Translation of "Seyahat" in Arabic

0.004 sec.

Examples of using "Seyahat" in a sentence and their arabic translations:

Seyahat etmek eğlencelidir.

السياحة ممتعة

Sırt çantasıyla seyahat ettik,

سافرنا بحقيبة على الظهر فقط

Bu seyahat uyarıları, alıkonulmalar

حجوزات السفر، الإعتقالات

Ardından Fransa'ya seyahat ettik,

ثم قمنا برحلة إلى فرنسا،

Çok seyahat eder misin?

هل تسافر كثيراً؟

Tom seyahat etmeyi sever.

يحب توم السفر

Metrelerce seyahat edebilmesi gerekir

وتتحمل ضغط الرياح والمطر والرطوبة،

O, seyahat etmeye alışkındır.

إنه معتاد على السفر.

Sami seyahat etmekten hoşlandı.

كان سامي يحبّ السّفر.

Tom seyahat etmekten hoşlanır.

يحب توم السفر

Tom seyahat etmeyi seviyor.

يحب توم السفر

"Üniversiteye gitmek ve seyahat etmek,

أريد أن ألتحق بالجامعة وأخوض الرحلات

Geçen Yaz İtalya'ya seyahat ettim.

سافرت إلى إيطاليا الصيف الفائت.

Hava yoluyla seyahat edebilme yeteneğine.

وهي قدرته على الانتقال عبر الهواء.

Ben kendi paramla seyahat ettim.

سافرت على نفقتي.

Hiç yalnız seyahat ettin mi?

- هل سافرت لوحدك قط؟
- هل سافرت لوحدك مرة؟

O, yalnız seyahat etmekten korkardı.

إنها خائفة من السفر وحدها.

çünkü pasaportumda hâlâ seyahat uyarısı vardı.

لأن إنذار السفر كان لايزال على جواز سفري.

Kendi başıma seyahat etmeyi tercih ederim.

أفضل السفر لوحدي.

Japonlar grup halinde seyahat etmeyi sever.

- يحب اليابانيون السفر كمجموعات.
- يحب اليابانيون السفر في مجموعات.

O, tek başına seyahat etmeyi sever.

يعجبه السفر لوحده.

Hiç tek başına seyahat ettin mi?

هل سافرت لوحدك قط؟

Bu yaz yurt dışına seyahat edeceğiz.

سنسافر إلى الخارج هذا الصيف.

Tom ve Mary birlikte seyahat etti.

سافر توم وماري معا.

Tom geçen sene çok seyahat etti.

سافر توم كثيرا في العام الماضي

Bu kolay ve huzurlu bir seyahat değildi

هذه لم تكن رحلة سهلة وهادئة،

Çoğunun sağlık durumu seyahat için uygun değil.

والكثير غير أصحّاء بما يكفي للسفر.

- O seyahati sever.
- O, seyahat yapmayı sever.

إنه يحب السفر.

O zamandan beri herhangi bir ülkeye seyahat etmedim

ومنذ ذلك الحين لم أسافر لأي بلدان أُخرى،

Tahmin edeceğiniz gibi o yatta tekrar seyahat etmedim.

تعلمون، لم أذهب في رحلة مرة أُخرى في ذلك اليخت.

Ortalama seyahat süresi ise on beş buçuk saat.

متوسط مدة السفر هو 15 ساعة ونصف.

Turistler seyahat ederken yerel kültürlere uymaya dikkat etmeliler.

يجب على السياح ان ياخذو بالحسبان احترام الثقافات المحلية عندما يسافرون .

Uçakla seyahat edip et ve süt ürünü yemeye devam ediyor.

يستمرون بالطيران حول العالم، يأكلون اللحوم ومنتجات الألبان.

40 günü aşkın bir seyahat dönemi bulunan Çin yeni yılında,

على مدى 40 يومًا من موسم السفر المتعلق بالسنة الصينية الجديدة،

23 Ocak günü Çin'de bir aile Wuhan'dan Guangzhou'ya seyahat etti.

بتاريخ ٢٣ يناير، سافرت عائلة في الصين من مدينة ووهان إلي مدينة جوانزو.

Tom ve Mary önümüzdeki ay gelincikler diyarına seyahat etmeyi planlıyorlar.

توم وماري يخططان للسفر إلى بلاد القواقِم الشهر التالي.

Onun büyük geliri ona her yıl yurt dışında seyahat etmesini mümkün kılıyor.

دخله الكبير يمكّنه من السفر كل سنة إلى الخارج.

Kampanya sırasında Berthier ve İmparator sık ​​sık imparatorluk koçunda durmaksızın çalışarak birlikte seyahat

أثناء الحملة ، غالبًا ما كان برتييه والإمبراطور يسافران معًا في المدرب الإمبراطوري ،