Translation of "Fikirleri" in Japanese

0.012 sec.

Examples of using "Fikirleri" in a sentence and their japanese translations:

Konudaki fikirleri değişik.

その件について彼らの意見はまちまちだ。

Onun fikirleri çağdaş.

彼の考えは新しい。

Onun fikirleri önemlidir.

彼の意見には重みがある。

Ve herkese fikirleri yerine

けれど 意見の代わりに

Onların cesur fikirleri olmalı.

その人達は大胆な発想をすべきだ。

Onun fikirleri oldukça orijinaldir.

彼女の考えはほんとに独創的だ。

Onun fikirleri çılgınca görünüyor.

彼女の意見はばかげて聞こえる。

Onun fikirleri çılgınca gözüküyor.

彼の意見は馬鹿げて聞こえます。

Onun fikirleri dinlemeye değmez.

- 彼の意見はくだらない。
- 彼の意見は聞くに値しない。

Onun garip fikirleri vardır.

彼は奇妙な考えを持っている。

Onun tuhaf fikirleri var.

彼は奇妙な考えを持っている。

Farklı insanların farklı fikirleri vardır.

人はみな間違った考えを持っている。

Plan, onun fikirleri ile uyuşmadı.

その計画は彼の考えと合わなかった。

Onun fikirleri her zaman pratiktir.

彼の考えはいつも実用的だ。

Onun fikirleri onun deneyimine dayanmaktadır.

彼の思想は彼の体験に基づいている。

Onun pek çok vahşi fikirleri vardır.

彼は見当違いの考えが多すぎる。

Onun fikirleri benim için çok aşırı.

彼の考えは私には過激すぎます。

Onun fikirleri her zaman çok pratiktir.

彼の考えはいつでもとても実際的です。

Bill'in çok sayıda orijinal fikirleri var.

ビルは独創的な考えに富んでいる。

Büyükbabam hâlâ yeni fikirleri almak için çabalıyor.

祖父は今でも新思想を吸収しようと努力しています。

Cesur yeni fikirleri olan birine ihtiyacımız var.

私達は大胆で新しい考え方をする人が必要だ。

Onun eğitim üzerine fikirleri benimkinden çok farklı.

彼女の教育についての考えは私とは全く違います。

Onun fikirleri ona bir tek kuruş kazandırmadı.

彼の思いつきは一文にもなったことがない。

O dini mezhebin bazı acayip fikirleri var.

あの宗教団体はかなりいかがわしい教義にとりつかれている。

Onun fikirleri ona asla bir nikel kazandırmadı.

彼の思いつきは一文にもなったことがない。

Onun fikirleri asla ona on sent kazandırmadı.

彼の思いつきは一文にもなったことがない。

Biz bu fikirleri alıp çoğaltacak yollar bulmak istiyoruz.

これらのアイデアを取り入れて 拡大する方法を見つけたいと考えています

Bu görseller de tamamen aynı fikirleri temsil ediyor.

今の言葉と 全く同じ概念を表した図です

Sonra korkunç fikirleri alıyorum ve onları yeniden dağıtıyorum.

それから ひどいアイデアの紙を みんなに配ります

Onun yabancı işçilerin çalıştırılmasıyla ilgili çok sayıda fikirleri vardır.

彼は大きなレストランを経営することによって、たくさんのアイデアを持っている。

- Görüşleri benimkinden çok farklı.
- Onun fikirleri benimkilerden oldukça farklı.

彼の考えは私のと全く違う。

Onun özgün fikirleri daha tutucu arkadaşlarıyla başını defalarca belaya soktu.

彼は、奇抜なアイデアを出すため、もっと保守的な同僚と何度ももめごとをおこしている。

John ve Mary'nin o önemli mesele hakkında farklı fikirleri vardı.

ジョンとメアリーはその重要な問題について意見が違った。

Onun yeni fikirleri daha tutucu iş arkadaşlarıyla sık sık başını derde sokuyor.

彼女は、奇抜なアイデアを出すため、もっと保守的な同僚と何度ももめごとを起こしている。

- Onların fikirleri bizim için tamamen yabancı görünüyor.
- Onların düşünceleri bize tamamen yabancı görünüyor.

彼らの考えは私たちには全く異質のものであるように感じられる。

Yeryüzüne ilk çıkışından beri insanoğlu, bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu.

人間は地上への最初の出現以来、つねに情報を集め、有用な考えを他の人間に伝達しようとしてきた。