Translation of "Seyahat" in Chinese

Seyahat etmek eğlencelidir.

- 旅行是令人快乐的。
- 旅行是乐事。

Seyahat etmeyi severim.

- 我喜欢旅行。
- 我喜歡旅行。

- Seyahat çekiyle ödeyebilir miyim?
- Seyahat çeki ile ödeme yapabilir miyim?
- Seyahat çekiyle ödeme yapabilir miyim?

我可以用旅行支票支付嗎？

Çok seyahat eder misin?

你们经常旅行吗？

New York'a seyahat edelim.

- 去纽约旅行吧！
- 去纽约吧！

O seyahat etmeye alışkın.

他習慣了旅行。

O, seyahat yapmaya alışkındır.

他習慣了旅行。

Seyahat etmekten hoşlanır mısınız.

你喜歡旅行嗎？

Yalnız seyahat etmeyi severim.

我喜欢独自旅行。

O, seyahat etmeye alışkındır.

他習慣了旅行。

Bir seyahat acentesinde çalışıyorum.

我在旅行社工作.

Trenle seyahat etmeyi severim.

我喜歡搭火車旅行。

Seyahat etmeyi gerçekten severim.

我很喜欢旅游。

Neden seyahat sigortası aldın?

为什么你买了旅行保险？

Geçen Yaz İtalya'ya seyahat ettim.

去年夏天我去意大利旅行。

En yakın seyahat acentesi nerededir?

最近的旅行社在哪裡？

Ben yalnız seyahat etmek istiyorum.

我想一個人去旅行。

Ben trenle seyahat etmeyi seviyorum.

我喜歡乘坐火車。

Hava yoluyla seyahat etmeyi sevmez.

他不喜歡搭飛機旅行。

Yurt dışına seyahat etmeyi severim.

我很喜歡去國外旅遊。

Zengin olsaydım, çok seyahat ederdim.

有錢的話，我會多去旅遊。

Sadece acil durumlarda seyahat edin.

除非有真正紧急的事情。

Benimle seyahat edecek kimsem yok.

我没有一个愿意跟我一起旅行的人。

Hiç uçakla seyahat ettiniz mi?

你曾經坐飛機旅行過嗎?

Ben trenle seyahat etmeyi severim.

我喜歡乘坐火車。

Seyahat etmeyi sevdiğini biliyorum, Tom.

汤姆，我知道你喜欢旅行。

Ben seyahat etmekten zevk alırım.

我喜歡旅行。

En hızlı seyahat aracı uçaktır.

旅行最快的方式是乘飞机。

Bir seyahat çeki bozdurmak istiyorum.

我想兌換旅行支票。

Sınırlı bir bütçeyle seyahat ediyoruz.

- 我們很節省地旅行。
- 我們用少的預算旅行。

Biz ülke çapında seyahat ettik.

我們遊遍全國各地。

O, arkadaşıyla seyahat etmeye gitti.

她是跟她朋友一起去旅行的。

Seyahat acentelerinin karları hızla arttı.

旅行社的利润猛涨。

O, yalnız seyahat etmekten korkardı.

她怕獨自旅行。

Avrupa'da seyahat ederken, bir trende soyuldum.

我去歐洲旅行的時候，在火車上給人偷了東西。

O yurt dışında seyahat etmeyi sever.

他喜歡到國外旅行

Japonlar grup halinde seyahat etmeyi sever.

日本人喜欢集体旅游。

Seyahat etmenin en hızlı yolu uçakladır.

旅行最快的方式是乘飞机。

Bugünlerde birçok insan arabayla seyahat ediyor.

現在很多人開車去旅行。

O tek başına seyahat etmeyi sever.

他喜歡獨自旅行。

Çok geçmeden aya bir seyahat yapabiliriz.

我們不久就能到月球旅行了。

O, tek başına seyahat etmeyi sever.

他喜歡獨自旅行。

O, dünyanın her yerinde seyahat etti.

她周遊世界各地。

- O seyahat etmeyi sever.
- Gezmeyi sever.

他很喜欢旅游。

Param olsa dünya çapında seyahat yaparım.

如果有錢的話，我要環遊世界。

Babam hava yoluyla seyahat etmeyi sever.

我父親喜歡搭飛機旅行。

O, gelecek yıl yurtdışına seyahat edecek.

明年他要去国外旅游。

Yurt dışında seyahat etme fırsatım oldu.

我有個到國外旅遊的機會。

Biz ülkenin her yerinde seyahat ettik.

我們遊遍全國各地。

Bir sürü valizle seyahat etmeyi sevmiyorum.

我出门不喜欢带很多行李。

Uçmak seyahat etmek için en hızlı yoldur.

搭飛機是最快的旅行方式。

O, yalnız seyahat etmek için yeterince yaşlıdır.

他够大了，可以独自旅行了。

- O seyahati sever.
- O, seyahat yapmayı sever.

他愛旅行。

O seyahat etmeyi sever ve ben de.

他喜欢旅行。我也是。

Son zamanlarda bir yere seyahat ettiniz mi?

你最近去哪裡旅遊了嗎？

İnsanın aya seyahat edebileceği zaman yakında gelecek.

在不久的将来人类会可以去月球旅游。

Hava yolu ile seyahat etmeyi tercih ediyorum.

我寧願搭飛機旅行。

- Seninle seyahat etmek istiyorum.
- Seninle yolculuk etmek istiyorum.

我想和你去旅行。

Babam hava yoluyla dünyanın her yerine seyahat etti.

我的父亲坐飞机环游了世界。

- Seyahat çok pahalı tuttu.
- Yolculuk çok pahalı tuttu.

這趟旅遊花了我不少錢。

Benim Japonya'ya olan seyahat masraflarım üniversite tarafından ödendi.

去日本的旅費由大學替我支付。

Yurt dışına seyahat ederseniz genellikle bir pasaport gereklidir.

海外旅行通常都要用到護照。

Senin ailenin Hokkaido'ya seyahat edeceği doğru mu? Seni kıskanıyorum.

你们家去北海道旅游是真的么？我羡慕你。

Işık dünyanın etrafında bir saniyenin 7.5 katı hızında seyahat eder.

光一秒鐘能夠環繞地球七圈半。

Karım ben yurt dışında seyahat ediyorken beni sık sık aradı.

我在国外旅行的时候，我老婆老给我打电话。

Ve sadece bahar tatili için seyahat ediyorsanız bunun farklı olduğunu düşünebilirsiniz,

而且你可能会认为这跟放假旅行不一样

Dünya bir kitap gibidir ve seyahat etmeyenler sadece bir sayfa okur.

世界就像一本书，不旅游的人只读了一页。

Çin'de, 1,1 metreden daha kısa boylu çocukların trenle seyahat için bir bilet satın almaları gerekmez.

在中国，身高 1.1 米以下的儿童坐火车不用买票。

Yeni davranış kurallarını ihlâl etmekten yakalanan gençler seyahat özgürlüğü haklarını kaybedecekler, ve bu hakkı geri almak için parasız toplum işini tamamlamak zorunda kalacaklar.

被判严重违反新的行为准则的青少年将失去免费乘坐公交车的权利，如果想重新取得必须做无报酬的社区工作。