Translation of "Ebeveynlerim" in Japanese

Ebeveynlerim duyabiliyor

両親は耳が聞こえます

Ebeveynlerim boşandı.

両親が離婚した。

Ebeveynlerim nerede?

私の両親はどこにいますか。

Ebeveynlerim kırsalda yaşıyorlar.

私の両親はいなかに住んでいます。

Onlar benim ebeveynlerim değiller.

彼らは私の両親ではない。

Ebeveynlerim henüz yaşlı değiller.

私の両親はまだ年寄りではない。

Ebeveynlerim haberi duyduğuna şaşırdı.

私の両親はその知らせを聞いて驚いた。

Ebeveynlerim beni oraya gönderdi.

両親は無理に私をそこへ行かせた。

Ebeveynlerim onun arkadaşını tanıyorlar.

私の両親は彼女の友人をよく知っている。

Ebeveynlerim oraya gitmeme izin verdi.

両親は私をそこへ行かせてくれた。

Ebeveynlerim Tom'la tekrar görüşmemi yasakladı.

両親は私がまたトムと会うことを禁止した。

Ebeveynlerim her zaman ona bağlıdır.

私の両親はいつも彼を頼る。

Ebeveynlerim az önce istasyona vardılar.

両親はたった今、駅に着いたばかりです。

Onlar benim gerçek ebeveynlerim değil.

両親は本当の親ではありません。

Ebeveynlerim beni seyahat etmekten vazgeçirdi.

うちの親に、旅行に行くの止められたんだ。

Ebeveynlerim bana bir kartpostal gönderdiler.

両親が私にはがきを送ってくれた。

Ebeveynlerim Tom'u tekrar görmemi yasakladılar.

両親は私がまたトムと会うことを禁止した。

Ebeveynlerim oraya yalnız gitmeme itiraz ettiler.

両親は私がそこへ一人で行く事に反対した。

Ebeveynlerim size en iyi dileklerini gönderdi.

両親がよろしくと言ってました。

Ebeveynlerim beni yalnız seyahat etmekten vazgeçirdi.

私の両親は私が一人旅するのを思いとどまらせた。

Ebeveynlerim denizde yalnız yüzmeme izin vermedi.

私の両親は決して私を一人では海で泳がせなかった。

Ebeveynlerim amcamı uğurlamak için havaalanına gitti.

両親はおじを見送りに空港に行った。

Ebeveynlerim erkeklerle dışarı çıkmama izin vermezdi.

両親は私が男と付き合うことを絶対に許そうとはしなかった。

Dediğim gibi, ebeveynlerim BSL kurslarına gittiler ve

さっきも言いましたが 私の両親はBSLの講座に通いましたが

Ebeveynlerim yurt dışında eğitim yapmama itiraz etti.

両親は私が留学することに反対した。

Ebeveynlerim kız kardeşimin bir yabancıyla evlenmesine karşı.

私の両親は姉が外国人と結婚するのに反対している。

Testte iyi yapmadım bu yüzden ebeveynlerim beni azarladı.

テストの点が悪かったので、親にガミガミ言われた。

Tayfundan dolayı ebeveynlerim seyahatlarını bir gün erken bitirdiler.

台風のせいで両親が一日早く旅行から帰ってきた。

Ebeveynlerim Tom'u tekrar görmem için bana izin vermedi.

両親は私がまたトムと会うことを禁止した。

- Ebeveynlerim Aichi Prefecture'da doğdu.
- Anne babam Aichi ilinde doğdu.

私の両親は愛知県で生まれた。

Ebeveynlerim kız arkadaşımdan hoşlanmıyorlar. Benim için yeterince iyi olmadığını düşünüyorlar.

僕の親って、僕の彼女のことが嫌いなんだ。二人は、彼女は僕にはふさわしくないって思ってるんだ。

- Ebeveynlerim tarafından ihmal edilmeye alışkınım.
- Ebeveynim tarafından göz ardı edilmeye alışığım.

両親に相手にされないのには慣れている。

Ebeveynlerim bana Noel için bir kimya seti verdiğinde neredeyse on yaşındaydım.

両親がクリスマスに化学実験セットをくれた時、僕は１０歳近い年齢だった。

Sadece ebeveynlerim değil fakat aynı zamanda kız kardeşim de benim fikrime karşı.

両親だけでなく姉も私の意見に反対である。

Tokyo banliyölerinde yaşayan ebeveynlerim ve küçük erkek kardeşim büyük bir depremde öldüler.

東京の郊外に住む両親や弟は大震災で死んだ。