Translation of "Gerçekleri" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Gerçekleri" in a sentence and their japanese translations:

Değerler gerçekleri yer

その人の価値観が事実を蝕みます

O, gerçekleri bilebilir.

彼女は真実を知っているかもしれない。

Düşüncelerle gerçekleri karıştırmayın.

意見と事実を同一視してはいけない。

Ben gerçekleri istiyorum.

事実が知りたい。

Gerçekleri bilmek istiyoruz.

私達は真実が知りたいんだ。

Gerçekleri bilseydi, kazadan kaçınılabilirdi.

- もし彼がその事実を知っていたら、事故は避けられたであろうに。
- もし彼が事実を知っていたら、事故は避けられただろう。

Sorunla ilgili gerçekleri dinleyin.

その問題に関する事実をよく聞きなさい。

Gerçekleri yeterince iyi biliyorum.

私はその事実を十分よく知っている。

Yetkililer gerçekleri halktan gizliyordu.

当局は事実を大衆から隠してきた。

Gerçekleri bana söylemeni istiyorum.

私には本当のことを話してもらいたい。

Tom bütün gerçekleri bilmiyordu.

トムはすべてを知っていたわけではない。

Çıplak gerçekleri söylemek zordur.

ありのままの事実を伝えることは難しい。

- Gerçekleri onun yüzüne ifade edebilir misin?
- Gerçekleri onun yüzüne açıklayabilir misin?

あなたは彼に面と向かって事実を言うことが出来ますか。

Sonra gerçekleri konuştuğum zamanları düşünüyorum.

私が真実を語るはめになる時というのは

Gerçek bir bilimci gerçekleri çarpıtmaz.

真の科学者なら、事実をゆがめるようなことはしないだろう。

Doktorlar bazı şaşırtıcı gerçekleri keşfettiler.

医師達はいくつかの驚くべき事実を発見した。

O zaman içerisinde gerçekleri öğrenecek.

彼はやがてその事実をしるだろう。

O gerçekleri ayrıntılı olarak açıkladı.

彼は事実を詳しく説明した。

Biz hala tüm gerçekleri öğrenmek zorundayız.

われわれはまだ事実を十分に知らない。

Ona gerçekleri söylemenin önemli olduğunu düşünüyorum.

彼に事実を話す事が大切だと思います。

Bir karar vermeden önce gerçekleri öğrenmelisiniz.

決定を下す前に事実をよく知らなければだめです。

Bilgelik, yalnızca gerçekleri bilmekten ibaret değildir.

知恵というものは単に事実を知っているだけではない。

öğrencilerin yaşadıklarıyla gerçekleri daha iyi anlamamızı sağlıyor.

生徒達が経験している現実について 理解を深めるのに役立ちます

Görüşleri ve gerçekleri aynı şey olarak görmeyin.

意見と事実を同一視してはいけない。

Ona gerçekleri söylemedim çünkü duygularını yaralamaktan korktum.

彼の感情を傷つけるのを恐れて、本当の事を言わなかった。

O okul sistemi içinde gerçekleri öğrenmenin ne anlamı var ki?

その同じ教育システムで 事実を学ぶ意味はあるのでしょうか?

Gerçekleri kontrol etmenin üzerinde çok daha fazla durulmasına yol açtı.

事実を確認することの 重要性が高まっています

O, az bilinen ülkeler hakkındaki gerçekleri toplamak için dünyayı dolaşıyor.

彼は未知の国々の事実を収集しながら世界中を旅行する。