Translation of "Görmezden" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Görmezden" in a sentence and their japanese translations:

Görmezden gelmek zordur.

無視することは難しくなります

Onu görmezden gel.

彼のことは無視していなさい。

Tom'u görmezden gel.

トムのことなど気にするな。

Onun duygularını görmezden gelmeyin.

彼女の気持ちを考えてやりなさい。

O, hatamı görmezden geldi.

彼は私の誤りを大目に見た。

O, sorunlarımı görmezden gelir.

彼は私が困っていても知らんぷりしている。

Niçin beni görmezden gelirsin?

- なぜあなたは私を無視するの?
- どうして無視するの?

Babasının tavsiyesini görmezden geldi.

彼は父親の忠告を無視した。

Onlar beni görmezden geliyorlar.

彼らは僕に見向きもしない。

Acımı görmezden gelmemeyi öğrendim.

私は自分の痛みを無視するなと学びました。

Bu sözü görmezden gelin.

この単語を省きなさい。

Onun söylediğini görmezden gelmelisin.

あいつの言うことなんか、無視しておけばいいんだよ。

O, uyarılarımızı görmezden geldi.

彼は我々の警告を無視した。

Beni görmezden mi geliyorsun?

私のこと無視してる?

- O görmezden geldi.
- O, göz yumdu.
- Görmezlikten geldi.
- Görmezden geldi.

彼ね、見て見ぬふりしたんだよ。

Diğer yandan bunu görmezden gelirseniz

その一方でそれを無視すれば

O onun tavsiyesini görmezden geldi.

- 彼は彼女の助言を無視した。
- 彼は彼女のアドバイスを無視した。

Polislerin seni görmezden geleceğine inanıyorum.

- 警察は君の事を無視すると思うよ。
- 警官は君のことを無視すると思うよ。

O benim tavsiyemi görmezden geldi.

彼は僕の忠告を無視した。

O, annesinin tavsiyesini görmezden geldi.

彼は母のアドバイスを無視した。

Tom Mary'nin uyarılarını görmezden geldi.

トムはメアリーの警告を全て無視した。

Sonra, tüm bu hataları görmezden gelip

それからミスは無視して

Görmezden gelinemeyecek kadar önemli bir soru.

無視できない 重要な課題です

Onun eksantrikliğini görmezden gelsen iyi olur.

君は彼の奇行を気にしないほうがよい。

Tom tavsiyeni görmezden gelmeye karar verdi.

トムはあなたの助言を無視することに決めたんです。

Onu uyardım ama uyarıyı görmezden geldi.

私は彼に警告したが、彼はその警告を無視した。

Bu sıkıntılı sorunu daha fazla görmezden gelemeyiz.

もはやこれら厄介な問題を 避けることはできません

Farklar küçüktü, bu yüzden onları görmezden geldim.

それらの相違はたいして重要でなかったから、無視した。

Onun öğretmenin tavsiyesini görmezden gelme cesareti vardı.

彼は厚かましくも先生の助言を無視した。

Hız sınırını görmezden geldi ve çok hızlı sürdü.

彼はスピード制限を無視して、とても速く走った。

Polisler genellikle caddede park etmiş arabaları görmezden gelirler.

警察はたいてい路上駐車の車に目をつむる。

Emirleri görmezden gelmeye teşvik etti. Kararları, Altıncı Kolordu Elchingen'de

ました。 彼らの決定は、第6軍団がエルヒンゲンで見事な行動を勝ち取り、

Ceketinde bir delik fark etti ama görmezden gelmeye çalıştı.

彼は上着の穴に気が付いたが無視しようとした。

Onun patavatsızlıklarını görmezden gelmen ve onu affetmen gerekmez mi?

彼の罪を大目に見て許してあげたほうがいいのではないか。

- Yerinde olsam onu önemsemem.
- Yerinde olsam onu görmezden gelirim.

もし僕が君ならそんなことは無視するだろう。

Kız kendine söyleneni görmezden gelerek annesiyle alışverişe gideceğini söyledi.

その女の子は母親と買い物に行くと言って言うことを聞かなかった。

Ben sokakta onu geçtiğimde o kasıtlı olarak beni görmezden geldi.

通りですれ違った時私をわざと無視した。

Onlar sadece protestoyu görmezden gelmediler, aynı zamanda basına yalan söylediler.

彼らは抗議を無視しただけでなく記者にうそをついた。

Kate Chris'e baktı ve sonra onu görmezden geldi, bu onu perişan etti.

ケイトはちらっとクリスを見たが、彼を無視し、惨めな思いをさせました。

Gösteren Mareşal Soult ile bir düello yapmak istedi . Soult meydan okumayı görmezden geldi.

ソウルト元帥との決闘を要求し ました。ソウルトは挑戦を無視した。

Kırmızı elbiseli kız siyah giyinmiş adamı görmezden geldi ve bir arkadaşını cep telefonundan aradı.

赤いドレスの女は、黒服の男を無視して、ケイタイで友達にかけた。

- Tekrar telefon çaldığında, onu görmezden gelmeyi planlıyorum.
- Telefon tekrar çalarsa, onu duymazdan gelmeyi planlıyorum.

電話がまた鳴っても、無視するつもりだ。

Tom'un sürekli tartışması onun sınıf arkadaşlarından bazılarını kızdırmaktadır. Fakat, sınıfın çoğu onu görmezden gelmeyi henüz öğrendi.

トムの絶え間ない口論に苛立つクラスメートもいたが、クラスの大半はただ彼を無視することを覚えた。