Translation of "Gitmeme" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Gitmeme" in a sentence and their japanese translations:

Gitmeme izin ver.

私に行かせて。

Gitmeme izin verme.

決して放さないで。

- Lütfen seninle gitmeme izin ver.
- Lütfen sizinle gitmeme izin verin.
- Lütfen sizinle gitmeme izin veriniz.

私もご一緒させてください。

Lütfen gitmeme izin verin.

私に行かせてください。

- Şimdi gitmeme izin verir misiniz, lütfen?
- Lütfen gitmeme izin verir misin?

すみませんが、もう行かせていただけませんか。

Babam yüzmeye gitmeme izin verdi.

- 父は私泳ぎに行くのを許した。
- 父は私が泳ぎに行くのを許してくれた。

Oraya gitmeme izin verir misin?

そこに行ってもよろしいですか。

Ebeveynlerim oraya gitmeme izin verdi.

両親は私をそこへ行かせてくれた。

O oraya gitmeme ısrar etti.

彼女は、私がそこへ行くようにと言って聞かなかった。

Onun gitmeme sebebi hala belirsizdir.

彼の行けない理由がなおはっきりしない。

- Gitmeme izin ver.
- Bırak gideyim.

- 私に行かせて。
- 私に行かせてください。

Lütfen eve gitmeme izin ver.

- 家に帰る許可を下さい。
- 家に帰らせてください。

Babam konsere gitmeme izim verdi.

父はぼくがコンサートに行くのを許してくれた。

Kimse oraya gitmeme engel olamaz.

私はそこに行く。誰も私を止められない。

Ebeveynlerim oraya yalnız gitmeme itiraz ettiler.

両親は私がそこへ一人で行く事に反対した。

Sadece bir kez gitmeme izin ver.

今回だけ大目に見てください。

Ailem tek başıma gitmeme izin vermedi.

親は、私が一人で行くことを許さなかった。

- Seninle gitmeme izin ver.
- Seninle gideyim.

一緒に行かせて下さい。

Babam sinemalara yalnız gitmeme izin vermez.

父は私にひとりで映画を見に行かせてくれない。

Şartlar benim yurt dışına gitmeme izin vermedi.

海外へ行くことは事情が許さなかった。

Ödül parası dünya gezisine gitmeme olanak sağladı.

その賞金で私は世界一周の航海をすることが出来た。

Eğitim için yurt dışına gitmeme nedeni odur.

そういうわけで、彼は海外留学しなかった。

Annem benim Orta Doğuya gitmeme itiraz etti.

母は私が中東に行くことに反対した。

O benim dün dışarı gitmeme itiraz etti.

彼は、昨日、私が外出することに反対した。

Ailemin tek başıma gitmeme izin vermeyeceğinden eminim.

両親が私ひとりでは行かせないにきまっています。

Babam tek başıma sinemaya gitmeme izin vermez.

父は私にひとりで映画を見に行かせてくれない。

Kızım ceket kolumu tuttu ve gitmeme izin vermedi.

娘は私の上衣の袖にすがりついて、私を行かせまいとした。

Beşe kadar geri gelmem şartıyla oraya gitmeme izin verildi.

私は5時までに帰って来るという条件でそこへ行くことを許された。

- Babam yurt dışına gitmemi onaylamadı.
- Babam yurt dışına gitmeme razı oldu

父は私が外国へ行くことを承知した。

- Oraya gitmem gerekiyor mu?
- Benim oraya gitmeme herhangi bir ihtiyaç var mı?

私がそこに出向く必要がありますか。