Translation of "Duygusu" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Duygusu" in a sentence and their japanese translations:

Onun güzellik duygusu yoktur.

- 彼女は美に対するセンスを持っていない。
- 彼女は美的センスがゼロだ。

Onun görev duygusu yok.

彼女には義務の観念が無い。

Onun yön duygusu yoktur.

彼は方向音痴だ。

Danny'n güzellik duygusu yoktur.

ダニーには美的センスがない。

Tom'un stil duygusu yok.

トムはファッションセンスが全くない。

Tatlı bir mizah duygusu var.

彼女は楽しいユーモアのセンスがある。

Onun bir moda duygusu var.

彼女はハイセンスの持ち主ですよ。

Birçok Amerikalının mizah duygusu vardır.

大部分のアメリカ人にはユーモアのセンスがある。

Espri duygusu yok gibi görünüyor.

彼にはユーモア精神が全然ないようだ。

Güçlü bir sorumluluk duygusu var.

彼は責任感が強い。

önemli sayılmak, kahramanlık aidiyet duygusu, amaç,

重要感 英雄感 連帯感や目的だけでなく

Ve büyük bir tatmin duygusu yaşıyordum.

自分自身も 一人のサマリタンとして

Kültürel binalar bir merak duygusu uyandırmalıydılar.

人々の好奇心を 掻き立てるべきであること

Onun duygusu sözler için çok güçlüydü.

彼女は感情が激しいものがいえなかった。

Siz genç insanların mizah duygusu yok.

あなたたち若い人はユーモアのセンスが全くない。

Çok iyi bir mizah duygusu var.

彼のユーモアのセンスは非常によい。

Tom'un güçlü bir sorumluluk duygusu var.

トムは責任感が強い。

Ve suçluluk duygusu içinde kendime sürekli hatırlattım,

ひどい罪悪感に苛まれながらも 「命あるだけでも幸せなのだ」と

Anti CEO kitabının temelinde şükran duygusu var.

そこでは感謝が重要です

Tom'un modern resim için estetik duygusu vardır.

トムには近代絵画の鑑賞能力がある。

Bilim, merak duygusu ve dayanışma için de geçerlidir.

科学や人間の好奇心や連帯ー このような分野にも当てはまります

Biz çaresizlik duygusu ile baş etmek zorunda kalacağız.

我々は無力感を克服しなければならないであろう。

O gerçekten kolayca kaybolur. Onun yön duygusu yok.

彼女、方向音痴だから、すぐに道に迷っちゃうんだ。

Koku duygusu kaybı bir kafa travması nedeniyle oldu.

彼が嗅覚を失ったのは、頭部のけがのためだった。

O güvenilir bir kişi ve güçlü sorumluluk duygusu var.

彼は信頼できる人で、責任感が強い。

Diğer insanların duygusu ne olursa olsun, o düşündüğünü söyler.

彼は他人の感情にかまわず思っていることを口に出す。

Hafif bir suçluluk duygusu olsa da o kendini gülmekten alamadı.

少し悪いと思いながらも、彼は笑うのを抑えることはできなかった。