Translation of "Seyahat" in Hungarian

Birlikte seyahat ettik.

Együtt utaztunk.

Arabayla seyahat ettiler.

Autóval utaztak.

Babam seyahat ederdi.

Az apám régebben utazott.

Seyahat etmeyi severim.

Szeretek utazni.

Seyahat etmeyi seviyorum.

Szeretek utazni.

Birlikte seyahat edelim.

Utazzunk együtt!

Seyahat etmekten hoşlanmıyorum.

Nem szeretek utazni.

Bu seyahat uyarıları, alıkonulmalar

Sosem hittem volna, hogy amerikai állampolgárként

Çok seyahat eder misin?

Sokat utazol?

Birisi seyahat çeklerimi çaldı.

Valaki ellopta az utazási csekkjeimet.

Tom seyahat etmeyi sever.

Tom szeret utazni.

Tek başıma seyahat ettim.

Egyedül utaztam.

Seyahat etmekten hoşlanır mısınız.

Szeretsz utazni?

Seyahat edecek zamanım yok.

Nem fér bele az időmbe az utazás.

Yalnız seyahat etmeyi severim.

- Szeretek egyedül utazni.
- Egyedül szeretek utazni.

Tom seyahat etmekten hoşlanır.

Tom élvezi az utazást.

Sık sık seyahat ederim.

- Gyakran utazom.
- Sűrűn utazom.
- Gyakorta utazom.

Ben çok seyahat ederim.

Sokat utazom.

Uçakla seyahat etmek istiyorum.

Repülővel akarok utazni.

Yarın Rusya'ya seyahat edeceğim.

Holnap Oroszországba utazok.

Bir seyahat acentesine soracağız.

Megkérdezzük egy utazási irodában.

Bir seyahat acentesinde çalışıyorum.

Egy utazási irodában dolgozom.

Seyahat etmekten nefret ediyorum.

Utálok utazni.

O seyahat etmek istedi.

- Utazni akart.
- Utazgatni akart.
- Utazásra vágyott.

Tom çok seyahat eder.

Sokat utazik Tomi.

Ne sıklıkla seyahat edersin?

Milyen gyakran utazol?

Rusya'yı çepeçevre seyahat ettim.

- Körbeutaztam egész Oroszországot.
- Oroszországban elutaztam mindenhová.

Bütün Avustralya'da seyahat ettim.

Beutaztam egész Ausztráliát.

Trenle seyahat etmeyi severim.

Szeretek vonattal utazni.

Tom seyahat etmeyi sevmez.

Tamás nem szeret utazni.

Tom seyahat etmeyi sevdi.

Tamás szeretett utazni.

Ben seyahat etmekten hoşlandım.

Szerettem utazni.

Ben seyahat etmeyi sevmiyorum.

Nem szeretek utazni.

Tom yalnız seyahat etmiyordu.

Tom nem egyedül utazott.

Çok fazla seyahat etmem.

Nem sokat utazom.

- Birçok insan seyahat etmeyi sever.
- Çoğu insan seyahat etmeyi sever.

- Sok ember szeret utazni.
- Sokan szeretnek utazni.

Ben her zaman nakit yerine seyahat çekleri ile seyahat ederim.

Mindig utazási csekkel utazom készpénz helyett.

"Üniversiteye gitmek ve seyahat etmek,

"Szeretnék egyetemre menni, utazni,

En yakın seyahat acentesi nerededir?

Hol van a legközelebbi utazási iroda?

Tek başıma seyahat etmeyi severim.

Szeretek egyedül utazni.

Ben yalnız seyahat etmek istiyorum.

Egyedül szeretnék utazni.

Uzayda seyahat eden ilk Japondur.

Ő az első japán ember, aki az űrben járt.

En yakın seyahat acentesi nerede?

Hol van a legközelebbi utazási ügynök?

“Seyahat etmeyi sever misin?” “Evet.”

"Szeretsz utazni?" "Igen."

Tom oldukça çok seyahat eder.

Tom rengeteget utazik.

Uçakla seyahat etmeye itiraz etti.

Kifogásolta a repülővel való utazást.

Yurt dışına seyahat etmeyi severim.

Szeretek külföldre utazni.

Tom tek başına seyahat ediyor.

Tom egyedül utazik.

Babam uçakla seyahat etmeyi seviyor.

- Apám szeret repülővel utazni.
- Édesapám szeret repülővel utazni.

Seyahat çeki kabul ediyor musunuz?

Utazási csekket elfogad?

Hiç uçakla seyahat ettiniz mi?

Utaztál már repülővel?

Tom uçakla seyahat etmeyi sevmiyor.

Tom nem szeret repülővel utazni.

Ben seyahat etmekten zevk alırım.

Szeretek utazgatni.

Arabamda seyahat etmeyi tercih ederim.

A saját autómmal utazok a legszívesebben.

Hiç yalnız seyahat ettin mi?

Utaztál valaha egyedül?

Ben seyahat etmekten nefret ediyorum.

Utálok utazni.

Tom birinci sınıf seyahat etti.

Tamás első osztályon utazott.

Ben hiç trenle seyahat etmedim.

Eddig még soha nem utaztam vonattal.

Tek başına mı seyahat ediyorsun?

Egyedül utazol?

Seyahat ederken genellikle günlük tutarım.

Naplót szoktam írni, amikor utazom.

Benimle seyahat edecek kimsem yok.

Senki sem akar velem utazni.

Hiç uçakta seyahat ettin mi?

Utaztál már repülővel?

O, yalnız seyahat etmekten korkardı.

Félt egyedül utazni.

Tom otobüsle seyahat etmeyi sever.

Tom szeret busszal utazni.

Sık sık birlikte seyahat ederiz.

Gyakran utazunk együtt.

- Seyahat etmekten hoşlanıyoruz.
- Gezmekten hoşlanıyoruz.

Szeretünk utazni.

- Yalnız seyahat etmek için çok gençsin.
- Yalnız seyahat edebilmek için çok gençsiniz.

- Túl fiatal vagy, hogy egyedül utazz.
- Túl fiatal vagy, hogy egyedül utazzál.

çünkü pasaportumda hâlâ seyahat uyarısı vardı.

mert még mindig beutazási riasztás volt az útlevelemen.

Hiçbir şey seyahat etmekten hoş değildir.

Semmi sem kellemesebb, mint az utazás.

O yurt dışında seyahat etmeyi sever.

Szeret külföldre utazni.

Seyahat etmek için yeterince param yok.

Nincs elég pénzem utazni.

Tom tek başına seyahat etmeyi sever.

Tomi szeret egyedül utazni.

O tek başına seyahat etmeyi sever.

Egyedül szeret utazni.

Trenle seyahat etmeyi uçmaya tercih ederim.

- Jobban szeretek vonattal utazni, mint repülőgéppel.
- Szívesebben utazom vonattal, mint repülővel.

Şehirdeki evinden dışarıya hiç seyahat etmedi.

Még soha nem utazott el abból a városból, ahol lakik.

Bu yaz yurt dışına seyahat edeceğiz.

Idén nyáron külföldre utazunk.

Ben bir seyahat acentesi için çalışıyorum.

Egy utazási irodában dolgozom.

Babam hava yoluyla seyahat etmeyi sever.

- Apám szeret repülővel utazni.
- Édesapám szeret repülővel utazni.

O, gelecek yıl yurtdışına seyahat edecek.

Jövőre külföldre utazik majd.

Tom ve Mary birlikte seyahat edecekler.

Tamás és Mária együtt fognak utazni.

Bir sürü valizle seyahat etmeyi sevmiyorum.

Nem szeretek rengeteg csomaggal utazni.

Bu kolay ve huzurlu bir seyahat değildi

Ez nem volt békés és könnyű út,

Çoğunun sağlık durumu seyahat için uygun değil.

a legtöbben nincsenek olyan állapotban.

Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.

Úgy tartják, hogy lehetetlenség visszautazni a múltba.

Uçmak seyahat etmek için en hızlı yoldur.

A repülés az utazás leggyorsabb módja.

- O seyahati sever.
- O, seyahat yapmayı sever.

Szeret utazni.

Son zamanlarda bir yere seyahat ettiniz mi?

Elutazott valahová az utóbbi időben?

Hayat iki kez seyahat edilemeyen tek yoldur.

Az élet az egyetlen út, amin nem lehet kétszer végigjárni.

Tom'un seyahat etmek için yeterli parası yok.

Nincs elég pénze utazásra Tominak.