Translation of "Ilgili" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Ilgili" in a sentence and their japanese translations:

Bakmakla ilgili

見る練習なのです

Eşitlikle ilgili mi?

それとも平等の話なのでしょうか

Sağlığınla ilgili kaygılandım.

君の健康が気になっている。

O, ilgili görünmüyordu.

彼女は関心がなさそうな様子だった。

Tom ilgili görünmüyordu.

トムは興味がなさそうだった。

İlgili durumların tüm bağlantıları.

関係するシチュエーションのすべてを お互いにつなぎ合わせることです

Bu ise havayla ilgili.

これは浮上する概念が主旨となってます

Ne hissetmem gerektiğiyle ilgili

こうあるべきという感情を

İş ile ilgili olabilir,

ビジネスに役立つからかもしれません

Parayla ilgili onunla tartıştım.

- 金銭のことで彼と争いになった。
- お金のことで彼と言い合いになった。

Sağlığınla ilgili çok endişeliyim.

わたしはあなたの健康をとても心配している。

Sorunla ilgili gerçekleri dinleyin.

その問題に関する事実をよく聞きなさい。

Asker mızraklarla ilgili endişeleniyor.

その戦士はヤリに敏感である。

Meseleyle ilgili meslektaşlarımla görüşmeliyim.

その事に関しては同僚と相談しなければなりません。

Onunla ilgili hata yok.

そのことに間違いはない。

Şüpheli suçla ilgili masumdu.

容疑者はその罪を犯していなかった。

Saatlerce planla ilgili konuştular.

彼らはその計画について長時間話し合った。

Festivalle ilgili fotoğraf çekmedi.

彼は祭りの写真を何も撮らなかった。

Bu, parayla ilgili değil.

これは金の問題じゃない。

Tom oldukça ilgili görünüyordu.

トムは大変興味を持っているようだった。

Fikirle ilgili hislerin nedir?

それについてどう思いますか。

Bu benimle ilgili mi?

これは私についてですか?

Benimle ilgili ne düşünüyorsun?

私のことどう思う?

Biz sorunlarımızla ilgili konuştuk.

私達は、自らの問題について話し合った。

Onunla ilgili hata bulamıyorum.

私は彼を責めることができない。

Onunla ilgili ne biliyorsun?

あなたは彼についてどういうことを知っていますか。

Onu tehlikeyle ilgili uyardım.

私は彼にその危険があることを知らせた。

Bu işle ilgili değilim.

私はこのことには関係がありません。

Sorunla ilgili açıklaması mantıksızdı.

彼女のその問題の説明は無意味だった。

Gelecekle ilgili umutlu hissediyorum.

私は将来に希望を持っている。

Ben onunla ilgili değilim.

私はそれには関係ない。

Bilgisayarlarla ilgili iş yaparım.

- コンピューター関連の仕事をしています。
- コンピューター関係の仕事をしています。

Tom gerçekten ilgili görünüyordu.

トムは本当に興味がありそうだった。

Tom'un hayatıyla ilgili endişeliyim.

トムの命が心配だ。

- Sanırım onunla ilgili biraz konuşma vardı.
- Sanırım onunla ilgili biraz konuşuldu.

そういう話もあったな。

Depresyonla ilgili semptomları yok olmuştu.

彼のうつ症状が消えただけでなく

Karnizm, çiftlik hayvanları ile ilgili

肉食主義を正当化する言葉で

Başarıyla ilgili olmadığını anlamamız gerekir.

機会の格差を示すものだと 理解しなければならないでしょう

Kayakla ilgili en güzel şey

スノーボードで一番いいことは

Klasiklerle ilgili birkaç iç bilgi.

古典映画のネタバレがいくつかあります

Bu tamamen... ...dengenizi korumakla ilgili.

バランスを取るのが― 大事だ

Ama yeniden giriş ile ilgili

それ以外のトラウマ的な経験

Gürültüyle ilgili başka ne yapabiliriz?

騒音に対してほかに何ができるでしょうか?

Gördüğünüz gibi, anlaşmazlıkla ilgili şey

"Disagreement (意見の不一致)" の形容詞は

Sadece dersi öğrenmekle ilgili değildi,

内容を理解するだけではなく

Nasıl da istekli olabileceğimizle ilgili.

具体的な意味を 持たせてしまいがちだということです

Kapsayıcılık ise bir etkiyle ilgili.

受容性は影響の話です

İşle ilgili biraz sorunum var.

私はその仕事にてこずった。

Biz gelecekle ilgili planımızı tartıştık.

我々は将来の計画について話し合った。

Hatasıyla ilgili onu ikna edemedim.

わたしは彼に彼の誤りを悟らせる事ができなかった。

Konuyla ilgili daha sonra konuşacağız.

その問題はあとで解決することにしよう。

Onunla ilgili herkesle bahse girerim.

そのことなら、だれと賭をしてもいい。

Raporla ilgili yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum.

報告書に関するコメントを楽しみにしています。

Savaşla ilgili duygularını ifade etti.

彼女は戦争について所感を述べた。

Sosyal refahla ilgili konferansa katıldı.

彼女は社会福祉についての講演に出席した。

Bizimle ilgili birkaç soru sordu.

彼女は私たちにいくつかの質問をした。

O, tehlike ile ilgili uyardı.

彼は私に危険を知らせてくれた。

O onunla ilgili karar verdi.

彼はそれに決めた。

O soruyla ilgili düşüncesini vermedi.

彼はその問題について自分の意見を述べなかった。

Oğlum hayvanlarla ilgili kitaplardan hoşlanır.

私の息子は動物の本が好きです。

Onlar tsunami ile ilgili uyarılmadılar.

彼らは津波の危険を知らされていなかった。

Cinayetle ilgili suçlu olduğuna inanmıyorum.

- 私は、彼がその事件について無罪だと信じています。
- 私は彼がその事件において無罪だと信じています。

Onunla ilgili anılarım azalmaya başladı.

彼女は私の記憶からしだいに薄れている。

Zamanla ilgili hiç not almadım.

時間がたつのに気がつかなかった。

Arkadaşlarımla konuyla ilgili saatlerce tartıştık.

私は何時間も友人らとそのことについて討議した。

Ben mesele ile ilgili değilim.

私はその事件には関係ない。

Ben sonuçla ilgili gergin hissediyorum.

私はその結果がどうかと気をもんでいる。

Konuyla ilgili kişisel görüşüm istendi.

私はそのことについて個人的な意見を求められた。

Onunla ilgili bir gece yapalım.

今夜は大いに楽しもうよ。

Benim menopozla ilgili sorunlarım var.

更年期障害があります。

Onlar astronomi ile çok ilgili.

彼らは天文学に非常に興味を持っている。

Cinayet davasıyla ilgili duyduklarına şaşırdı.

彼は殺人事件のことを聞いて驚いた。

Benimle ilgili ilk izlenimin neydi?

私の第一印象ってどうだった?

Sonuçla ilgili hayal kırıklığına uğradım.

- 私はその結果にがっかりした。
- その結果にがっかりした。

Ben modern sanatla ilgili değilim.

私は現代美術には全く興味がない。

Bu da seninle ilgili gerçek.

これは君にも当てはまる。

Birleşik Devletlerle ilgili izlenimin nedir?

- アメリカはいかがですか。
- アメリカについてのあなたの印象はどうですか。

Bu raporla ilgili olumlu musunuz?

あなたはその報告に確信を持っているのですか。

Bu kıyafetle ilgili ne düşünüyorsun?

この衣装どう思う?

Bazen gelecek ile ilgili huzursuzlanıyorum.

私は時々将来について不安になる。

Fizikle ilgili bir kitap bastırdı.

彼は物理学の著書を出版した。

O, kazayla ilgili beni suçladı.

彼は私に事故の責任を負わせた。

Benimle ilgili birkaç soru sordu.

彼は私に2、3の質問をした。

Sorunla ilgili ne yapacağını bilmiyordu.

彼女はその問題をどう扱うべきかわからなかった。

Onun sorunla ilgili açıklaması saçmaydı.

彼女のその問題の説明は無意味だった。

Onunla ilgili sorunun var mı?

そのことで何か問題があるんですか。

ilgili ve merhametli baba figürleri buldular.

見いだしている者もいたのです

Hikâyem "davet eden düş" ile ilgili.

それは 「思うは招く」 っちゅう お話です

İkincisi, ilgili unsurları bir araya getirin.

次に 関連する事実を集めます

Ve ikinci yarı, çözümü keşfetmekle ilgili.

後半は解決法の探求です

Başka hiçbir şeyle ilgili konuşmuyor olurduk.

他のことは話題にも していないはずですから

Sütyen ölçümle ilgili bazı sorular aldım.

ブラジャーのサイズを 聞いてくる人たちもいました

Orgazm farkıyla ilgili bir şeyler duyuyoruz.

オーガズムの男女差について 耳にすることも増えましたね

Çevre ile ilgili işlere yatırım yapıyorlar

彼らは無公害の仕事に投資をしています

Onunla ilgili yapılacak bir şey yok.

- 手の下しようが無い。
- 手の施しようがないんだよ。
- もう打つ手がないんだよ。

Kötü davranışınla ilgili ne hesap verebilirsin?

君は自分の不始末をどう弁明するのか。

Senin eylemlerinle ilgili ne yapacağımı bilmiyorum.

君のやることには判断に苦しむよ。

Lütfen onunla ilgili bir şey düşünmeyin.

気になさらないでください。

İlgili ülkeler anlaşmazlığı barışçıl yollarla çözdü.

関係諸国は平和的手段で紛争を解決した。

İlgili belgelerin yığınını incelerken gerçeği öğrendiler.

関係書類の山をしらべていくうちに、彼らは真実をつかんだ。