Translation of "Değiller" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Değiller" in a sentence and their japanese translations:

Hala istedikleri yerde değiller.

成功するとは限りません

Topluluklarından ayrılmak zorunda değiller.

生徒たちは地元から 出る必要すらありません

Elmalar oldukça olgun değiller.

リンゴはまだ完全には熟してはいません。

Bütün öğrenciler mevcut değiller.

その生徒達が全員出席しているわけではない。

Onlar sağlam ayakkabı değiller.

彼らはそんなに悪い連中ではない。

Onlar benim ebeveynlerim değiller.

彼らは私の両親ではない。

Onlar İngiliz değiller mi?

彼らはイギリス人ではありませんか。

Şu mumlar beyaz değiller.

その蝋燭は白くありません。

Ebeveynlerim henüz yaşlı değiller.

私の両親はまだ年寄りではない。

Onlar küçük çocuklar değiller.

彼らは小さな子供ではありません。

Onların hepsi mevcut değiller.

彼らは全員出席しているわけではない。

Onlar Amerikalı değiller mi?

彼らはアメリカ人ではないのですか。

Tek farklı olan onlar değiller.

例外なしにです

Bulutlara çıkabilirim, artık gri değiller

雲にだって乗れる もう迷いはない

Bugün birbirleriyle savaş hâlinde değiller.

今では 大国同士は 決して戦争などしません

Emin olmadıklarından gri alanda değiller,

彼らが中間なのは 不確かだからではなく

Zenginler her zaman mutlu değiller.

- 金持ちが必ずしも幸福とは限らない。
- 金持ちが必ずしも幸福であると限らない。
- 金持ちが必ずしも幸せとは限らない。
- 金持ちが幸せとは限らない。
- お金持ちは必ずしも幸福とはかぎらない。
- 金持ちは必ずしも幸せではない。

Onlar tüccar değiller, ancak çiftçiler.

彼らは商人ではなくて、農場主です。

Onlar düşman değiller fakat dostlar.

彼らは敵ではなくて味方だ。

Hastalar para konusunda endişelenmek zorunda değiller.

病人がお金のことを 心配する必要はありません

Ebeveynlerimin her ikisi de hayatta değiller.

両親ともに健在とは限らない。

Onlar bugün okula gitmek zorunda değiller.

彼らは今日は学校へ行く必要がありません。

Gerçeği söyle, onlar karı-koca değiller.

- 実を言うと、二人は夫婦でないのです。
- じつをいうと、二人は夫婦ではないのです。

Bu çocuklar kızlarla konuşmada iyi değiller.

この少年たちは少女たちと話をするのがうまくない。

Ama sahilde bulduklarınız gibi normal yengeçlerden değiller.

でも浜辺にいるような― カニではない

Bu ayakkabıların moda olduğunu düşünebilirsiniz, ama değiller.

君はそんな靴が流行していると思っているかもしれないが、そうじゃないんだ。

Japonlar din konusunda o kadar özel değiller.

日本人はあまり宗教にはこだわらない。

Birleşik Devletler'de öğrenciler toz toprak içinde oturmak zorunda değiller.

アメリカの生徒は土の上に 座ることもないでしょう

Onların okuyamaması veya hiç yazmaması anlamında onlar cahil değiller.

彼らは普通に読み書きが全くできないという意味で読み書きができないのではない。

Birçok kişi antibiyotiklerin virüslere karşı yararsız olduklarının farkında değiller.

抗生物質がウイルス性疾患に対して効果がないということはあまり知られていない。

Anneleri olmadan hayatta kalacak yetenek veya güce henüz sahip değiller.

‎親離れするには ‎体力も技量も足りない

Öncelikle,devlet tahvilleri bir bakkal dükkânı çalıştırmak için yeterli değiller.

まず第1に、雑貨店を経営するには資金が不十分だ。

O bir zamanlar onu tanıyordu ama onlar artık arkadaş değiller.

彼はかつて彼女と知り合いであったが、今ではもはや友達ではない。

- Bu insanlar masum olmaktan başka bir şey değiller.
- Bu insanların hiçbir suçu yok.

この人たちは無実どころではありません。