oyuncusu gözüyle bakıyoruz.

彼はチームで最も優れた選手だと思う。

Tom'un sol gözüyle çok iyi göremediği doğru mu?

トムは左目がよく見えないって本当ですか。

Hepimiz Thomas Edison'a büyük bir mucit gözüyle bakarız.

私たちはみな、トーマス・エジソンを偉大な発明家だと思っている。

Biz belgenin onun erkek kardeşine ait olduğu gözüyle baktık.

その文書は彼女の兄さんのものだと私たちは考えた。

Onlar yeni olanın eski olandan daha iyi olduğuna kesin gözüyle bakıyorlar.

彼らは古いものより新しいものの方が良いということを当然だと思っている。

Yapay dünya uydularının fırlatılmasına yaygın olarak uzayın bir keşfi gözüyle bakılmaktadır.

人工地球衛星の打ち上げは、普通宇宙探求のために行われるものと見なされている。