Translation of "Etmiyor" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Etmiyor" in a sentence and their japanese translations:

çocuk nesillerini takip etmiyor.

追跡している国はありません

Hatalı olduğunu kabul etmiyor.

彼女は自分が間違っているのを認めない。

Tom senden nefret etmiyor.

トムはあなたのことを憎んではいない。

O neden dans etmiyor?

何故彼女は踊っていませんか。

Bana bir şey ifade etmiyor.

理にかなっていません

Bu havadan nefret etmiyor musun?

毎日うっとうしくていやですね。

Mektubu bir anlam ifade etmiyor.

彼の手紙は意味をなさない。

Sınıf arkadaşları onu takdir etmiyor.

同級生は彼女のよさが解っていない。

Sigara içmeniz beni rahatsız etmiyor.

あなたがたばこを吸ってもかまわない。

Fakat bu, çocuğunuzun hayallerine hizmet etmiyor.

しかし その力は 子どもの想像力ではなく

Yuvanın en arkasında, pek hareket etmiyor.

‎彼女は巣穴の奥にいて ‎ほとんど動くことはなかった

O herhangi bir anlam ifade etmiyor.

それは全然意味をなさない。

Kendisinde müzik kulağı olmadığını fark etmiyor.

あいつ、自分が音痴だってこと知らないんだよ。

Bazı insanlar profesyonel beyzbolü tasvip etmiyor.

中にはプロ野球に賛成でない人もいる。

Son zamanlarda Tom bana dikkat etmiyor.

最近トムがかまってくれないの。

O onun için bir şey ifade etmiyor.

彼女は彼にとってなんでもない人だ。

Bazı cümleler anlam ifade etmiyor. Yani, ne?

いくつかの文章は意味がないけど、だからどうなの。

Motorda sorun yok, fakat arabam hareket etmiyor.

エンジンはなんともないが車が動かない。

Bu arada, İngilizcem kesinlikle ümit vaat etmiyor.

ちなみに私は英語がからきし駄目なんです。

- Tom Allah'a inanmıyor.
- Tom Tanrı'ya iman etmiyor.

トムは神の存在を信じていない。

Eğer sadece veri göstergesiyse bütünü temsil etmiyor olabilir.

ある1件のデータだけでは その事象を代表しているとは言えません

Sınavlarda başarı onun için bir şey ifade etmiyor.

試験がうまくいったことなど彼女にとって重要ではない。

Bu cümleyi yeniden yazmalısın. Bir anlam ifade etmiyor.

この文は書きかえなきゃだめだ。意味がわからない。

Onun tezi bir anlam ifade etmiyor. Öncelikle onun teması belirsiz.

彼の論文は意味不明。第一、主題が曖昧だ。

Eğer İngilizce konuşanlar bunu anlamıyorsa bu hiçbir anlam ifade etmiyor.

英語話者に通じなきゃ意味ないぞ。

- Kazanıp kazanmamanın bir önemi yok.
- Kazanıp kazanmaman bir şey fark etmiyor.

- 勝敗は問題ではない。
- 勝つか負けるかはどうでもいい。

Linda şimdi çok dans etmiyor fakat eskiden çok dans ettiğini biliyorum.

リンダは、今はあまりダンスをしないが、昔はよく踊っていたのを知っている。

Mary şimdi fazla dans etmiyor, ama eskiden çok dans ettiğini biliyorum.

- メアリーは今はあまり踊らないが、昔はよく踊っていたのを私は知っている。
- メアリーは今ではあまり踊らないが、昔はかなり踊っていたことを私は知っている。
- メアリーは、今はあまりダンスをしないが、昔は良くしたものだ。

Adam zar zor geçiniyor ve asla bir kuruş bile tasarruf etmiyor.

その男はその日暮らしをしていて、1セントの貯金もしない。

- Sigara içmeniz beni rahatsız etmiyor.
- Sigara içmenizin bence bir sakıncası yok.

あなたがたばこを吸ってもかまわない。

Kasaba çevresinde cinsel ilişkide bulunan çiftleri görmek sizi rahatsız etmiyor mu?

街中でイチャイチャするカップル見たら腹立ちませんか?

- Web sitemi neden kimse ziyaret etmiyor?
- Siteme niye hiç kimse girmiyor?

何で誰も私のサイトに来てくれないのかな?

Birçok kişi arabalarla ilgilenir fakat arabalar benim için bir şey ifade etmiyor.

車に興味をもつ人が多いが、私には全然興味がありません。

- Büyük Britanya artık dünya politikalarının kontrolünde değil.
- Büyük Britanya artık dünya siyasetini kontrol etmiyor.

英国はもはや世界政治を支配してはいない。