Translation of "Genelde" in Japanese

0.012 sec.

Examples of using "Genelde" in a sentence and their japanese translations:

Genelde söyledikler şey,

たいていは こう言います

Genelde çocukluğundan bahseder.

彼女が子供の頃のことを言うのをよく耳にする。

Genelde biz iyiyiz.

全体的にはうまくやっています。

- Genç insanlar genelde enerji dolu.
- Gençler genelde enerji doludur.

若者はたいてい活気に満ちている。

Genelde işler iyi gidiyor.

概して事態はうまく進んでいる。

Genelde, onun söylediği doğrudur.

概して言えば、彼女の言うことは正しい。

Genelde, bu bir başarıydı.

全体的に見れば成功だった。

Genelde Japonya iklimi yumuşaktır.

- 概して日本の気候は温和である。
- 概して言えば、日本の天候は温暖です。
- 一般的に言って、日本の気候は温暖である。
- 一般的に言えば、日本の気候は温和だ。
- 一般的に言えば、日本の気候は温暖です。

Onu genelde akşamleyin yaparım.

午後にそれをよくやる。

genelde omurgayı, bazen de kaburgaları --

通常は脊椎 時には肋骨にまで伸び

genelde siyahi ve Latin asıllılardı,

大抵いつも 黒人かラテン系で

Ve genelde, medeniyeti bulmaya çalışırken,

文明を見つけたいなら

Genelde konuşanlar insandır makineler değildir.

大概 人は話しますが機械は話しません

Genelde erkekler kadınlardan daha güçlüdür.

- 概して男性は女性よりも筋骨たくましい。
- 概して、男は女よりも強い。
- 一般に言えば、男の方が女より強い。

Genelde, Susie hoş bir öğrencidir.

概して、スージーはよくできる学生です。

Ocak genelde en soğuk aydır.

1月は普通一番寒い月である。

Köylü insanlar genelde yabancılardan korkar.

田舎の人はよくよそ者を恐れる。

Felsefe genelde zor olarak değerlendirilir.

- 哲学は難しいと見なされることが多い。
- 哲学は難しいと思われがちだ。

İnsanlar genelde havadan şikayet eder.

人々はよく天気について不満を言う。

O teori genelde kabul edilmektedir.

その理論は広く承認されている。

O teori genelde kabul edilmez.

その理論は一般に認められていない。

Mary genelde açık kıyafetler giyer.

メアリーは露出度の高い服をよく着ている。

İnsanlar genelde banliyölerde rahatça yaşamaktadır.

郊外での生活は快適であることが多い。

Genelde saat ondan önce yatarım.

私はたいてい10時に寝る。

çok kısıtlı deneyimlerimiz oluyor genelde.

非常に限られている 場合が多いからです

Genelde ne kadar içki içiyorsunuz?

普段、どれくらいの量のお酒を飲んでいますか?

Hastaneler genelde bizi daha hasta yapıyor.

病院が時として病を重くします

çünkü yeşil bitkiler genelde kaynak demektir.

緑の植物は資源になるからね

Genelde çocuklar açık havada oynamayı sever.

一般的に言って、子供は戸外で遊ぶのが好きだ。

Yuri genelde o günlerde Londra'ya gitti.

百合は当時たびたびロンドンに行った。

Babam gazeteyi genelde yemek esnasında okur.

父は食事中によく新聞を読みます。

Mary genelde alay edilmeye alışkın değildir.

メアリーは他人の前でからかわれることに慣れていない。

Genelde duygularımızı söz kullanmaksızın ifade ederiz.

私たちは自分の感情を言葉以外の方法で表すことが多い。

Hafif müzik genelde uyumaya yardımcı olur.

静かな音楽を聞くと眠れることがよくある。

Ve genelde sizin çok sevdiğiniz gibi görünen

ソーシャルゲームをしても 大抵は楽しくありません

Bu genelde bir yiyecek kaynağı bulduklarını gösterir.

あの動きなら 食料を見つけたんだ

Fakat bu minik canavarlar genelde birbirlerini avlar.

‎しかし虫たちは ‎お互いを捕食し合う

Balina köpek balığının hayatı genelde yalnız geçer.

‎ジンベエザメは ‎通常 単独で生きる

Yılın bu zamanında genelde çam iğnesiyle beslenirler.

‎この時期は ‎松葉を食べて過ごしている

Şimşek, genelde gök gürültüsünün ardından meydana gelir.

- 稲妻は普通、雷鳴の前に光る。
- 稲光はたいてい雷の音がした後で光る。

Genelde Japon arabaları denizaşırı ülkelerde daha popüler.

一般的に言って日本車は海外で人気が高い。

Genelde Yeni Zelandalılar Japonlardan daha uzun boyludur.

一般的に言えば。ニュージーランド人は日本人より背が高い。

İnsanların genelde dahiler için hiçbir sempatisi yoktur.

人々は天才に同情心を持たないことが多い。

Japonya genelde yaşamak için güzel bir yerdir.

日本は大体において住み良い所だ。

Tom genelde tüm gün bilgisayarının karşısında oturur.

トムは一日中パソコンの前に座っていることが多い。

Tüketiciler genelde kaliteden ziyade miktara önem verir.

ふつう、消費者は質より量をとる。

Yataktan hızlı kalkınca genelde başınız dönüyor mu?

ベッドから急に起き上がると、よくめまいがしますか?

- On yedi yaşında bir delikanlı genelde babası boyundadır.
- On yedi yaşında bir delikanlı genelde babası kadar uzundur.

17歳の男の子は、父親と同じくらいの背のあるものが多い。

- Ben sık sık okuldan sonra futbol oynarım.
- Okuldan sonra genelde futbol oynarım.
- Okuldan sonra top oynarım genelde.

私は放課後しばしばサッカーをする。

Bu genelde bir yiyecek kaynağı buldukları anlamına gelir.

あの動きなら 食料を見つけたんだ

Ve bu genelde bir yiyecek kaynağı bulduklarının işaretidir.

あの動きなら 食料を見つけたんだ

Genelde bu büyük maymunlar yapraklardan oluşan yuvalarında uyur.

‎普通なら樹上のねぐらで ‎寝ている時間だ

Genelde lise öğrencileri üniversite öğrencilerinden daha çok çalışırlar.

一般的に言って、高校生は大学生より一生懸命勉強する。

İnsanların ne kadar bira içtiği genelde havaya bağlıdır.

ビールの消費量は天気におおいに左右される。

Bu tip şeyler genelde maksatlı değil, kazara olur.

そういうことは計画的というよりむしろ偶然に起こることがしばしばある。

On yıl önce onun teorisi genelde kabul edilmezdi.

10年前だったら、彼の理論も一般的に認められるということはなかったでしょう。

Ormanda en küçük şeylerin genelde en ölümcül olduklarını gördüm.

ジャングルでは小さな物も― 命取りになる

Manevra ve saldırı için, birlikler genelde sütun formasyonunu alırdı.

そのため移動と攻撃の際 たいてい大隊は分団縦隊を形成した

Genelde, Tom neredeyse yaptığı her şeyde uyumlu bir insandır.

概して、トムはやることほとんど全てにおいてのんびりした人間だ。

- Genelde ölümü siyahla bağdaştırırız.
- Sık sık siyahı ölümle ilişkilendiririz.

我々はしばしば黒色を死と結び付けて考える。

Babam genelde bira içer ama bu akşam şarap içti.

父は普通ビールを飲むが、今夜はワインを飲んだ。

Onlar çok tartışır ama genelde birlikte oldukça iyi geçinirler.

口論もよくするけれども、たいていは皆とても仲良くやっている。

Durum şu ki, bugünkü toplumda, bu hikâyelerin gerçek hâlleri genelde

問題は 現代社会において 大抵 こうした話の真の部分は語られないか

Yatmadan önce genelde ceplerindeki tüm bozuk paraları çıkartıp masaya boşaltır.

彼は就寝前にポケットから小銭を取り出して、テーブルの上にどさっと置く。

- Berbere genelde ayda bir giderim.
- Genellikle ayda bir kez berbere giderim.

1ヶ月に1回床屋に行くよ。

- Genelde saat ondan önce yatarım.
- Genellikle saat on'dan önce yatmaya giderim.

私はたいてい10時に寝る。

İz süren biri için ağaçlar bu yüzden iyidir. Çünkü genelde işaret barındırırlar.

だから木は追跡に使える 痕跡を引っかけるからね

- Cumartesi geceleri sık sık dışarıda yemek yiyor.
- Cumartesi akşamları genelde dışarıda yer.

彼はよく土曜の夜に外食します。

- Mike, uçaklar genelde böyle mi sarsılırlar?
- Mike, uçaklar genellikle böyle mi sarsılırlar?

マイク、飛行機って普通はこんなふうに揺れるものなのかい。