Translation of "Yerine" in Japanese

0.013 sec.

Examples of using "Yerine" in a sentence and their japanese translations:

Onun yerine...

‎しかし…

Kendi gitme yerine yerine erkek kardeşini gönderdi.

彼は自分で行かないで、代わりに弟を行かせた。

Semptomları bastırmak yerine

副作用はなく 症状を抑えるというよりは

Bunun yerine size

代わりにお話しするのが

yerine getirilmeyen sözlerin

次々と 破られた約束や 握り潰された夢で

Eşyalarını yerine koy.

自分のものを片付けなさい。

Görevini yerine getirmelisin.

- 君は自分の義務を果たすべきだ。
- 君はその義務を果たすべきである。

Aptal yerine konuldun.

君はだまされたんだ。

Sözlerini yerine getirmelisin.

約束はきちんと果たすべきだ。

Kitaplarını yerine koy.

本を片づけなさい。

Elbiselerini yerine koy.

服を片づけなさい。

Onun yerine gideyim.

- 彼の代わりに僕を行かせて下さい。
- 彼の代わりにぼくに行かせてください。
- 彼のかわりにぼくに行かせて下さい。

Senin yerine geleceğim.

- 私が君のところへ行くよ。
- 君のところに行くよ。

Tom'un yerine gidiyorum.

トムのところに行く途中なんだ。

Bazen sorunlarımızla uğraşmak yerine

時折 私たちは 顔に笑みを貼りつけて

Düşünmeden hareket etmek yerine,

自分の行動に意味があることに気づくと

Dayanıklılık uzmanı olmak yerine,

レジリエンスの専門家ではなく

Ve herkese fikirleri yerine

けれど 意見の代わりに

Bunun yerine şunları sormalıyız:

私達は こう問うべきです

Görevini yerine getirmeye çalış.

義務を果たすように努力しなさい。

Pamuk yerine fıstık ektik.

我々は綿の代わりにピーナッツを植えた。

Ev yerine bahçede dinlenelim.

家の中ではなく庭でひと休みしましょう。

Aptal yerine konulmaktan hoşlanmıyorum.

- 人をばかにしないでもらいたい。
- 他人に馬鹿にされるのは好きじゃない。

Otobüs yerine trenle gidelim.

- バスでなくて列車で行きましょう。
- バスの代わりに電車で行こうよ。

Onun yerine kart oynayalım.

その代わりにトランプをしようよ。

Fakirleri aptal yerine koyma.

- 貧しい人々をばかにしてはいけない。
- 貧しい人を馬鹿にしてはいけない。

Onu aptal yerine koyma.

彼を馬鹿にするな。

Onlar kaza yerine koştular.

彼らは事故の現場へ急行した。

Başla selamlama yerine tokalaştılar.

彼らはおじぎをしないで握手をします。

O, sözünü yerine getirmedi.

彼は約束を果たさなかった。

O, babasının yerine geçirildi.

彼は父親の代役をした。

Patronunun yerine toplantıya katıldı.

彼は上司のかわりに会議に出席した。

O, senin yerine gidecek.

彼があなたの代わりに行くだろう。

O, babasının yerine geçti.

彼は父親の代理をした。

O görevini yerine getirdi.

- 彼は任務を成し遂げた。
- 彼は任務を完了した。
- 彼は使命を果たした。

O giysilerini yerine koydu.

彼女は服を片付けた。

Sonunda ricamı yerine getirdi.

彼はついに私の要望に従った。

Çalışmak yerine TV izledim.

- 私は勉強するかわりにテレビを見た。
- 勉強せずにテレビ見てたんだ。

Görevlerimi zevkle yerine getireceğim.

喜んで私の義務を果たしましょう。

Fransızca yerine Rusça öğrendik.

私たちはフランス語のかわりにロシア語を学んだ。

Almanca yerine Fransızca öğrendim.

- 私はドイツ語の代わりにフランス語を勉強した。
- 私はドイツ語ではなくフランス語を学んだ。

Onun yerine kitaplar okumalısın.

それより、本を読んだほうがいい。

Onun yerine toplantıya katıldım.

私は彼の代わりにその会合に出席した。

Para yerine zaman istiyorum.

私はお金ではなくて時間がほしい。

İşi babasının yerine yürütüyor.

彼が父親に代わって事業を営んでいる。

Oraya senin yerine gideceğim.

私があなたの代わりにそこに行きましょう。

Artık yükümlülüklerimi yerine getiremiyorum.

私は債務を果たせなくなった。

Maalesef dileklerim yerine getirilmeyecek.

私の願いがかなわないと恐れている。

Seni aptal yerine koydular.

貴方たちは彼らに騙された。

Onun emirlerini yerine getirmeliyiz.

彼の命令を実行しなければならぬ。

Tom elbiselerini yerine koydu.

トムは自分の服を片づけた。

Pekala, herkes rahatça yerine yerleşsin,

では ゆったり座ってください

Bu durumda, kuledeki bekçi yerine

この場合 看守室の看守ではなく

Kırmak yerine, ölmeyi seçeceğini biliyorum.

死んだ方がましだと考える 男性を知っています

Bunun yerine hafif süvari alayına

代わりにハッサー連隊に

Ve o düzensiz hamle yerine...

‎飛びかからずに・・・

Senin yerine çalışacak birini bulacağım.

君の代行者を見つけよう。

Komşular onu aptal yerine koydu.

近所の人たちは彼をばかにした。

Süt yerine şarap içer misin?

牛乳の代わりにワインはいかがですか。

Okula gitme yerine evde kaldı.

彼は学校に行かずに家にいた。

Biz görevimizi başarıyla yerine getirdik.

我々は無事使命を果たした。

Lütfen onu tekrar yerine koy.

もとの場所に戻して下さい。

Çadırlarımız yerine dışarıda yemek yiyelim.

テントの中ではなくて外で食べよう。

TV izlemek yerine iskâmbil oynayalım.

テレビを見ないでトランプをしようよ。

Haber kasabanın her yerine yayıldı.

そのニュースは町中に広まった。

Askerler emirlerini yerine getirmek zorundadır.

兵士は命令を実行しなければならない。

O tereyağ yerine margarin kullandı.

彼女は、バターの代わりにマーガリンを使いました。

O, şeker yerine bal kullanır.

彼は砂糖の代わりにハチミツを使う。

O, tereyağ yerine margarin sürdü.

彼女はバターの代わりにマーガリンを塗った。

Dışarı çıkmak yerine evde kaldım.

私は外出せずに家にいた。

Kitabı okumayı bitirince yerine koy.

本を読んだら元あった所に返しなさい。

Koşulları yerine getirmede başarısız oldular.

彼らはその条件を満たすことが出来なかった。

Çocuklara oyuncaklarını yerine koymasını söyledi.

彼女は子供たちにおもちゃをかたづけるように言った。

O bir aptal yerine konuldu.

彼は笑いものにされた。

Tom şeker yerine bal kullanır.

トムは砂糖の代わりにハチミツを使います。

Osaka yerine Tokyo'da yaşamayı seçti.

彼は大阪でなく東京に住む事にした。

O, tren yerine arabayla geldi.

彼は列車ではなく車できた。

Çiçekler onun keyfini yerine getirdi.

彼女は花に慰められた。

Üzgünüm ama isteğinizi yerine getiremem.

残念ながら、御要望にはそいかねます。

Ben bir aptal yerine konuluyorum.

- 私は彼らに馬鹿にされていた。
- 私はからかわれていた。

Ben görevimi yerine getirmeye çalıştım.

私は義務を果たそうと努力した。

Tabakları dolaptaki yerine koyar mısın?

皿を戸棚へしまってくれますか。

Her şey yerine geri gitti.

すべて元の鞘におさまった。

Bana verdiğin sözü yerine getirmelisin.

私への約束をはたさなければならない。

O, basketbol yerine tenisi sever.

彼はバスケットボールよりむしろテニスが好きです。

Bu sıvı zamk yerine kullanılabilir.

この流動体は接着剤の代用になります。

Kahve yerine çay içmek istiyorum.

コーヒーをやめて紅茶を頂きます。

Senin yerine onu görmeye gideceğim.

あなたの代わりに私が彼に会いに行きます。

Babasının yerine oraya o gitti.

彼は父の代わりにそこへ行った。

Şiddete başvurma yerine aklımızı kullanmalıyız.

私たちは暴力に頼るのではなく、理性に訴えるべきだ。

Kitaplarınızı ve defterlerinizi yerine koyun.

本とノートをしまいなさい。

O onu enayi yerine koydu.

- 彼女は彼をだました。
- 彼女は彼を欺いた。
- 彼女は彼をたぶらかした。

Çıkardığın giysileri dikkatlice yerine koy.

脱いだ服はちゃんと片付けてよね。

Tom Mary'yi aptal yerine koydu.

トムはメアリーを騙した。

O, hocasını aptal yerine koydu.

彼は先生を笑い者にした。

TV izleme yerine dışarıda oynayın.

テレビを見てないで、外で遊びなさい。

Tom her zamanki yerine parketti.

トムはいつもの場所に車を停めた。

İki dünya arasında köprü olmak yerine

2つの世界の 橋渡しになるのではなく

Güneş ışığı yerine yapay LED'ler kullanılır.

太陽光はLED照明に 置き換えられます