Translation of "Yeterince" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Yeterince" in a sentence and their japanese translations:

Yeterince yaşadım.

もうたくさんだ。

Yeterince mutluyum.

- 十分に幸せだ。
- 十分幸せだよ。

Yeterince uyu.

十分寝なさい。

- Sana yeterince teşekkür edemem.
- Ben yeterince teşekkür edemiyorum.
- Size yeterince teşekkür edemiyorum.

- 私はあなたにお礼の申しようがない。
- 君にはいくら感謝してもしきれない。
- 感謝のしようもありません。
- 感謝のしようもございません。
- 何とお礼を申しあげてよいか分かりません。
- どんなに感謝しても十分とはいえません。
- お礼の申し上げ様もございません。
- お礼の申し上げようもない。
- お礼の申し上げようもございません。
- お礼の申しようもありません。
- いくらお礼を言っても言い切れない。
- あなたには感謝してもしたりない。
- あなたには感謝してもしきれないくらいだ。
- あなたにはどんなに感謝しても感謝しきれません。
- あなたにいくら感謝してもしすぎることはない。

yeterince boğazınızı düğümlemediyse

それでもまだ不安を かきたてられないなら

Yeterince uyuyor musun?

睡眠は十分とっていますか。

Yeterince uyumam söylendi.

十分に睡眠を取りなさいといわれました。

Onu yeterince övemiyorum.

どんなに彼をほめてもほめきれない。

Yeterince büyük mü?

その大きさで十分ですか。

O, yeterince nazikti.

彼女は十分親切でした。

O yeterince istekli.

彼はその気は十分にある。

Artık yeterince uyuyamıyorum.

最近私はよく眠れない。

Yeterince cesaretin yok.

度胸が足りないぞ。

Yeterince kahve yok.

コーヒーが足りません。

Ben yeterince uyumuyorum.

僕は寝が足りない。

Yeterince dayanıklı görünüyor.

これは耐久性に欠けているようです。

Yeterince özür dileyemiyorum.

お詫びの言葉もありません。

Seni yeterince methedemiyorum.

君をいくら褒めても褒め切れない。

Yeterince suyumuz var.

水は十分ある。

Çünkü yeterince hata yapıyorum

私もミスを犯し

Yeterince iyi değillermiş gibi.

出来が良くないとでも 言うかのように

Yeterince iyi olursam geleceğim.

もし体の具合がよければ私は来ます。

Piyanoyu yeterince iyi çaldı.

彼女はかなりうまくピアノを弾いた。

Ona yeterince teşekkür edemiyorum.

- 彼にはいくら感謝してもしきれない気持ちだ。
- 彼にはお礼の言葉もありませんよ。

Bizim yeterince zamanımız var.

時間は十分にある。

Yeterince uyumam gerektiği söylenildi.

十分に睡眠を取りなさいといわれました。

Yüzmek için yeterince sıcak.

泳ぐのには十分暖かい。

O, yeterince çok çalışmaz.

彼は十分といえるほどには勉強しない。

Durumu yeterince iyi biliyor.

彼は状況を十分に知っている。

O yeterince disiplinli değil.

彼は躾がなってない。

Son zamanlarda yeterince uyumuyorum.

最近、寝不足だ。

Gerçekleri yeterince iyi biliyorum.

私はその事実を十分よく知っている。

Fransızcayı yeterince iyi konuşamıyorum!

私はフランス語がそんなにきちんとは話せない。

O yeterince iyi okuyabilir.

彼は十分字が読める。

Sana yeterince teşekkür edemiyoruz.

私たちはあなたにどれだけ感謝してもしすぎではない。

Ben yeterince zengin değilim.

私は金持ちなのに足りない。

Bizim yeterince paramız yok.

私たちはお金が足らない。

Bu oda yeterince büyük.

- この部屋は十分大きい。
- この部屋の広さで十分だ。

Teşekkür ederim, yeterince yedim.

ありがとう、充分にいただきました。

Yeterince aldım, teşekkür ederim.

十分頂きました、有り難うございます。

Yapamayacağımızı söyleyen yeterince insan var.

「お前なんかにはできない」 と言う人間なら

yeterince cesur kefalet karşıtlarımız var,

大きな夢に動かされ戦い続けるに足る 大胆さを持つ人たちです

Su yüzmek için yeterince sıcak.

泳ぐのには十分暖かい。

Bunu bilmek için yeterince yaşlısın.

- 君はもうこのことを知っていてもよい年です。
- お前も、もうこれぐらい分かる年だろ。

Sürücünün yeterince dikkatli olmadığı belliydi.

運転者が十分に注意していなかったことは明らかだった。

Elbette o yeterince şüphe uyandırdı.

案の定、彼は疑念を抱いていた。

Yaşlı adamın yeterince parası var.

その老人は金には事欠かない。

Buz yürümem için yeterince kalındı.

その氷はとても厚かったので、私はその上を歩くことができた。

O içmek için yeterince yaşlıdır.

彼は酒を飲んでも良い年齢だ。

Bu bira yeterince soğuk değil.

このビールはよく冷えていません。

Onu kaldırmak için yeterince güçlüdür.

彼はそれを持ち上げるのに十分なほど力持ちだ。

Yeterince malzeme olmadan işe başlanmaz.

藁なしで煉瓦はできない。

Yeterince malzeme olmadan işe kalkışma.

藁なしで煉瓦はできない。

Tabloyu almak için yeterince zengin.

彼はその絵を買うことができるほど金持ちです。

Senin için yeterince iyi değilim.

あなたは私にはもったいない。

Sınavdan kaldı çünkü yeterince çalışmamıştı.

彼は勉強不足のせいで試験に落ちました。

Onu anlamak için yeterince yaşlıdır.

彼はもう十分それが分かる年頃だ。

Hayır, teşekkür ederim. Yeterince aldım.

- いいえ、結構です。お腹が一杯ですから。
- もう結構です。十分いただきました。
- いや、いいよ。もう十分だよ。

Kendisinin yeterince çekici olduğunu düşündü.

彼女は自分がけっこう魅力的だと思った。

Kendine bakmak için yeterince yaşlısın.

お前はもう自分の事は自分で出来る年頃だよ。

Oturmamız için yeterince sandalye yok.

私達が座るのに十分なだけのいすがありません。

Kendime bakmak için yeterince yaşlıyım.

私はもう自立できる年です。

Biz yeterince uzun süredir buradayız.

私たちはもうずいぶん長くここにいます。

Hafta sonu yeterince hızlı gelemiyor.

早く週末にならないかなあ。

Yaralanmadan kaçmak için yeterince şanslıydım.

私はさいわいけがをせずにすんだ。

Tom Mary'nin yeterince uyumadığını düşünüyor.

トムは、メアリーが充分な睡眠をとっていないと思っている。

Bu oda neredeyse yeterince büyük.

この部屋はほぼ十分な広さだ。

Bu kahve yeterince sıcak değil.

- このコーヒーはぬるいです。
- このコーヒー、ぬるいね。

Kolların ve bacakların yeterince güçlendi.

きみの腕や足は十分に強くなった。

Kendine bakacak kadar yeterince yaşlısın.

お前はもう自分の事は自分で出来る年頃だよ。

Pekala... Evim yeterince büyük değildir.

え~と、僕の家では十分な広さがないな。

Başarısızlık nedenin yeterince gayret etmemendir.

あなたが失敗したのは努力が足りなかったからだ。

O yeterince anne sütü içmiyor.

充分母乳を飲んでくれません。

Ben onu yeterince iyi tanıyorum.

私はそれを十分良く知っています。

Bu merdiven yeterince sağlam mı?

このはしごは十分丈夫ですか。

Her ay yeterince para veriyorum.

毎月有り余るほどの金をやるよ。

Atlayış işe yaradı, su yeterince derinmiş.

深さは十分あった

Ve yeterince sağlam olup olmadığını bilmiyorum.

十分に丈夫なのか分からない

Bu süper gücü yeterince kullanmadığımızı görüyoruz.

この素晴らしい能力をどうも あまり使っていないようです

Akış oranı yeterince yüksekse telafi edilebilir.

流れ込む流量が十分にあれば 再凍結で失われる水量を上回ります

Başarısız olmanın nedeni yeterince sıkı çabalamamandır.

君が失敗したのは努力が足りなかったからだ。

Kendimi yeterince iyi hissettiğim takdirde geleceğim.

もし体の調子がよければうかがいます。

Henry kendini geçindirmek için yeterince yaşlıdır.

ヘンリーは自活してもよい年ごろだ。

Yeterince yedim, bu yüzden midem dolu.

たくさん食べたので腹が膨れた。

Orası yürümek için yeterince yakın mı?

歩いてすぐですか。

O, onun için yeterince iyi değildir.

彼は彼女にあまりふさわしい人間ではない。

O, daha çok bilmek yeterince yaşlıdır.

彼はもっと分別があってもよい年だ。

O arabayı almak için yeterince zengin.

彼はその車を買うのに十分なくらい金持ちです。

Oy kullanmak için yeterince yaşlı mısın?

投票ができる年齢ですか。

O yeterince iyi olması koşuluyla gelecektir.

体調を回復していれば、彼は来るだろう。

Kapı arabanın geçmesi için yeterince geniştir.

門はその車が通れるほど広い。

Helen yeterince yemek yemiyor ve zayıflıyor.

ヘレンは十分な食事を取らないので、やせてきている。

O, bavul'u taşımak için yeterince güçlü.

彼女はそのスーツケースを運べるほどの力持ちだ。

İki araba almak için yeterince zengin.

彼は2台の車を買えるほどの金持ちです。

Çocuk bulmacayı çözmek için yeterince zekiydi.

少年はパズルが解けるほど賢かった。

Oğlum okul için yeterince yaşlı değildir.

息子はまだ学校へ行く年齢ではありません。

Tek başıma yaşamak için yeterince yaşlıyım.

私は1人で生活できる年頃です。